Konu: | Dün Genel Kurulda elektrik dağıtımının özelleştirilmesiyle ilgili verdikleri grup önerisine; Mardin, Diyarbakır ve Urfa'da sulamalı tarım münasebetiyle devam eden elektrik problemlerine, Konya Milletvekili Barış Bektaş'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, Maliye Bakanının "İngiltere'de kredi kartlarına taksit uygulanmıyor." açıklamasına ve en düşük emekli maaşına yapılacak zamma ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 104 |
Tarih: | 17.07.2024 |
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; dün burada elektrik dağıtımının özelleştirilmesiyle ilgili bir önerge vermiştik. Aynı, benzer önergeyi CHP Grubu da vermişti, her zaman olduğu gibi reddedildi. Eğer kabul edilseydi aslında birçok şeyi araştırma ve gün yüzüne çıkarma fırsatımız olacaktı ama maalesef olmadı. Onunla ilgili bir gerçeği ya da bir fotoğrafı sizlerle paylaşmak istiyorum ve bağlantılı sorunları da dile getirmek istiyorum.
Bakın, Mardin, Diyarbakır, Urfa... Bu bölgenin tarımı ağırlıklı olarak yer altı sulamasına bağlı ve bu bölgede bazı ürünlerde çift ürün alınıyor. Mesela, buğday ile mısır çift ürün, keza pamuk yine sulamalı tarım olarak burada hizmet veriyor ve buradan önemli ürünler elde ediliyor. Yıllardır bu sulamalı tarım münasebetiyle elektrik problemleri bölgede devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda devletin yüzde 35 gibi bir katkısı vardı, bu katkı ortadan kalktı. Bununla beraber birçok insan elektrik borçlarını ödeyemediği için şu anda çok yoğun elektrik kesintileri var ve bu kesinti olduğu için de şu anda birçok köylü, birçok üretici mağdur durumda, tarlaların yarıya yakını şu anda ekilmemiş durumda. Peki, bunun sebebi ne? Aslında böyle bir neden olmaması lazım ama oradaki özel sektör, o hatlar üzerinde bulunan bazı köylülerin ödeyememesi sebebiyle o hatta bulunan herkesin elektriklerini kesiyor ve vatandaş ciddi bir mağduriyet yaşıyor. Tabii, gece dört saat, gündüz dört saat verildiği için elektrikler, bu saatlerde de yoğun elektrik akımı olmasından dolayı da birçok teknik arızalar ortaya çıkıyor. Buradan şuraya geleceğim: Uzunca bir süredir devam eden bu problem sebebiyle köylü artık tarlasını yüzde 30-40 ekemez hâle geldi. Bakın, bölgede 1 milyon 500 bin ton mısır üretiliyordu. Keza, yine buna yakın oranda pamuk üretiliyordu fakat maalesef üretim bu dönem ve muhtemelen bu sorun devam ederse bundan sonra da devam edecek ve azalarak devam edecek. Bakın, Türkiye genelinde bizim mısıra ödediğimiz, ithalatına ödediğimiz para 1 milyar dolar geçen sene. Pamuğa ödediğimiz para ise 1,2 milyar dolar. Yani kendi ülkemizde üretilen ürünleri biz ciddi manada ithal ettiğimiz için para ödemek durumunda kalıyoruz. Az önce çok değerli milletvekillerinden birisi, değerli arkadaşım, CHP Konya Milletvekilimiz, Türkiye'de süt problemiyle ilgili önemli şeyleri ortaya koydu. Bakın, şu anda Türkiye'de yemin yüzde 60-70 ithalata bağlı olduğunu biliyoruz. Yem girdi maliyetleri çok yüksek olduğu için şu anda hayvan yetiştiricisi, süt üreticisi ciddi bir sıkıntı içerisinde. İşte, biz mısırımızı dışarıdan getirdiğimiz için, soya dışarıdan geldiği için, hatta kepek dışarıdan geldiği için, yemin yüzde 60-70 maliyeti dışarıya bağımlı olduğu için çok yüksek maliyetle süt üretimi maalesef gerçekleşemiyor ve şu anda Türkiye'de geçen yıl itibarıyla -bu TÜİK'in rakamlarına da yansıdı- 1 milyon süt ineği kesime gitti. Tabii, kesime gitmekle birlikte süt üretiminde de yüzde 10-15 civarında bir azalma oldu. Bunlardan dolayı maalesef bunların danaları, düveleri oluşamadığı için, yetişemediği için et problemi ortaya çıktı ve bugün Türkiye ciddi bir et skandalıyla ya da et fiyat problemiyle karşı karşıya.
Buradan başka bir noktaya geleceğim. Bakın, Maliye Bakanı geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı, dedi ki: "İngiltere'de kredi kartlarına taksit uygulanmıyor." Ben, buradan Sayın Maliye Bakanına seslenmek istiyorum ve Türkiye ile İngiltere'nin fiyatlarını mukayese etmek istiyorum. Türkiye'de şu anda kıymanın fiyatı İstanbul'da 600 lira, Londra'da 250 lira. Yine, muzun kilosu İstanbul'da 100 lira maalesef, Londra'da 35 lira. Şekerin kilosu İstanbul'da 60 lira ama Londra'da 40 lira. Zeytinyağı... Bakın, İngiltere'de bir dal zeytin yetişmez ama zeytinyağının litresi 400 lira, maalesef İstanbul'da 500 lira civarında. Keza, sütün fiyatı da Türkiye'de Londra'ya göre 2 kat pahalı. Peki, bunun sebebi ne? Bunun sebebi girdi maliyetlerindeki aşırı yükseklik ve bundan dolayı Türkiye'de birçok sektör çok önemli problemlerle karşı karşıya. Geçtiğimiz günlerde özellikle Akdeniz ve Ege Bölgelerindeki birçok otelin ciddi sıkıntı çektiğine dair önemli bilgiler yansıdı kamuoyuna ve birçok otelin şu anda kriz yaşadığı ve bazılarının da konkordato ilan ettiğine dair bilgiler yansıdı. Birçok turizmciyle görüştüm, temel problemlerinin girdi maliyetlerinin yükselmesi olduğunu söylüyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Yani şu anda Türkiye'de yüzde 70'in üzerinde bir gıda enflasyonu var, bunun fiyatlara yansıması münasebetiyle, en son elektrik fiyatlarına da yüzde 38'lik bir fiyat artışının gelmesi münasebetiyle artık Avrupa'yla rekabet edemeyecek duruma geldiklerini ifade ediyorlar ve Türkiye'deki turizm sektörüne şu anda gelecek birçok müşterinin Mısır'a, İtalya'ya, Yunanistan'a, İspanya'ya gittiklerini ifade ediyorlar. Aynen şunu söylediler: Geçen yıl bir günlük yemek maliyetinin 6 euro olduğunu ama bu yıl yemek maliyetinin 10 euroya çıktığını ifade ettiler. Bu şekilde dayanmanın, bu şekilde bu süreci götürmenin imkânsız olduğunu söylediler.
Tabii, sadece turizmde değil, geçtiğimiz yıl Türk tekstil sektöründe çok önemli bir kayıp yaşandı. Maalesef Türk yatırımcısı Türkiye'deki 3 milyar dolarlık yatırımlarını söktü, Mısır'a gitti ve 3 milyar dolar yatırımın karşılığında Mısır'da 100 bin kişilik bir istihdam sağlandı. Bunlar Türkiye'nin önemli kayıplarından bir tanesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Tamamlayacağım Sayın Başkan.
Yine, dün veya evvelsi gün emekli maaşlarına yapılan zamdan bahsedildi, birkaç rakam vereceğim. Bakın, en düşük emekli maaşı 10 bin liradan 12.500 liraya çıktı, bunun Türkiye'ye maliyetinin 33 milyar lira olduğu ifade edildi iktidar yetkilileri tarafından. Sadece kur korumalı mevduatla Türkiye'ye 45 milyar dolarlık bir fatura geldi. Yani biz önümüzdeki dönemde emeklilerimize 1 milyar dolarlık bir zam yaparak aslında ne kadar küçük bir zam yaptığımızı ifade ettik ama öte yandan, KKM'ye tam 45 milyar dolarlık bir fatura ödedi Türkiye ve bunun karşılığında da Merkez Bankası geçtiğimiz yıl 818 milyar lira zarar etti.
Onun dışında, İstanbul Havalimanı, İGA'nın 1 milyar 195 milyon euroluk borcu tam yirmi yıl ötelendi. Bir daha söylüyorum: İGA'nın kira borcu yirmi yıl ötelendi. Bakın, bir firmanın, bir şirketin kira borcunu yirmi yıl öteleyen bu iktidar tam 3 milyon 600 bin emekliye hemen hemen aynı parayı, çok daha azını reva gördü ve 1 milyar dolarlık bir zam yaptı, yapabildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - 12.500 lirayla Türkiye'de insanların geçinme şansının olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu ülkede insanların açlık sınırı 20 bin lira, yoksulluk sınırı da 65 bin lirayı geçti.
Tabiatıyla, Türkiye'nin gerçek bir ekonomi modeline, üreten bir ekonomi modeline, rasyonel bir ekonomi modeline ihtiyacı var ve sadece Londra tefecilerinden alınmış, yüksek faiz-düşük kurlu parayla hazineyi doldurarak bu ekonominin sürdürülemeyeceği çok ortada. Özellikle, tarımın desteklenmesi, imalat sektörünün desteklenmesi son derece kıymetli, bunu da not etmek istiyorum.
Çok teşekkür ediyorum.