Konu: | Ülkede giderek derinleşen ağır bir ekonomik kriz yaşandığına ve bu krizin bedelini milyonların yoksullaşarak ödemek zorunda kaldığına; büyük umutlarla gelen Mehmet Şimşek'in uygulamalarına ve Türkiye'de kredi kartına taksit uygulanmasıyla ilgili görüşüne, TÜİK Başkanının açıklamalarına, TÜİK'in açıkladığı işsizlik rakamına, kök maaşı 8 bin lira olan emeklilere zam yapılacaksa bir an önce yapılması gerektiğine, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen tasarruf tedbirleri paketine, Ali İsmail Korkmaz'a ve bir daha böyle cinayetler olmasın diye bunların aydınlatılması için ne gerekiyorsa yapacaklarına ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 101 |
Tarih: | 10.07.2024 |
MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizde maalesef, giderek derinleşen ağır bir ekonomik kriz yaşıyoruz ve bu krizin bedelini milyonlar yoksullaşarak ödemek zorunda kalıyorlar ama ekonominin başındaki Mehmet Şimşek'in Türkiye'nin gerçeklerinden ve vatandaşımızın yaşadıklarından bihaber olduğunu üzülerek öğreniyoruz.
Kendisi büyük umutlarla geldi, geldiğinde Nebati'ye "Sen irrasyonel yani akıl dışı politikaları uyguluyordun, artık akılcı politikalar uygulayacağız." dedi. Geldiğinde faiz yüzde 8,5'tu, şimdi yüzde 50'lerde; geldiğinde dolar 20 liraydı, şimdi 33 liralarda, geldiğinde enflasyon yüzde 30'lardaydı, şimdi yüzde 75'lerde. TÜİK'e inanırsanız enflasyon ve mazotun fiyatı sadece 2 kat arttı. Son derece başarısız bir Bakan ama başarısızlığını saklamanın telaşıyla artık öz eleştiri yapacağı yerde, yanlışlıklarını söyleyeceği yerde suçlayıcı bir üsluba döndü ve vatandaşlarımızı âdeta alaycı bir şekilde suçluyor. Ona göre asgari ücret artırılırsa enflasyon olur, ona göre 17.002 lira yeterli bir asgari ücrettir, ona göre vatandaşımız ayağını yorganına göre uzatırsa Türkiye'de ekonomik sorunlar çözülür. Oysa Sayın Şimşek'in Türkiye'den ne kadar kopuk olduğu ortada; vatandaşımızın ayağını uzatacağı bir yorganı yok artık, vatandaşımızın kemerinde sıkacağı bir daha delik kalmadı. İnsanlarımız açlıkla, yoksullukla cebelleşirken bunlar unutamadıkları İngiltere anılarını paylaşıyorlar. Beyefendi İngiltere'de çok yüksek maaşlar alırken büyük bir fedakârlık yapmış da Türkiye'ye gelmiş havasında ama "Yaptığı fedakârlığın milyonlara, emekliye, asgari ücretliye, yoksula, beslenemeyen çocuğa ne faydası var?" diye sorduğunuzda, hiçbir faydası yok ama anlıyoruz ki kendisi halktan da kopmuş, gerçeklikten da kopmuş. Böylesine bir kopukluk asla kabul edilemez. "Ben yıllarca -on yıl- İngiltere'de yaşadım, kredi kartına taksit nedir Allah aşkına?" diye soruyor. Haklı, yüzde 2 enflasyon olan bir ülkede ve özellikle de asgari ücretli bir işçinin iki üç günlük çalışmasıyla 1 buzdolabı aldığı bir ülkede kredi kartına niye taksit olsun? Ama Türkiye'de üç ay asgari ücret alıyorsunuz, 1 buzdolabı alıyorsunuz. Türkiye'de senin TÜİK'ine inanırsak yüzde 70 enflasyon var, sen de dönüp Türkiye'de, hiç Türkiye'de yaşamamış gibi -yani elli yıl yaşadıysan on yılını Londra'da geçirdin, kırk yılını Türkiye'de geçirdin- unutmuşsun, bilmiyorsun, öğrenmek de istemiyorsun, sırça köşkte yaşıyorsun ve anlamlandıramıyorsun kredi kartına taksiti. Böylesine bir alaycılığı asla kabul etmiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MURAT EMİR (Ankara) - Toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Emir.
MURAT EMİR (Ankara) - Onun bir de TÜİK Başkanı var. TÜİK Başkanı bu devletin bir bürokratı mı? Emin değilim. Ekonomi Bakanının bir bürokratı mı? Belli değil. O da daha garip şeyler söylüyor, efendim, neymiş? Enflasyon oranı 45 olsa, 70 olsa fark etmiyormuş. Niye? Çünkü vatandaşlar aynısını hissediyorlarmış. Ya, siz nereden ölçüyorsunuz vatandaşın neler hissettiğini? Siz vatandaşın ne hissettiğini nereden bileceksiniz? Açlığı, yoksulluğu, evine ekmek götürememeyi, 1 kilo kıyma alamamayı, kirayı ödeyememeyi, elektriği açamamayı siz nereden bileceksiniz ve bunu neye göre ölçüyorsunuz? Efendim, Avrupa'da insanlar enflasyonu 5 kat hissediyormuş, Türkiye'dekiler 2 kat hissediyormuş. Ee, Avrupa'daki enflasyon yüzde 2, 5 kat hissederse yüzde 10 eder; hisseder tabii adam. Ee, Türkiye'de sana inanırsak enflasyon yüzde 70, 2 kat hissediyorsa yüzde 140 hissediyor vatandaş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Emir.
MURAT EMİR (Ankara) - Dolayısıyla, böylesine bir üslubu dahi kabul etmiyoruz. Böylesine, kılı kırk yararak rakam açıklaması gereken bir bürokrat gelmiş, Türkiye'de Türk halkıyla alay ediyor âdeta ve "Enflasyonun sebebi aslında işverendir, işverenlerin kazancıdır." diyor. Yani "Asgari ücrete zam verilirse enflasyon olur." diyen Şimşek'i de yalanlıyor. Dolayısıyla, ekonomi bürokrasisinin kafası karışık, kaçacak yer arıyorlar.
TÜİK bahsi açılmışken, şimdi TÜİK, işsizlik rakamını açıkladı; bugün itibarıyla Türkiye'de yüzde 8,4 işsizlik varmış, hatta biraz azalmış, mutlu olmalıymışız, Türkiye'de 3 milyon 42 kişi işsizmiş. Ama bu sahte bir rakam çünkü Türkiye'de 3 milyon 750 bin kişi iş bulma umudu olmadığı için son bir ay içerisinde iş aramadı. Aynı zamanda, 3 milyon 200 bin kişi de kısa süreli çalıştığı için aslında gerçekten bir iş bulsa hemen başlayacak, o da iş aramaktan vazgeçmiş, bunları dışına atıyorlar; yüzde 8,4.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Emir.
MURAT EMİR (Ankara) - Gerçek işsizlik ne? 10 milyonun üzerinde yani yüzde 25. Türkiye, pandemi döneminden beri böylesine ağır bir işsizliği yaşamadı.
Şu kök maaşa, emeklinin kök maaşına, 8 bin lira utanç kök maaşına zam yapacaksanız yapın. Siz bunları çok önemsemiyor olabilirsiniz, bu rakamları ama 2 bin lira, 3 bin lira, 4 bin lira, 10 bin lirayla geçinen bir emekli için son derece yaşamsaldır. Burada bu konuda daha fazla sallanmaya hakkınız yok.
Sayın Başkan, tasarruf tedbirleri paketi getirdiler, şu anda Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor. "Tasarruf" deyince akıllarına saraydan vazgeçmek, şatafattan vazgeçmek, lüks araçtan vazgeçmek gelmiyor; ilk akıllarına gelen Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin boğazını sıkmak, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin sokak aydınlatmasına verdikleri katkı yüzde 10 oranındaydı, onu yüzde 30'a çıkaracaklar, Cumhurbaşkanına da 2 kat artırma yetkisi veriyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
MURAT EMİR (Ankara) - Yani içinden yine buram buram siyaset, buram buram 31 Mart seçimlerindeki yedikleri tokadı anlamamış olmanın etkilerini açıkça görüyoruz ve bu yoksulluk, bu işsizlik, özellikle emeklinin ve asgari ücretlinin unutulmasına karşı, biz her akşam saat dokuzda "ışığı aç kapat" eylemiyle saraydakilere, milyonların sesini duymayanlara duyuruyoruz ki zam yapın, bu insanların sorununu bir an evvel çözün, sizin göreviniz halkın yararına hizmet etmektir.
Sayın Başkan, sözlerimi Ali İsmail Korkmaz'ı anarak tamamlamak istiyorum. On bir yıl önce Gezi eylemleri sırasında, üniversite öğrencisi olan Ali İsmail Korkmaz, kameraların gözü önünde hem polis tarafından hem de oradaki esnaf tarafından darbedildi; hastaneye götürüldü, "Sağlıklıdır." diye gönderildi. Vücudunda çoklu kırıklar olduğu ve darbedilerek öldürüldüğü otopsi raporlarına kaydedildi ve on bir yıldır adalet mücadelesi sürüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Emir.
MURAT EMİR (Ankara) - On bir yıldır katiller cezalandırılmadı, esnafın yardım etmekten cezaları düşürüldü, dört yıla indirildi; ilgili polis memurlarının görüntüleri uzun yıllar kaybedildi ve delil yetersizliğinden davaları düşürüldü. Böyle bir açık cinayette bile adalet yerini bulmuyorsa analar ağlamaya devam edecek demektir. Ali İsmail Korkmaz'ı anıyoruz ama bu ve buna benzer cinayetleri asla unutmayacağımızı ve bir daha böyle cinayetler olmasın diye de bunların aydınlatılması için ne gerekiyorsa yapacağımızı buradan haykırmak isterim.
Sabrınız için teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)