GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dün gece "Bizim Çocuklar"ın tüm Türkiye'ye muhteşem bir heyecan, gurur ve mutluluk yaşattığına ve Türk Hava Yollarının Almanya uçak bileti fiyatlarındaki artışa, Dışişleri Bakanlığının bugün yaptığı açıklamaya; AK PARTİ iktidarının Suriye politikasına ve ülkenin çok ciddi bir güvenlik tehdidi altına girdiğine, milyarlarca dolarını kaybettiğine; AK PARTİ Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir'in Türkiye'deki doğurganlık hızının çok düşük olduğu ve bununla ilgili bir seferberlik başlatacağı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:98
Tarih:03.07.2024

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, dün gece Bizim Çocuklar tüm Türkiye'ye muhteşem bir heyecan, gurur ve mutluluk yaşattı. Kendilerine yürekten teşekkür ediyoruz. Çeyrek finalde ve sonrasında da aynı başarıyı sürdürmelerini temenni ediyoruz.

Yeri gelmişken Türk Hava Yollarına bir sorumuz var: Avusturya maçı öncesi düşük olan Berlin uçak fiyatları neden maç sonrasında birden fırladı? 25 bin liraya kadar çıktı Sayın Başkanım.

Bir başka örnek daha: Maç günü 19.15 uçağı yani maça yetişme şansınız olmayan uçak 7.200 lira, oysa maça yetişme şansınız olan uçaklar 24-25 bin lira civarında. Dolayısıyla bu yanlış bir uygulamadır; bu, millî futbolcularımızın başarısı üzerinden, onların alın teri üzerinden rant üretme çabasıdır, bunu doğru bulmuyoruz.

Değerli arkadaşlar, Dışişleri Bakanlığımız bugün bir açıklama yaptı. Suriye politikalarıyla ilgili ortaya konulan görüşlerin analitik nitelik taşımadığını ve temel tarih bilgisinden yoksun olduğunu ifade etti. Eleştiri yöneltenlere de "Bölgeye nüfuz etmeye çalışan egemen güçlerin vekilleri." diyerek ağır bir ithamda bulundu. Net olarak şunu ifade edeyim: Bugün, Suriye politikası, çapsızlık, aymazlık, beceriksizlik ve vizyonsuzluk neticesinde ülkeyi bu hâle getirmiştir ve bunun tek sorumlusu AK PARTİ iktidarıdır. Ottawa Sözleşmesi'ni imzalayarak sınır mayınlarının temizlenmesini sağlayan sizsiniz, Türkiye'nin güney sınırındaki mayınları temizleyerek veya temizleterek sığınmacılara güvenli koridorlar açan sizsiniz, Türkiye'nin doğu sınırındaki 50 bin mayını temizleyerek Afganlı kaçakların sırtlarında metamfetamin çantalarıyla akın akın Türkiye'yi işgal etmelerine göz yuman sizsiniz ve doğu sınırındaki mayınların temizlenmesi için Avrupa Birliğinden 20 milyon dolardan fazla da para aldınız. "Avrupa'ya vize serbestisi gelecek." diyerek milleti ikna edip ardından geri kabul anlaşmasını imzaladınız ve bu anlaşmanın bugün hâlâ faturasını ödüyoruz. Bakın, bir ifade okuyacağım size: "Bugün Avrupa ülkeleri hâlâ huzur içinde yaşıyor olmalarını Türkiye'nin 4 milyon sığınmacıyı kendi topraklarında misafir etmesine borçludur." Ben bu lafı söylesem beni ağır bir şekilde eleştirirsiniz fakat bu söz hâlâ AK PARTİ'nin resmî sitesinde ve sosyal medya hesabında duruyor. Tabiatıyla, Türkiye'deki o zaman itibarıyla 4 milyon sığınmacının bulunuyor olmasını, Avrupa'nın huzurlu olmasına bir vesile olarak ifade ediyor AK PARTİ'nin resmî sitesi.

Yine, 2018 yılında Sayın Binali Yıldırım "Başbakan" sıfatıyla "3,5 milyon mülteciyi ağırlıyor, her türlü ihtiyaçlarını karşılıyoruz ve onların Avrupa'ya gelmesinin de bir anlamda önüne geçiyoruz. Bunu yaparken terör örgütlerinin Avrupa'ya yayılmasının da önüne geçiyoruz." dedi. Peki, Avrupa'ya terör örgütlerinin gitmesinin önüne geçiyorsanız nerede bu terör örgütleri? Demek ki Türkiye'de. Şimdi bunları söyleyen sizler, zamanında sizi uyardık diye, bugün de "Hatalısınız, doğrusu budur." diye, sizi ikaz ettik diye bize tepki gösteriyorsunuz. Suriye'nin kuzeyinde YPG/PYD terör yapısı yıllardır destekleniyor, eğitiliyor ve donatılıyor ve biz sizi yıllardır uyarıyoruz. Biz sizi uyarırken siz Salih Müslim'i MİT'te, Dışişleri Bakanlığında devlet protokolüyle ağırladınız. PYD/YPG'nin kadroları Irak'ın kuzeyinden peşmerge sıfatıyla Türkiye üzerinden geçerken onların iaşeleri bile Türk devleti tarafından karşılandı, hem de bir 29 Ekim günü. Adamlar orada bir terör ordusu kurdular, anayasa hazırlıklarını tamamladılar, şu anda seçim hazırlıkları yapıyorlar ve bunu öngöremediğiniz için ve zamanında biz sizi uyardığımız için bize eleştiri yöneltiyorsunuz. "Egemen güçlerin vekilleri" diyor Sayın Fidan. Peki, siz, bir zamanlar "Kuvayımilliye" dediğiniz ve birkaç gündür Türk tırlarına saldıran, Türk bayraklarını yakan, Türk ofislerini yağmalayan o çapulcu sürüsüne, ÖSO'ya destek olmadınız mı ve "Bunu ABD'yle beraber kurduk." demediniz mi? Sayın Erdoğan'ın ifadesidir bu. Büyük Orta Doğu Projesi'nin tüm aşamaları kademe kademe hayata geçerken Emevi Camisi'nde namaz kılmayı hayal edip, ondan sonra da 10 milyon sığınmacıyı kucağımızda bulduk.

Bu kaçaklara tam 100 milyar dolar para harcadık, üstelik fakir fukaranın hakkından harcadık bu paraları. Şimdi "Hastanelerde sıra yok." diye feryat ediyoruz, feryat ediyorsunuz ve bundan dolayı da bakan değiştiriyorsunuz. Bu ülkenin hastanelerinde 150 milyon Suriyeliye poliklinik hizmeti verildi, 4 milyon Suriyeliye ameliyat hizmeti verildi, 5 milyon Suriyeliye de yataklı tedavi hizmeti verildi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çömez, lütfen tamamlayın.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Türk milleti sıra beklerken, ilacına, muayenesine katkı payı öderken bu kaçaklara tüm bu hizmetler bedava verildi. Şimdi, biz bunları söylüyoruz diye suçlu olduk.

Bu ülkenin 15 bin doktoru yurt dışına gitti, siz onlara giderken "Giderlerse gitsinler." dediniz ve yerlerine Suriyeliler geldi, tam 6 bin Suriyeli sağlık çalışanı; diplomalarını kontrol etmediniz, güvenlik soruşturmalarını yapmadınız, Türkçe sınavları yok, bilim sınavları yok, hepsine iş verdiniz ve pasaport verdiniz. Biz bunları söyledik diye, biz bunları uyardık diye hatalı olduk.

Bakın, tüm bunlar, sizin vizyonsuz, öngörüsüz, dış politik yaklaşımınızın neticesidir ve bütün bu yapılanlar Büyük Orta Doğu Projesi'yle tam manasıyla uyumludur.

"Kardeşim Esad" dediniz, sonra "katil Esed"e döndü, şimdi "Sayın Esad" diyorsunuz ve "Ailece tekrar görüşelim." diyorsunuz; işte, bu savrulmaların bedeli Türk milletinin on yıllar boyu ödeyeceği ağır fatura olarak önümüze konuldu ve konulmaya devam edecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Çömez, lütfen tamamlayın.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Ülkenin demografik yapısı değişti, ülke çok ciddi bir güvenlik tehdidi altına girdi ve bu millet milyarlarca dolarını kaybetti.

Tüm bunların sorumlusu bunları uygulayanlar yani sizlersiniz ve faturasını ödemek, hesap vermek, "Yaptığımız şeyler yanlıştı." demek ve özür dilemek yerine bugün bizleri suçluyorsunuz; tam da size yakışan bir tavır. Bütün bunlardan geri adım atmak, Suriye'nin toprak bütünlüğünü koruyarak istikrarına katkı sağlamak, Esad'la tekrar masaya oturmak ve sınır komşusu iki ülke olarak yeni bir yol haritası çizmek en doğru olanıdır. Bu adımı attığınız zaman olabileceklerin ilk işaretleri Suriye'nin kuzeyinden geldi. Bundan rahatsız olan, bölge üzerinde hesapları ve planları olan küresel güçler devreye girecektir. Bütün hatalarınıza rağmen atacağınız doğru adımlarda size destek olacağımızı ve sizi doğru yönlendireceğimizi yüce Meclisin çatısı altından bir kez daha ifade ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Çömez, son kez uzatıyorum.

Buyurun.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum.

AK PARTİ Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Sayın Keşir Türkiye'deki doğurganlık hızının çok düşük olduğunu söyledi ve bunla ilgili bir seferberlik başlatacağını ifade etti. Aslında doğru bir yaklaşım ama bunun temel sebebi bugün ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizdir, ekonomik buhrandır. Maalesef, evlilik oranları azalırken boşanma oranları giderek artıyor. Küçücük bir örnek vereceğim: Türkiye'deki bir kadının evlilik yaşı 26 ve çocuk sayısı ortalama 2 ama Suriyeli bir kadının evlilik yaşı 17 ve ortalama çocuk sayısı 6. Türk kadını 60 yaşına geldiğinde ailesinde 10 kişi olacak ama bir Suriyeli kadın 46 yaşına geldiğinde ailesinde 50 kişi olacak. Bu çok ciddi bir demografik tehdittir, bunun öngörülmesi ve üzerine gidilmesi, uygun politikalar üretilmesi şarttır. Bu konuda eğer bir çaba harcanacaksa hem bilim adamı hem de siyasetçi kimliğimizle destek vermeye gayret ederiz.

Hepinize teşekkür ediyorum.