Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 103 |
Tarih: | 16.07.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA YILMAZ HUN (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, sosyal devlet ferdin huzur ve refahını gerçekleştiren ve teminat altına alan, kişi ve toplum arasında denge kuran, emek ve sermaye ilişkilerini dengeli şekilde düzenleyen, çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için sosyal, iktisadi ve mali tedbirler alarak çalışanları koruyan, hukuka bağlı, kararlılık içinde ve gerçekçi bir özgürlük rejimi uygulayan devlet demektir ancak ülkemizde belediyelerde devam eden taşeron uygulamaları adil ve eşit çalışma koşullarını teminat altına alan sosyal devlet ilkesini ve evrensel hükümleri hiçe saymaktadır. Taşeron işçiler sendikalı ve kadrolu işçilerden farklı olarak, alt işveren tarafından istihdam edilmekte ve genellikle çok daha ağır işleri yapmak zorunda kalmaktalar. Taşeron işçiler genellikle kısa süreli sözleşmeli, asgari ücretli ve sosyal güvencesiz olarak istihdam edilmektedir. İş güvencesinden yoksun olma, düşük ücretli çalışma, sendikasız çalışma, iş yoğunluğu, stres, düzensiz çalışma, zorunlu mesaiye kalma, daha uzun süreli çalışma, geçici çalışma, kıdem tazminatından yararlanmama; taşeron işçilerin yaşadığı sorunların başında gelmektedir.
2018'de yürürlüğe giren 696 sayılı KHK'yle belediyelerdeki taşeron işçiler, belediye bünyesindeki şirketlere geçirildi, böylelikle belediyelerde taşeron çalıştırma sistemi devam ettirilmiş oldu. Başlangıçta sendikaları etkisizleştirmek için hayata geçirilen taşeron uygulaması, artık, düşük ücretli işçi çalıştırmanın, iş güvencesinden yoksun bırakmanın, kazanılmış hakları vermemenin, kamu kesiminde özelleştirmenin aracı konumundadır.
Taşeron demek güvencesiz çalıştırma, kısacası ölüm demek, işsizlik demek, köle gibi çalışmak demek, sefalet ücreti demek, maaşın ne zaman alınacağını bilememek, örgütsüz çalışmak demek, sigortasız çalıştırma demek, kıdem tazminatı olmaması demek. Ayrıca belediyelerin, bünyesindeki şirketler aracılığıyla taşeron işçi çalıştırmaları liyakatsiz işçi alımını ve rant oluşturmasını da tetiklemektedir.
Belediye başkanlarının çocukları, eşleri ve yakın akrabalarının belediye bünyesindeki şirketler aracılığıyla belediyelerde çalıştırıldıkları bilinmektedir. Özellikle kayyım tarafından yönetilen belediyelerde oluşturulan rant kapısı, liyakatsiz işe almalar bütün kamuoyunun gözü önündedir.
Seçim bölgem Iğdır'da kayyım tarafından 31 Mart yerel seçimlerinden hemen önce işe alımlar gerçekleştirildi. Bu alımların tamamı iki saatlik bir iş ilanıyla yapıldı ve işe alınanlar AKP'li yöneticinin akrabaları, çocukları ve eşleri olmuştur. Hatta bununla da yetinmeyip belediyede aktif çalışan, emekliliği gelmiş kişilerin çocukları, emekli olmaları koşuluyla işe alındı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Hun.
YILMAZ HUN (Devamla) - Baba-kız ya da anne-oğul beraber aynı belediye çalıştırıldı, belediye aile çiftliğine dönüştürüldü. Bu işe alımlar belediye bünyesindeki şirketler aracılığıyla uygulanan taşeron işçiliğinin sonuçlarıdır. İktidarın liyakatsiz işe alımlarında torpil ve adam kayırmacılık uygulamaları herkesin malumudur. Taşeron sistemi de hak gasbının yanı sıra ehliyet ve liyakat sisteminin daha da yok olmasına sebebiyet vermektedir. Emeği sefalete mahkûm eden, emek üzerinden haksız kazanç sağlayan taşeron sistemi sona ermeli ve belediye bünyesindeki şirketler aracılığıyla çalıştırılan işçiler kadroya geçirilmelidir. Ayrıca, kamuda yaratılan ücretli, sözleşmeli, geçici personel alımlarına son verilmelidir. Sosyal devlet ilkeleri uygulanmalı, kamuda çalışan herkese kadrolu, güvenceli istihdam ortamı sağlanmalıdır. Saadet Partisinin grup önerisini bu nedenle destekliyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)