GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:26.06.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri üniversitelerin akademik ve bilimsel özerkliğe sahip olamamaları. Aslında bu, Türkiye için yeni bir olay değil, Türkiye bu problemle ilk kez ne zaman tanıştı? 6 Kasım 1981 tarihinde Yükseköğretim Kanunu'nun yürürlüğe konulmasıyla. Yani 12 Eylül müdahalesini gerçekleştiren Millî Güvenlik Konseyinin bir uygulaması olarak bu sorun karşımıza çıktı ve ilerleyen yıllarda da derinleşerek günümüze kadar devam etmiş oldu.

Şimdi, ben bu vesileyle Adalet ve Kalkınma Partisinin önceki yıllardaki tutumunu sizlere hatırlatmak istiyorum. 2002 yılında, 2002 Genel Seçimleri öncesinde Adalet ve Kalkınma Partisi, seçim beyannamesinin 79 ve 80'inci sayfalarını bu konuya ayırmış, üniversitelerin özerkliği meselesine ayırmış ve çok isabetli olarak da yükseköğretim kurumlarının akademik ve bilimsel özerkliğe kavuşturulması gerektiğinden söz etmiş, bunu vadetmiş ve dahası üniversitelere rektör seçme, fakültelere dekan atama yöntemlerinin değiştirilmesi gerektiğini ve bu değişikliğin yapılabilmesi için de bir dizi yasal değişikliğin gerekli olduğunu belirterek burada aslında, üniversitelerin kendi seçimlerini yapabilmesi gerektiğinden bahsetmiş, ayrıntıları inceleyebilirsiniz. Şimdi, bu, tabii, çok değerli bir vaat ve biz de o yıllarda bu tür vaatleri yakından destekledik, derinden destekledik ama sonraki yıllarda, maalesef, Hükûmetin izlediği politikalar bunun tam aksine bir seyir izledi. Bir kere Yükseköğretim Kurulunun kendisi başlı başına bir vesayet kurumudur. Kimler üzerinde kurulmuştur? Gençler üzerinde ve akademisyenler üzerinde. Kim tarafından? Askerî yönetim tarafından. Neden? Çünkü böylelikle bir toplum tasarımı yapılmak istenmiştir ve bunun araçlarından biri olarak da Yükseköğretim Kurulu tercih edilmiştir. Fakat bugün geldiğimiz noktada tablo çok daha vahim çünkü 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle aslında öyle hükümler getirilmiş ki rektör atama yetkisi hem vakıf üniversitelerinde hem devlet üniversitelerinde tamamen Cumhurbaşkanına bırakılmıştır. Şimdi, yanlış anlaşılmasın, Cumhurbaşkanlığı makamı siyasi bir makamdır ve siyasi bir makamın üniversiteler üzerinde böyle bir yetkiye sahip olması düşünülemez.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Devamla) - Teşekkürler.

Neyse ki Anayasa Mahkemesi bu 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin pek çok hükmünü ve bu hükmünü de iptal etti ve bize on iki aylık bir süre verdi. Dolayısıyla bu süre içinde biz mahkeme kararına uygun olarak burada birtakım mevzuat değişiklikleri yapacağız ama ben buradan Adalet ve Kalkınma Partisindeki arkadaşlarımıza seslenmek istiyorum: 2002 yılındaki seçim beyannamesi taahhütlerine uygun olarak bir formül üzerinde uzlaşalım, üniversitelere özerklik sunalım. Bakın, bu hangi açıdan çok önemli? Türkiye büyük bir beyin göçü yaşıyor, akademisyenlerimiz ve gençlerimiz Türkiye'yi terk edip gidiyorlar ve dünyanın içinde bulunduğu bu rekabet düzeninde eğer biz gençlerimizi ve akademisyenlerimizi kaybedersek bu rekabet düzeninde yenilgiyi baştan kabul etmiş oluruz. Dolayısıyla biz CHP önergesini Saadet-Gelecek Grubu olarak destekliyoruz, kurulacak bir komisyonun bize sunacağı verilerle çok sağlıklı bir düzenleme yapabileceğimize inanıyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve CHP sıralarından alkışlar)