GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:104
Tarih:17.07.2024

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 156 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Sizleri ve aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.

Ülkemizin makroekonomik göstergelerinde olumlu gelişmeler devam etmekte, ekonomi programı başarılı bir şekilde sonuçlarını vermektedir. IMF "Küresel Ekonomi Zor Bir Durumda" başlığıyla yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun temmuz sayısında Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme beklentisini yüzde 3,1'den yüzde 3,6'ya çıkarmıştır. Türkiye 2023 yılında yüzde 4,5 büyüme oranıyla OECD ve G20'de 2'nci, 2024 yılı ilk çeyreğinde ise yüzde 5,7 büyüme oranıyla OECD'de 1'inci, G20de 2'nci ülke olmuştur. Millî gelirimiz 2023 yılında ilk defa 1 trilyon doları aşarak 1 trilyon 119 milyar dolara ve kişi başına millî gelirimiz de 13.110 dolar düzeyine yükselmiştir. Dünya Bankasına göre üst orta gelirli ülkeler arasında yer alan Türkiye, yüksek gelirli ülkeler ligine geçişin eşiğindedir. En son açıklanan verilere göre sanayi üretimi mayıs ayında aylık yüzde 1,7 artmıştır. İstihdam mayıs ayında 273 bin kişi iken yıllık 1 milyon 267 bin kişi artarak 32 milyon 920 bin kişiyle yeni bir rekora ulaşmıştır. İşsizlik oranı ise yüzde 8,4 olup Eylül 2012'den bu yana en düşük seviyeye gerilemiştir. İhracat haziran ayı itibarıyla yıllık yüzde 2,5 artarken ithalat yüzde 6,7 azalmış; dış ticaret açığı yüzde 26 oranında, 31 milyar dolar gerilemiştir. Cari açık ise mayıs ayı itibarıyla yıllık yüzde 56 oranında, 31,8 milyar dolar azalarak 25,2 milyar dolara inmiştir. Merkez Bankası brüt rezervleri 153,8 milyar dolarla yeni bir tarihî rekor seviyesine ulaşmıştır. Bankacılık sektörünün sermaye yeterliliği oranı yüzde 17 düzeyinde olup sağlam bir bünyeye sahiptir. Kredilerin takibe dönüşüm oranı yüzde 1,5'e kadar inmiştir. Bütçe açığı bu yılın ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 54,6 oranında artmakla birlikte, faiz dışı açık aynı dönemde yüzde 16,9 oranında azalmıştır.

Kuşkusuz, ekonomide en önemli sorunumuz, insanımızın refahını ve geçim standartlarını olumsuz etkileyen enflasyondur, hayat pahalılığıdır. Enflasyonla mücadele kararlı bir şekilde sürdürülmektedir. Yıllık enflasyonda en kötü geride kalmıştır, enflasyon tek hanelere mutlaka düşecektir. Önümüzdeki dönemde fiyat istikrarını sağlamaya dönük politikalarla birlikte başta üretim, tasarruf, vergi, harcama, gelir dağılımı, çalışma hayatı ve tarım alanı ile dijital ekonomiye ve iklim değişikliğine uyum gibi temel alanlarda yapısal reformlar hayata geçirilmelidir. Kamu kaynakları küresel düzeyde rekabetçi, AR-GE ve yenilik yapabilme kabiliyeti yüksek, sermaye yapısı güçlü, ölçek ekonomisinden azami düzeyde faydalanılabilecek üretim yapılarını oluşturacak şekilde kullanılmalıdır. Başta emekliler, çalışanlar, küçük esnaf ve çiftçiler olmak üzere dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın alım gücünü ve refahını artıracak düzenlemeler yapılmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bir proje hâline getirdiğimiz asgari refah seviyesinin endeks üzerinden hesaplanması ve ailelere asgari gelir desteği verilmesi uygulamaya konulmalıdır.

Değerli milletvekilleri, kamuda yeni bir tasarruf seferberliği başlatılmıştır. Bu kapsamda 13 Mayıs 2024 tarihinde "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi" adıyla bir program açıklanmıştır. Program kapsamında kamuda yeni araç satın alınmaması ve kiralama yapılmaması, ihtiyaç fazlası ve ekonomik ömrünü tamamlamış taşıtların tasfiyesi, personel servisi hizmetinin toplu taşıma olan yerlerde kaldırılması, yeni hizmet binası alımı ve yapımının durdurulması, yeni bina kiralanmaması, mevcut kiralamaların bir takvimle sonlandırılması, yeni personel istihdamının emekli olanlarla sınırlandırılması, yönetim Kurulu ücretlerine sınır getirilmesi, temsil ve tanıtma ödeneklerinde yüzde 25 kesinti yapılması, zorunlu hâller hariç demirbaş alımlarının durdurulması, harcamaların gözden geçirilmesi ve verimsiz harcamaların sonlandırılması, mal ve hizmet alım ödeneklerinde yüzde 10, yatırım ödeneklerinde yüzde 15 kesinti yapılması gibi çok önemli tedbirler öngörülmüştür. Bu tedbirlerle ilgili olarak 17 Mayıs 2024'te Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Genelgesi yayımlanmıştır. Kanun gerektiren tedbirlere yönelik bazı düzenlemelere ise bu kanun teklifinde yer verilmiştir. Bu kapsamda her statüdeki kurum ve kuruluşlara ait yönetim kurulu, denetim kurulu ve benzeri organlarda görev alan her statüdeki personel ile belediye başkanları, belediye meclisi ve il genel meclis üyelerine bu görevlerden sadece biri için ödeme yapılması düzenlenmektedir. Her ne ad altında olursa olsun aylık ödemelerin toplam net tutarı 108.000 gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçemeyecektir. Bugün itibarıyla 98.042 lira olan üst sınırı aşan ödemeler bütçeye gelir kaydedilecektir. Kamu görevi bulunmamakla birlikte kamuyu temsilen görev alanların da bu kapsama alınması doğru olacaktır.

Teklifle mahallî idareler hariç kamu idarelerine ait taşıtların Özelleştirme İdaresi Başkanlığı aracılığıyla satılması öngörülmektedir.

Merkezî yönetim idarelerinin il özel idarelerine yatırım ödemelerinin hak ediş raporlarına göre yapılması düzenlenmektedir.

Ayrıca, tasarruf tedbirlerine uyumun idarelerce ve Hazine ve Maliye Bakanlığınca izlenmesi ve denetlenmesi sonucunda alınan tedbirlere aykırı iş ve işlemleri tespit edilenler hakkında disiplin hükümleri uygulanacağı düzenlenmektedir. İzleme ve denetim yapılması, tasarruf tedbirlerine uyum konusuna etkinlik sağlayacaktır.

Değerli milletvekilleri, teklifte, istasyonlar dışında akaryakıt satışlarına dair hükümler netleştirilmekte ve sınırlandırılmaktadır. Yeterli depolama ve kendi araçlarına akaryakıt ikmal kapasitesine sahip olmaları ve kendi ihtiyaçları için kullanmaları şartıyla sadece kamu kurum ve kuruluşları ile fabrika, şantiye, maden veya taş ocaklarının akaryakıt istasyonları dışında satış yapması düzenlenmektedir. Bu düzenlemeyle, akaryakıt teslimlerine ilişkin denetim kapasitesinin artırılması, sahte veya yanıltıcı belgeyle yapılan usulsüzlüklerle mücadele, meskûn mahaller ile tır ve otobüs garajlarında yanıcı ve parlayıcı özellik taşıyan akaryakıtın depolanmasının engellenmesi amaçlanmaktadır.

Teklifte MASAK idari para cezaları için sulh ceza mahkemesi yerine idari yargı yoluna başvuru yönteminin uygulanması düzenlenmektedir. Zira idari para cezası uygulanan fiiller, idare hukuku kapsamında uzmanlık gerektiren, karmaşık ve teknik konulardır.

Teklifle, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı da dikkate alınarak serbest avukatlar belirli güvencelerle tekrar MASAK yükümlüleri arasına alınmaktadır. Bu düzenleme, mali eylem görev gücünün tavsiyesi bakımından da bir gereklilik arz etmektedir.

Teklifte, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Türk Standartları Enstitüsünün gelirleri arasında sayılan "genel bütçeden yapılacak hazine yardımları" ibaresi Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca kanuna taşınmaktadır.

Yine, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesine uygun olarak öğretim elemanı kadroları yeniden ihdas edilmektedir.

Teklifle, BOTAŞ'ın doğal gaz ithalatından kaynaklanan Ticaret Bakanlığı tahsil dairelerine olan borçlarının hazineden görevlendirme bedeli alacaklarına mahsup edilmesi öngörülmektedir. Benzer düzenlemeler 2021 ve 2022 yıllarında da yürürlüğe konulmuştur. Ayrıca BOTAŞ'ın doğal gaz alımları Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına alınmakta, Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca, bu alımlara dair ihaleler için ilkeler belirlenmekte ve bu ilkeler doğrultusunda ihale sürecine ilişkin esas ve usullerin Kamu İhale Kurumu görüşü üzerine BOTAŞ tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmektedir. Kamu İhale Kanunu âdeta "istisnalar kanunu" hâline gelmiştir. Günümüz şartlarına uygun ve her kurumun ihtiyacını karşılayabilecek yeni bir ihale kanunu hazırlanması ihtiyacı bulunmaktadır. Kamu ihale ve sözleşme süreçleri iyileştirilerek rekabetin artırılması kamu tasarrufu açısından da önemli olacaktır.

6 Şubat depremleri dolayısıyla genel hayata etkili afet bölgesi kabul edilen 11 ilde yer alan belediyelerden nüfusu azalanlara genel bütçe vergi gelirlerinden pay dağılımının deprem öncesi nüfus verilerine göre yapılmasına yönelik geçici düzenleme yapılmaktadır. İller Bankası Kanunu'nda 9 milyar lira olarak yer alan banka sermayesi 60 milyar liraya yükseltilmektedir. Kamu bankalarının sermayelerinin güçlendirilmesi amacıyla Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi Piyasa İstikrar ve Denge Alt Fonuna ikrazen özel tertip devlet iç borçlanma senedi ihraç etme hususunda Hazine ve Maliye Bakanına yetki verilmektedir.

Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin Japonya Hükûmeti veya kuruluşlarından sağlayacağı dış finansmana hazine geri ödeme garantisi verilebilmesine ilişkin Hazine ve Maliye Bakanına yetki verilmektedir.

102 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle devlet yardımları alanında Strateji ve Bütçe Başkanlığı çatı yapı hâline geldiğinden Hazine ve Maliye Bakanlığının bu alandaki görev ve yetkileri devredilmektedir. 161 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı defterdarlıklar şeklinde yeniden yapılandırıldığından kanundaki atıflar ve yetkilerde gerekli değişiklikler yapılmaktadır. Ayrıca defterdar kadrosu özlük hakları bakımından vergi dairesi başkan kadrosuna denk sayılmakta ve mevcut defterdar yardımcılarının gelir idaresi grup müdürü kadrolarına atanması sağlanmaktadır.

Gelir uzmanları ile gelir uzman yardımcılarının müdür yardımcısı ve müdüre karşı yükümlü ve sorumlu oldukları hükmü yönetmelikten kanuna taşınmaktadır.

Vergi başmüfettişi kadrolarına atanmada performans değerlendirme süresinin 2019 yılında altı yıla çıkarılması nedeniyle on yılını doldurduğu hâlde vergi başmüfettişliğine atanamayan 3.438 vergi müfettişine önceden olduğu gibi performans değerlendirme süresinin üç yıl olarak uygulanması öngörülmektedir.

Kariyer meslek mensuplarının özlük haklarında iyileştirme ihtiyacı bulunmakta olup, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye ekli 3 sayılı cetvelde yer alan tazminat göstergeleri mutlaka artırılmalıdır. Ayrıca denetim elemanlarına verilen konaklama bedeliyle küçük şehirlerde dahi makul bir otelde kalabilmek mümkün değildir. Harcırahlar günün koşullarına uygun hâle getirilmeli ve denetim elemanlarının mağduriyeti giderilmelidir.

Değerli milletvekilleri, teklifte sadece araç dışından şarj edilebilen hibrit elektrikli araçlardan karbondioksit emisyonu 25 gramın altında ve elektrik enerjisiyle kat edilebilir menzili 70 kilometre ve üzerinde olanlara motor silindir hacmi ve matrah eşiklerine göre ÖTV oranları ayrıca belirlenmektedir. Buna göre motor silindir hacmi 1.600 santimetreküpü geçmeyen araçlardan ÖTV matrahı 1 milyon 350 bin lirayı aşmayanlar yüzde 30, diğerleri yüzde 60, motor silindir hacmi 1.600 santimetreküpü geçen fakat 1.800 santimetreküpü geçmeyenlerden ÖTV matrahı 1 milyon 350 bin lirayı aşmayanlar yüzde 70 oranında ÖTV'ye tabi olacaktır. Ayrıca, Sanayi ve Teknoloji Bakanıyla -Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu'nda tanımlanan- yabancı yatırımcılar arasında imzalanan ve yatırım teşviklerine ilişkin hükümler içeren yatırım sözleşmelerine damga vergisi istisnası getirilmektedir. Diğer taraftan, Çin menşeli araçlara getirilen yüzde 40 veya 7 bin dolardan yüksek olanı kadar ilave gümrük vergisinden Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında gümrük vergisi muafiyetinden yararlanılarak gerçekleştirilen ithalat muaf tutulmuştur.

Geçen hafta Çinli bir otomotiv firmasıyla yapılan anlaşmayla Türkiye'de yaklaşık 1 milyar dolar yatırımla yıllık 150 bin araç kapasiteli elektrikli ve şarj edilebilir hibrit otomobil üretim tesisi ve AR-GE merkezi kurulmasının, 2026 sonunda üretime başlaması hedeflenen tesiste 5 bin kişiye kadar doğrudan istihdam sağlanmasının planlandığı açıklanmıştır. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız yeni yatırım konusunda bir firmayla daha imza atma ihtimalinin yakın zamanda olabileceğini açıklamıştır.

Ülkemize doğrudan yatırımlar yapılması elbette çok önemlidir ve memnuniyet vericidir. Bununla birlikte, yüksek tutarda avantaj sağlayan ÖTV indirimi ve ilave gümrük vergisi muafiyetinin Türkiye'ye yapılan yatırımın "üretime başlaması" şartına bağlanması daha doğru olacaktır. Milletimizin gururu, millî otomobilimiz Togg'un rekabet gücünü korumak zorundayız. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Türkiye'ye yeni şirketin gelmesinin Togg için endişe kaynağı olmayacağını söylemekle birlikte konuya hassasiyet gösterileceğine ve gerektiğinde tedbirler alınacağına inanıyoruz.

Buradan yatırımcılara da bir çağrıda bulunmak istiyorum: Konya, bir otomotiv üretim tesisi kurmak için en önemli gereklilikleri karşılayan, otomotiv endüstrisi açısından son derece hırslı bir inovasyon alanıdır. Konya bir otomobil için gerekli tüm parçaları üretebilme kapasitesine ve büyük ölçekli yatırımlar için duyulan yeterli alanlara fazlasıyla sahiptir. Ayrıca, Konya deprem riski en düşük iller arasındadır. Konya aynı zamanda Kalkınma Yolu Projesi güzergâhında bulunmaktadır. Projenin stratejik hedefi Basra Körfezi'nden Avrupa'ya ulaşım için Irak ve Türkiye üzerinde demir yollarını, kara yollarını, limanları ve şehir merkezlerini kapsayan entegre bir ulaşım ağı oluşturmaktır. Konya-Mersin güzergâhında Konya-Karaman hızlı tren yolu tamamlanmış olup Karaman-Ulukışla arası yatırımı hızla devam etmektedir. Bu sayede Konya'mızın limanlara uygun maliyetle ve hızlı ulaşımı da yakın zamanda sağlanacaktır. Ayrıca, Konya'nın Akdeniz sahillerine daha hızlı ve kolay erişimi için 4 ayrı güzergâhtan Toros Dağları'nı delip tüneller ve bağlantı yolları yapımına dair çalışmalar da bulunmaktadır. Bunlardan Konya-Antalya arasını iki buçuk saate düşüren Demirkapı Tüneli hizmete açılmış, yine Konya-Antalya yolunda Alacabel Tüneli, Konya-Alanya arasını iki saate indirecek olan yolda Kuşyuvası tünelleri, Konya-Silifke arası Sertavul Tüneli ve bağlantı yollarının yapımları hızla devam etmekte olup bitişi heyecanla beklenmektedir. Diğer taraftan, Marmara havzası ağır sanayi yatırımlarından ve nüfus yoğunluğundan dolayı sıkışmıştır. Sürdürülebilir kalkınma için sanayinin Konya gibi Anadolu'daki yeni merkezlere doğru kaydırılmasının Türkiye'nin ekonomi güvenliğine katkı sağlayacağı, bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltacağı, fiyatlama davranışlarına olumlu katkı sağlayacağı ve ülke kalkınmasının önündeki potansiyel riskleri en aza indireceği değerlendirilmektedir.

Sonuç olarak, Konya, gelişmiş sanayi altyapısı, modern organize sanayi bölgeleri, AR-GE merkezleri, Teknokent, InnoPark ve Teknoloji Endüstri Bölgesi'yle; teknik üniversitesi, yüksek hızlı treni ve lojistik merkeziyle; KOBİ'lere dayalı altyapısı, nitelikli iş gücü, üretim ve ürün çeşitlendirme potansiyeliyle yatırım yapmak için çok uygun bir yerdir. Konya'ya yatırım yapan kazanır.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak "kabul" oyu vereceğimiz kanun teklifinin ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini niyaz ediyor, sizlere ve aziz Türk milletine saygılarımı sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)