Konu: | Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 100 |
Tarih: | 09.07.2024 |
CHP GRUBU ADINA HİKMET YALIM HALICI (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bizleri izleyen kıymetli öğretmenlerimiz ve vatandaşlarımız; öncelikle, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Geçtiğimiz yıl Anayasa Mahkemesi Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun bazı maddelerini bildiğiniz gibi, iptal etmişti çünkü hem o hem de şimdi görüşülmekte olan teklif öğretmenin fikir ve taleplerinin yok sayıldığı, öğretmenlik mesleğine kariyer basamağı getirerek çalışma barışını bozan bir içeriğe sahip. Önceden de şu anda da öğretmenlik mesleğinin ne olduğunu bilmeden kanun yapılıyor. Anayasa Mahkemesi kararı sonrası düzeltme yapılıp uygun teklifle gelineceğine hâlen daha Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun doğasına saldırılmakta, öğretmenin kendini geliştirme hakkı baltalanmakta, eğitim hakkını kullanan kişilerin nitelikli eğitimden yararlanma hakkı sakatlanmaktadır. Millî Eğitim Akademisinin teklifteki hâliyle kurulması öğretmen yetiştirmenin üniversitelerden alınarak Millî Eğitim Bakanlığına devredilmesine neden olacaktır. Öğretmen yetiştirmek üniversitelerin görevidir, Millî Eğitim Bakanlığı öğretmenlerin atandıktan sonra gelişimlerine yönelik eğitimler yapmalıdır. Teklif bu hâliyle aslında Millî Eğitim Bakanlığının lisans eğitimini tamamlayıp öğretmen olan bireylerin diplomasını yeterli görmediğini ortaya koymuştur. (CHP sıralarından alkışlar) Peki, siz her yere üniversite açmakla övünüyordunuz, neden bu kadar eğitim fakültesi ve üniversite açtınız? Neden eğitimin niteliğini yükseltmediniz? Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel bugün grup toplantısında aynen şöyle söyledi: "1 Milyon öğretmen yok sayılıyor." 1 Milyon öğretmenin diplomasına maalesef kapkaç yapılıyor.
Yine bu teklifle, Millî Eğitim Akademisinde hazırlık eğitimine alınan öğretmenlere her ay 18650 gösterge rakamının memur maaş katsayısıyla çarpımı tutarında aylık ödeme yapılması düşünülüyor. Yürürlükteki memur maaş katsayısına göre bu 16.900 TL'dir. Bu artık herhâlde herkesin ortak kabulü, bir kişi bu parayla geçinebilir mi? Elbette bir insanın bu parayla geçinmesi mümkün değildir. Daha önce de belirttiğimiz üzere, öğretmen adayının hazırlık eğitimi, mevcut yaşamını terk etmesi durumunda onun için tam bir külfet hâlini alacaktır. Bakınız, geçtiğimiz hafta TÜRK-İŞ, açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı; haziranda açlık sınırı 18.978 TL, yoksulluk sınırı 61.820 TL oldu.
Buradan soruyorum: Açlık sınırı altında yaşayan, ek iş yapmak zorunda kalan bir öğretmenimiz nasıl sağlıklı eğitim verebilir? Kirasını dahi ödeyemeyen bu yetişmiş kadroların çocuklarımızı en iyi şekilde geleceğe hazırlamalarını beklemek en başta onlara haksızlık, sonra da çocuklarımıza haksızlıktır. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bir ülkenin en güçlü olması gereken meslek grubu nasıl olur da ülkenin en yalnız bırakılmış ve yoksulluğa itilmiş meslek grubu olabilir? Asgari ücretin dahi altında maaş alan öğretmenlerin, yoksulluk girdabında fedakârca çalışan eğitimcilerimizin haklarını savunuyoruz; onlar, hepimizin çocuklarını yetiştirmek için uğraşıyor.
Bir düzenleme yapalım elbette ancak bu, iktidar kadrolaşmalarını amaçlayan, öğretmenleri bölen bu tip teklifler olmasın; öğretmenlerimizin maddi ve manevi hayatlarını, standartlarını yukarı taşıyan teklifler olsun diyoruz.
Kısacası, öğretmenlerin tamamı yoksulluk sınırı altında; siz öğretmenleri "sözleşmeli", "ücretli", "kadrolu" diye ayırımcılığa tabi tuttuğunuz için önemli bir bölümü de açlık sınırının altında. Yusuf Tekin'in, şu andaki Bakanın müsteşarlığında 2014 yılında 5580 sayılı Kanun'da değişiklik yapıldı. Bu tarihe kadar özel okul öğretmenlerine hiç değilse bir taban maaş veriliyordu fakat bir gece operasyonuyla iktidar partisi, sizler bu maddeyi kaldırdınız ve bu taban maaş uygulamasından vazgeçtiniz. Şimdi, özel okul öğretmenlerini açlık sınırı altında yaşamaya mahkûm ettiniz. Peki, komisyon sürecinde de bu konu sık sık gündeme geldi -Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası temsilcisi çok güzel bir konuşma yaptı, duygu dolu bir konuşma yaptı, partili partisiz herkesi etkiledi- neden bu teklifin içine bu taban maaş uygulamasını tekrar koymuyor Sayın Bakan? (CHP sıralarından alkışlar) Kendi kaldırdığı, kendi yaptığı hatayı neden telafi etmiyor, buradan bunu da sormak istiyorum çünkü şu anda 10 öğretmenden 9'u geçinemiyor; 7'si ise ek iş yapmak zorunda kalıyor. Peki, Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin nerede? Ortada yok. Bakın, Sayın Nazım Maviş "Bakana biraz saygınız olsun." dedi biraz önceki konuşmasında; çok güzel. Bakan ne Komisyona ne de Genel Kurula geliyor, eğitimde dağ gibi sorunlar ortada ama kendisi ortalıkta yok. Sayın Bakanın Genel Kurula, seçilmiş milletvekillerine, öğretmenlere saygısı var mı ki bizden saygı bekliyor? (CHP sıralarından alkışlar) Öğretmenlerin bunca sorunu görüşülüyor ama Bakan ortada yok.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin 2018 yılında gerçekleştirilen PISA sınavlarında 466 olan ortalama okuma becerileri puanı 2022'de 456'ya düştü. PISA sonuçlarına göre, okuma alanında Türkiye'de 15 yaş grubu öğrencilerin yalnızca yüzde 1,9'u yüksek başarı seviyesini görebildi. 2018'de yüksek başarı gösterenlerin oranı 3,3'tü, OECD ortalaması ise 7,2. Eski Bakan, şimdiki Komisyon Başkanı Sayın Mahmut Özer "Her 100 öğrencisi olan okula rehber öğretmen atanacak." dedi ama şimdiki Bakan Yusuf Tekin bundan vazgeçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimden önce "Mülakat kaldırılacak." dedi ama Yusuf Tekin "Hayır, mülakat yapılacak." dedi. Böyle anlayış olur mu?
Kıymetli milletvekilleri, ben Sayın Mahmut Özer'e buradan teşekkür ediyorum, kendisi sözlerinin arkasında olduğunu samimiyetle Komisyonda dile getirmiştir. Bu iktidarın yanlış ve bilimden uzak eğitim anlayışı nedeniyle öğrencilerimiz artık okuduğunu bile anlayamıyor. Çocuklarımızın yüzde 40'ının yapılan araştırmalarda okuduğunu anlamadığı ortaya çıktı çünkü çağdaş, eşit, parasız bir eğitim yerine gerici, sadece parası olana özel ve yapboz bir sözde eğitim modeli var. Bazı çocuklarımız okulda açlıktan bayılmaya başladılar. Bakın, bunun sorumlusu mevcut iktidardır, Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'dir.
Değerli milletvekilleri, Millî Eğitim Bakanının Atatürk'le sorunu nedir? Müfredatta Atatürk yok, kanun teklifinde Atatürk yok. Bugün 6'ncı maddeden çıkarılan Atatürk ilke ve devrimlerinin tekrar maddeye eklendiğini öğrendik. Peki, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk neden maddeden çıkarılmıştı, neden bu maddenin içinde yoktu; bunu da buradan tekrar sormak istiyorum.
2018'de, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle rektörlük için en az üç yıl profesörlük yapmış olmak şartı kaldırılmıştı. Peki, kararnamenin ardından ilk rektör kim oldu biliyor musunuz? Şu andaki Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ankara Hacı Bayram Üniversitesine henüz bir ay önce profesör olan Yusuf Tekin atandı. Öğretmenler yıllarını verecek, sınav üzerine sınava girecek, dirsek çürütecek, yaşamak için ek iş yapacak, özel okullarda asgari ücretin bile altında çalışacak, dağda, karda, çamurda, okulda yıllarını harcayacak ama Yusuf Tekin tek bir kararnameyle şak diye rektör olarak atanacak. Bu adalet midir? (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HİKMET YALIM HALICI (Devamla) - Bitiriyorum.
BAŞKAN - Buyurun, bitirin lütfen.
HİKMET YALIM HALICI (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bu yağmurun, sıcağın altında günlerdir öğretmenlerimiz hemen 200, 300 metre yakınımızda seslerini duyurmaya çalışıyorlar; EĞİTİM İŞ Sendikası, EĞİTİM SEN Sendikası, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası. Yusuf Tekin Meclisi dinlemiyor, öğretmenleri dinlemiyor, akademisyenleri dinlemiyor, peki, kimi dinliyor? Sarayı dinliyor, tarikatları dinliyor, cemaatleri dinliyor. Yusuf Tekin'in bakanlığı bittiğinde arkasında liyakatsizlik, açlıktan bayılan öğrenci çocuklar, PISA raporlarında sonuncu olan bir Türkiye ve mülakatta hakkı yenen yüz binlerce öğretmen bırakmış olacak. Yusuf Tekin, millî eğitime en çok zarar veren Millî Eğitim Bakanıdır. Müdahale edilen öğretmenler Sayın Bakana haklarını helal etmiyorlar. Eğitim düzenini parçalayıp onları yokluğa mahkûm ettiğin için, öğretmenler arasında hiyerarşi oluşturduğun için ve mülakat ucubesiyle okulları mahvettiğin için öğretmenler sana "Yazıklar olsun!" diyor Sayın Bakan, "Yazıklar olsun!" (CHP sıralarından alkışlar) Bu nedenle de mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)