Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 104 |
Tarih: | 17.07.2024 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ATAY USLU (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve sizleri saygıyla selamlıyorum.
Kayseri'de provokatif bir olay olmuştur. Kamu düzenini bozma girişimi içinde bulunanlar, hem sahadakiler hem sosyal medyadaki provokatörler yakalanmış, gereği için yargıya teslim edilmiştir. Devletimiz güçlüdür, kudretlidir, gereğini yapar, yapıyor bu konuda da. Hiçbirimizin kin ve nefreti artırıcı söylemlere prim vermememiz gerekiyor. İtidalli davranmak hepimizin üzerine düşen bir görevdir. Nefret dilini kullanarak bu ülkeye nifak tohumu ekmek isteyenler var; onlar dün amacına ulaşamamıştır, bugün de yarın da ulaşamayacaklardır. Türkiye Cumhuriyeti, hukuk devleti çerçevesinde, suçla mücadele, suçluyla mücadele adımları çerçevesinde gereğini yapmaktadır ki adalet de bu konuda çalışmalarına devam ediyor.
İçişleri Bakanımız bu olaydan sonra bir açıklama yaptı, bu açıklama önemli; 79 bin hesaptan 350 binin üzerinde paylaşım yapılmış bu olaydan hemen sonra, bu hesapların yaklaşık yüzde 40'ının bot hesap olduğunu, yüzde 68'inin provokatif ve negatif olduğunu, 63 ayrı hesap hakkında da soruşturma açıldığını ifade etmişlerdir. Tabii, bu olaylar sonunda da 934 şahsa işlem yapılmış, 21 şahıs tutuklanmış, 247 şahıs adli kontrole tabi tutulmuştur. Kim olursa olsun, evleri yakmak, sokakları ateşe vermek kabul edilemez bir durumdur. Siyasi kazanım uğruna nefret söylemine tevessül etmek acizliktir, bizim medeniyetimizde yoktur.
Bugün, nefret söylemi, ırkçılık, beraberinde yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı Avrupa'da bir siyasi geçim kaynağı olmuştur, bir hastalıktır ama bu hastalık bizim medeniyet kodlarımızda yoktur; içimize nifak tohumu ekmek isteyenler bunu zaman zaman kullanıyor, buna gelmeyelim. Sığınmacılar üzerinden bu çokça dillendiriliyor, yalan ve yanlış bilgilerle sığınmacılar alet edilerek ortada provokasyonlar oluşturulmak isteniyor. Türkiye'deki sığınmacı sayısının 10 milyonlar olduğu söyleniyor, onların hastanelerde sıraya girmediği söyleniyor, onlara devlet kaynaklarıyla para verildiği söyleniyor; bunların hepsi yalan ve yanlış bilgiler arkadaşlar. Türkiye'deki Suriyelilerin sayısı 3,1 milyondur. 2021 tarihinde bu 3,6 milyondu yani 500 bin Suriyeli azalmıştır çünkü güvenli bölge modelini uyguluyoruz.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Yalan.
ATAY USLU (Devamla) - Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler kürsüsünden dünyaya dedi ki: "Gelin, kaynak ülkedeki sorunu çözecek güvenli bölge modeline destek verin." Hiç kimse bize destek vermedi ama biz kendi çözümümüzü ürettik. Bugün 650 binden fazla Suriyeli kendi ülkesine dönmüştür. Bakın, Lübnan'da ve Ürdün'de toplamda 2,5 milyona yakın Suriyeli vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ATAY USLU (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
ATAY USLU (Devamla) - Onların şu ana kadar 10 bini bile dönememiştir ama Türkiye 700 bine yakın Suriyelinin dönüşünü gerçekleştirmiştir. Nasıl? Güvenli bölge politikasıyla, kaynakta sorunu çözme yöntemiyle. Bizim farklı politikalarımız da vardır.
Arkadaşlar, Suriyeliler hastanelerde sıraya girerler, Suriyeliler Türkiye'de oy kullanamazlar, herkes biliyor, Türk vatandaşı olmayan hiç kimse oy kullanamaz. Suriyeliler bütün sınavlara girerler, sınavlara girmeden üniversiteye giremezler; Suriyelilere Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti bütçesinden nakit destek verilmemiştir, verilmez. Suriyeliler TOKİ'den ev alamazlar, bırakın TOKİ'den ev almayı, Suriyeliler parasıyla bile Türkiye'den ev alamazlar çünkü Suriyelilerin Türkiye'de mülk edinmeleri yasaklanmıştır; bu, kanunla yasaklanmıştır. Daha önceden de var olan bir şeydir, TOKİ'den nasıl ev alsın ki? Bunlar spekülatif şeylerdir, hepsi kayıtlıdır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)