Konu: | Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 102 |
Tarih: | 11.07.2024 |
KAYIHAN PALA (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Biliyorsunuz, öğretmenlerin hayatımızda çok büyük önemi var. En başta rahmetli hocam İfakat Aksoy olmak üzere -ilkokul 1'inci sınıf öğretmenim- bütün öğretmenlerimizi saygıyla anıyorum. Hem ilkokul hem Bursa Erkek Lisesinde bana emek veren bütün öğretmenlerimin önünde saygıyla eğiliyorum.
Şimdi, ben 9'uncu madde üzerine söz aldım. Bu madde "Hazırlık eğitimine alınacakların belirlenmesi" başlığını taşıyor. Bu maddeye ilişkin özelliklere geçmeden önce şunu söylemek zorundayım ki karşımızda aslında adı "Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklif" olmasına rağmen, öğretmenlikle ilgili bir kanun teklifi söz konusu değil. Neden böyle söylüyorum? Bakın, her şeyden önce bu kanun teklifi öğretmeni tanımlamıyor; ayrıca, öğretmenlere ilişkin -Komisyonda da uzun uzun tartışıldığı gibi- herhangi bir haklar manzumesine de yer vermiş değil. Şunu söylemek zorundayız, Anayasa'yı inceleyen arkadaşlarımız da sanıyorum bizimle aynı fikirde olacaklar: Hazırlık eğitimi uygulaması Anayasa'ya aykırı; 130'uncu maddeye aykırı, 128'inci maddeye aykırı ve 55'inci maddeye aykırı.
Ayrıca, burada çok şiddetle itiraz etmemiz gereken bir kavram var. Bu kanun teklifiyle Yükseköğretimin görevi olan öğretmen adayına öğretmen yeterliliği kazandırma işlevi, maalesef, üniversite bu ünvanı vermiş olduğu hâlde ortadan kaldırılıyor ve Bakanlığa devrediliyor. Bir kez daha söylüyorum: Tıp fakültesinden "doktor" ünvanlı çıkanlara "Bu 'doktor' ünvanını biz tanımıyoruz." demek gibi, eğitim fakültesinden çıkanlara da "öğretmen" ünvanı aldıkları hâlde "Bu ünvanı biz tanımıyoruz." diyecek bir düzenleme yapılıyor; gerçekten de bu kabul edilemez. Bu hâliyle gerçekten anlamakta zorlanıyorum, Yükseköğretim Kurulunun burada da ciddi bir tepki göstermesi gerektiğini vurgulamak isterim yani dört yıl boyunca bir eğitime aldığınız, üniversite sınavından sonra değişik sınavlarla ölçme değerlendirmesini yapıp o alanda "öğretmen" ünvanını verdiğiniz bir kişiye tekrar "Sen öğretmen değilsin, öğretmen adayısın." demek, bizi buradan izleyen, sayılarının 1 milyona yaklaştığı söylenen atanmayan öğretmenlere de büyük haksızlık. Bu haksızlığın giderilmesi için biz hem burada itirazlarımızı sürdüreceğiz hem Anayasa Mahkemesine götüreceğiz ama bu kanun teklifi oylanırken lütfen, bu haksızlık konusunda vicdanlarımıza da biraz danışalım diye söylemeyi buradan bir görev biliyorum çünkü öğretmen yeterliliğini yeniden kazandırmayı hedeflemek yalnızca öğretmenleri değil bu ülkede lisans eğitimi almış herkesi yakından ilgilendirecek bir kapının da aralanması anlamına gelebilir; bu, bizim yükseköğretim yeterlilikleri konusunda ciddi bir sorun yaşamamız anlamına da gelebilir.
Ayrıca, bu maddede çok önemli bir düzenleme var, deniyor ki: "Hazırlık eğitimini alacaklara güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapacağız." Biliyorsunuz, bu konuda 7315 sayılı Kanun var, bu kanuna aykırı bir düzenleme yapıyorsunuz çünkü arşiv araştırması ilk defa ya da yeniden memuriyete atanacaklara yapılır oysa burada bir hazırlık sürecine alınanların göreve atanmasıyla ilgili bir durum söz konusu değil, ayrıca bu eğitimin yapıldığı yer de gizlilik derecesi olan bir kurum değil. Dolayısıyla devlet memurluğuna atanma işlemi olmayan ve gizlilik içermeyen kurumdaki bir hazırlık eğitimi için bunların her ikisinin de geçersiz olduğunu söylemem gerekir.
Değerli milletvekilleri, bu kanun maalesef eğitimdeki sorunları çözmeye katkı sağlayacak bir kanun değil. Bakın, size OECD'nin son yayınladığı bir veriyi göstermek isterim -asıl bunları tartışmamız lazım- bu veriye göre OECD'de vatandaş memnuniyeti ortalaması yüzde 68 olan eğitimden memnuniyet bizim ülkemizde 2010 yılında yüzde 61 iken 2020 yılında yüzde 27'ye düşmüş. OECD ortalamasının yarısından daha düşük düzeyde bu ülkede eğitimden bir memnuniyet var. Bu kadar yüksek memnuniyetsizliğin olduğu PISA sonuçlarında -özellikle, 2022 yılı okuduğunu anlama bölümüne vurgu yaparak söylüyorum- bu kadar gerileme varken, eğitimde çok ciddi eşitsizlikler varken, okullaşma oranında, sınıf başına düşen öğrenci sayısında, öğretmen başına düşen öğrenci sayısında bu kadar büyük eşitsizlikler varken bunları düzeltmek yerine öğretmenleri yok saymayı kabul etmiyoruz.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)