Konu: | Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 96 |
Tarih: | 26.06.2024 |
HÜSEYİN OLAN (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen değerli halklarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz gibi, bir hafta önce Diyarbakır'ın Çınar ve Mardin'in Mazıdağı ilçeleri arasında bulunan bölgede bir yangın çıktı. Yangın çıkar çıkmaz arkadaşlarımız ve belediyelerimiz yangın alanındaydı. Ancak yangın alanında olmayan 6 Şubat depreminde olduğu gibi yine iktidardı, yine devletti. Bu yangında 15 yurttaşımız vefat etti. Vefat edenlerin ailelerine başsağlığı diliyoruz, Allah rahmet etsin diyoruz, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Ancak önemli olan, bu yangındaki devletin ve iktidarın tavrıydı. Burada, bildiğiniz gibi, Mardin'de devlet hastanesi var ancak ne yazık ki bu devlet hastanesinde bir yanık tedavi ünitesi yok. Yanık tedavi ünitesinin olmayışından kaynaklı belki birçok yurttaşımız vefat etti. Bunun sorumlusu iktidardır. Devlet, iktidar, bugüne kadar sağlığı hep ticarileştirdi, hep bir AVM mantığıyla baktı. Bu bölgede -ki Türkiye'nin en sıcak bölgesi, yangın ihtimalinin en fazla olduğu bir bölge- burada bunu düşünmeyişlerinin nedeni acaba "Burada yangın olmaz." düşüncesi mi veya yangın ünitesi yine AVM'lerde olduğu gibi verimli bir reyon değil mi? Çünkü iktidar hep sağlığı ticarileştirildi, sağlığa âdeta bir AVM gibi baktı. Burada aslında önemli olan, iktidarın sağlık konusundaki politikasıdır. Bu politikasının sonucunda birçok yurttaşımız vefat etti. Bunun sorumlusu iktidardır.
Yine bununla birlikte, bu bölgede onlarca canlı, börtü böcek, doğa tahrip edildi. 55 dekarlık bir alandır. Bu alanda bu yangından artakalan küller vardır, partiküller vardır. İleriki süreçlerde bu küllerden, partiküllerden etkilenecek olan vatandaşlarımız olacaktır; kronik hastalığı olanlar, risk altında olan hamile kadınlar, çocuklar... Bununla ilgili acaba Sağlık Bakanlığının ileriye dönük bir eylem planı var mıdır, ben pek inanmıyorum. Elbette ki bu tür doğal afetler önlenemez ancak önlem alınarak, önceden tedbir alınarak zarar en aza indirgenebilir. Bu anlamda, en büyük sorun aslında yangın süresince devletin, iktidarın burada olmayışı. Dağ başında bir çoban göründüğünde anında, dakikalar içinde onlarca ölüm kusan araç havalanır. Ancak saatlerce 55 dönümlük bir arazide insanlar cayır cayır yanarken ne yazık ki iktidar bir tek gece görüşlü yangın helikopterini kaldırmamıştır. Bunun da sebebini aslında iktidar sıralarında oturan sayın vekillerimize sormak gerekiyor. Gerçekten gece görüşlü helikopter yok muydu yoksa bölgenin konumu itibarıyla ihtiyaç duyulmadı mı? Tabii, bunlar bizim aslında en büyük sıkıntılarımız.
Bu anlamda, baktığımızda, en önemli şey, aslında demin vekilimizin de gündeme getirdiği sosyal medyadaki paylaşımlardır. Bir şekilde yaralar onarılır ancak yürek yaraları hiçbir şekilde onarılmaz, duygudaki kopuşluk kalıcı olur. Bu noktada, o kötü paylaşımlardan kaynaklı hiçbir savcının harekete geçmemesi, bu noktada bunu yapanlarla ilgili bir soruşturma açmaması da elbette ki halkımızın yüreğinde kalıcı bir yara bırakmıştır. Halkımız bunu hiçbir zaman, asla ve asla unutmayacaktır. Bu sebeple, umudum odur ki ileriki süreçlerde bu tür şeyler yaşanmasın ve iktidar, devlet üzerine düşeni yapsın; bu noktada devlet olma gereğini de yerine getirsin.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)