GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:101
Tarih:10.07.2024

CHP GRUBU ADINA YÜKSEL TAŞKIN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Boğaziçi Üniversitesinde kayyum rektör ve ekibi tarafından yaşatılan tahribat için verdiğimiz araştırma önergesi üzerine partim adına söz almış bulunuyorum.

Geçen cuma günü Cumhuriyet Halk Partili 9 milletvekili olarak Boğaziçi Üniversitesindeki öğretim üyeleri ve öğrencilerle buluşmaya gittik, tam kapıda özel güvenliğin etten duvar ördüğünü gördük. Bir süre müzakere ettikten sonra bu duvar açıldı. Daha sonra çok trajikomik bir olay yaşandı, Güney Kampüs Meydanı'na 80 metre kala Çevik Kuvvetin etten duvar ördüğünü tekrar gördük. Tam da burada en öne kadın polisleri koymuşlar. Anlaşılan, kadın polislerle bir şekilde itişme olursa oradaki görüntülerden murat duyan birisi bunu tasarlamış. Yine taviz vermedik. Bir milletvekilinin, bir milletvekili grubunun bir kamu üniversitesine girmesine engel olan zihniyete orada taviz veremezdik çünkü orada söz konusu olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygınlığıydı. (CHP sıralarından alkışlar) Tekrar ediyorum, 9 Cumhuriyet Halk Partili milletvekilinin bir kamu üniversitesine girmesini engelleyen bir zihniyetle karşılaştık. Tam da bu, o üniversitenin kayyum rektörünün o üniversiteyi nasıl yönettiğinin çok açık bir göstergesiydi. Evet, kayyum rektör, Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinden tek bir oy almayan kayyum rektör üniversiteyi tam da bu şekilde yönetiyor, daha doğrusu yönetemiyor. Tabii ki suç duyurusunda bulunduk. Bu işin peşini asla bırakmayacağız.

Şimdi, evet, Rektör çok gergin. Faillerinden birisi olduğu üniversiteye çökme ve çökertilme...

(Uğultular)

BAŞKAN - Sayın Taşkın, bir dakika, sürenizi...

YÜKSEL TAŞKIN (Devamla) - Evet, biraz uğultuyu keser misiniz arkadaşlar?

BAŞKAN - Arkadaşlar, salondan çok uğultu geliyor, kürsüde hatip var.

FETHİ AÇIKEL (İstanbul) - Arkadaşlar, odalarınıza gidebilirsiniz, uğultu yapmayın.

YÜKSEL TAŞKIN (Devamla) - Evet, Rektör çok gergin, üniversitenin çökme ve çökertilme operasyonu tartışılsın istemiyor, itiraz istemiyor, şeffaflık istemiyor, milletin vekillerinden ürküyor. Kardeşim, biz oraya gitsek, insanlarla konuşsak niye bundan endişe ediyorsun? Bir suçluluk duygusu içinde mi hareket ediyorsun? Bir kamu üniversitesinin böyle bir rektörü bu çağda Türkiye'ye yakışmıyor.

Şimdi, bakın, çok tipik bir tek adam yönetimi var Boğaziçi Üniversitesinde, net bir tek adam! Eski Millî Eğitim Bakanlarından birisi şunu söylüyor, belki hatırlarsınız: "Yahu, bu öğrenciler olmasa Maarifi ne güzel idare ederdim." Naci İnci de tam bu zihniyette; üniversite öğrencileri olmasın, itiraz olmasın, hocalar her şeyi kabul etsin, o da orada istediğini yapsın istiyor; böyle yağma yok arkadaşlar! Boğaziçi Üniversitesi direniyor; Türkiye Cumhuriyeti eğitim tarihinin en uzun itiraz direnişi Boğaziçi Üniversitesinde her şeye rağmen devam ediyor. Tam bin iki yüz seksen dört gündür Boğaziçi Üniversitesi hocaları itiraz ediyor; bu Meclise geldiler, her zemini kullanıyorlar, her meşru zemini kullanıyorlar; artı, eğitim akışını asla bozmadan itiraz ediyorlar, öğrencilerine saygıları gereği eğitim akışını bozmadan direniyorlar. Sizin grubunuzla da görüştüler, Numan Kurtulmuş Bey'le de görüştüler; netice ne, bilemiyorum.

Şimdi, bakın, onlar akademi için direniyor, bütün akademi için direniyor; bu hocaların neredeyse tamamı isteselerdi yurt dışında kariyer yapabilirlerdi, şimdi de yurt dışına gidebilirler ama gitmiyorlar, ısrarla ve inatla, ülkemizin en değerli, en güzide kurumlarından bir tanesine sahip çıkıyorlar, dönüp biriniz de demiyor "Arkadaş, burada ne yaşanıyor?" diye. Onları saygıyla selamlıyorum. Zaten son Anayasa Mahkemesi kararı onların tezinin haklılığını göstermiştir. Neden? Anayasa Mahkemesi sadece usulden bozmamıştır bu uygulamayı, demiştir ki: "Üniversite bileşenleri özerklikleri gereği rektör seçimlerinde söz sahibi olmalıdır." Boğaziçi Üniversitesi tam da bunun için direniyordu, bu karar onların haklılığını tekrar göstermiştir.

Şimdi, bakın, biz yurttaşlar olarak muhtar seçebiliyoruz, ne güzel değil mi, muhtar seçebiliyoruz; üniversite hocaları ve bileşenleri rektör seçemiyor, dekan seçemiyor; bu utanç size yeter. Bu çağda gidip kendi yöneticilerini seçemiyorlar, böyle bir şey olamaz arkadaşlar. Bunları toparlamak bu Meclisin boynunun borcudur diye düşünüyorum.

Şimdi, size soruyorum, bir de şöyle bir söylem var: "Efendim, Boğaziçi hocaları yerli değil, millî değil." Bakın, size basit bir soru soruyorum: Yurt dışına gitme şansı olan insanlar yurt dışından buraya geliyorlar. Bir kamu üniversitesinde çok mütevazı maaşlarla çalışıyorlar. Bu insanlar mı vatansever yoksa Türkiye'nin en değerli kurumlarından bir tanesine çökmek ve çökertmek için ellerinden gelen her şeyi yapan umursamaz insanlar mı vatansever? (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

YÜKSEL TAŞKIN (Devamla) - Bu insanların bir değerleri yok, değer sistemleri yok. Şu mevcut Rektör aynı zamanda Turkcell Yönetim Kurulu üyesi, yakın zamanda Açık Radyo'yu kapatan kuruluşun başındaki Halkbank Yönetim Kurulu üyesi. İşte, değerleri bu. Yok millîymiş, yerliymiş. Kardeşim, oradaki insanlar üniversiteye sahip çıkıyor, esas vatanseverlik bu. Sizin de bu konuya duyarlı olmanız gerçekten gerekiyor diye düşünüyorum ben.

Şimdi, bakın, bir ülkenin kurumları, gelenek oluşturma konusunda çok önemli. Bir geleneği yıkmak kolaydır, yapmak zordur. Boğaziçi Üniversitesinin çok ciddi bir geleneği vardır. Bakın, şöyle söyleyeyim: Toplumda yapılan bütün araştırmalar halkımızın en az yüzde 75-80'inin bu üniversitede yaşananlara olumlu bakmadığını gösteriyor. Şimdi bakın, bir şey daha söyleyeyim: Kayyum rektör üniversiteyi nasıl yönetiyor? Şöyle yönetiyor: Boğaziçi Üniversitesinde şöyle bir gelenek vardı -gelenek dedim ya- dekanlarını kendileri seçiyorlardı. Kayyum rektör bütün dekanları kendi atadı, hepsi erkek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YÜKSEL TAŞKIN (Devamla) - "Tek adam rejimi var." demiştim ya, düzeltiyorum, tek erkek rejimi var. Seçim olduğu zaman kadın dekan seçilebiliyor, atama olduğu zaman hepsi erkek. Peki, neden hepsi erkek? Neden hepsi atama? Çünkü yönetimi ele geçirecek ya, senatoyu ele geçirecek ya, hülleyle istediği kadrolaşmayı bu şekilde yapacak. Yahu arkadaş değer mi? Bu kadar zor koşullarda oluşan bir kurumu çökerttiğinde, ölü ele geçirdiğinde senin eline ne geçecek, bundan muradın ne, senin arkanda kim var? Gerçekten inanılmaz bir operasyon yürütülüyor.

Başka bir şey daha var.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Taşkın.

Sürenizi bir dakika zaten uzattık, yaklaşık bir dakika da öyle devam ettiniz. Lütfen, selamlayın, bitirelim.

YÜKSEL TAŞKIN (Devamla) - Demek ki derdim çokmuş.

Son bir cümleyle bitireyim.

BAŞKAN - Buyurun.

YÜKSEL TAŞKIN (Devamla) - Vallahi, bıraksanız saatlerce konuşurum. Ben bu üniversitenin mezunuyum. Vekil olmasaydım bu kuruma giremeyecektim.

Bu üniversitenin çökertilmesi, bir kamu kuruluşunun çetevari operasyonla çökertilmesi araştırmaya değer bir konudur. Meclisin bu konuyu araştırması boynunun borcudur diyorum.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)