GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İNSAN HAKLARI VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ BAĞLAMINDA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:90
Tarih:10.04.2013

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, Danışma Kurulu kararı bitimine kadar; onun için rahat olun, sabaha kadar yolu var, konuşalım. Aslında, Sayın Bakanım, Adalet Bakanlığı üzerinden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde mahkemelik olduk, o kanunu düzeltmek, o durumu düzeltmek için kanun getiriyoruz. Ümit ederim ki Bakanlığınızın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde mahkemelik olur bir durumu olmaz. Özellikle bu tek tip kıyafet meselesi, gerçekten, toplumda çok ciddi bir tartışma konusu. Biliyorum ki o noktada aldığınız karar rahatlattı meseleyi ama meseleyi bir genelgeye dökmenizi ben resmen çok faydalı buluyorum. Burada bulunmuş olmanız dolayısıyla arz ederim.

Değerli arkadaşlar, bakınız, bu tasarı, gerekçesinde de belirtildiği üzere, bazı ihlal kararlarına konu alanlarda düzenleme yapmaktadır. Doğrudur, geç kalmıştır ama eksiktir. Niye? Çünkü, dördüncü yargı paketini görüşüyoruz ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde mahkûm edilmemize sebep teşkil eden tüm alanlarda bir düzenleme yapmamaktadır -Adalet Bakanı da burada olsa bunu kabul edecekti- içeriğine bakarsanız bu da böyle. Hangi konularda mesela? Kamuoyunda çok tartışılan, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde de çok sayıda ihlal kararı verilen adil yargılanma hakkının ihlali, uzun yargılama süreleri ve uzun tutukluluk süreleri alanlarında bir düzenleme yapılmamaktadır. Bu kadar çok konuştuğumuz ve tenkit ettiğimiz bu alanlarda  Türkiye Cumhuriyeti devleti, Türkiye Büyük Millet Meclisi bir çözüm üretmek mecburiyetinde, özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi çünkü konunun muhatabı kendi üyeleri. Şu anda içeride 7 tane, 8 tane milletvekilimiz var. Yani, hangi konudan, hangi içerikle yargılandıklarını burada tartışmak durumunda değiliz ama dönem bitiyor neredeyse hâlen bu sayın milletvekilleri buraya gelip yemin edemediler. Bu bizim ayıbımız, bu bizim yanlışımız. Yani, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bundan dolayı da Türkiye'yi yarın mahkûm ederse hiç şaşırmamak gerekir. Bir düzenleme yapıyorsunuz, bu düzenlemenin gerekçesi çok haklı: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde Türkiye'nin suçlanmasına tedbir geliştiriyorsunuz. Bu noktada, Sayın Bakanın ölçüsüne ben de katılıyorum. Diyor ki: "Yani, ikinci falan olmak değil, hiç suçlanmayalım, hiç yargılanmayalım, onu amaçlıyoruz." "Onu amaçlıyorsanız gelin bu düzenlemeyi de yapın." diyoruz. Kaldı ki -ben sayın grup başkan vekillerine de hitaben söylüyorum- bu sorunu çözmek üzere, 2011 Temmuz ayında, Mecliste temsil edilen tüm siyasi partilerle bir protokol imzalanmıştı, hep beraber imzaladık bunu. Başta Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisinin yoğun gayretiyle böyle bir protokol imzalandı. Burada denildi ki "Halkın egemenliği ve milletin iradesi, seçilmiş ve vekâlet verilmiş milletvekilleri aracılığıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinde hayata geçirilir. Bu çerçevede, tüm siyasi partilerin ve milletvekillerinin milletimizin kendilerine verdiği bu onurlu görevi yerine getirmeleri için Türkiye Büyük Millet Meclisinde olmaları gerektiğine inanıyoruz."

Ee arkadaşlar, bu protokolün altında hepimizin imzası var, tüm siyasi partilerin imzası var. Hani, niye bu imzanın arkasında durmuyoruz? Bu imzanın gereğince burada niye bir düzenleme yapmıyoruz? Yarın aynı bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden bir soruyla karşılaşırsanız şaşırmayınız. Ee çok gerekli, çok zorunlu bir kanunu düzenliyoruz ama bu kanunu düzenlerken bir arıza bu, bir hastalık hâline dönüşen bir arızamız; eksik düzenliyoruz. Yarın beşinci yargı paketi, altıncı yargı paketi? Her defasında bunları konuşmaktan biz yorulduk ama siz anlamamakta ısrar ediyorsunuz maalesef.

Bu kanunda hiç mi iyi şeyler yok? Onları da söyleyeyim, var tabii ki. Tasarı, tam yargı davalarında dava konusu miktarın sonradan artırılması hususunu, kamulaştırma davalarında davanın dört ay içinde bitirilmemesi hâlinde tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletilmesi, tutuklamaya ilişkin çok etkili olmasa da bazı değişiklikler yapılması, takipsizlik kararlarının yetkin bir soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararlarıyla tespit edilmesi üzerine yeniden soruşturma açılması gibi konularda, müspet konularda düzenleme yapıyor ama "Gelin, bunu tamamlayalım." diyoruz ve önergemiz de yargının hızlanması ve mülkiyet hakkının korunması amacı için süreyi dört aydan üç aya düşüren bir önerge.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Ama, Sayın Bakan zaten konusu olmadığı için "katılmıyoruz" diyerek bu önergeyi mahkûm etti.

Takdirlerinize sunuyor, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)