GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:104
Tarih:17.07.2024

ZEYNEP ODUNCU (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen sevgili halklarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sarayda şatafatın tam gaz devam ettiği bir ortamda ekonomik krizin yükünü yine halka kesmek için koca bir aldatmaca olan tasarruf paketini yine görüşüyoruz. Bakın, daha dün açıklanan rakamlara göre Cumhurbaşkanlığının 2024 yılının ilk altı ayındaki harcamaları 6 milyar 10 milyon 491 TL'ye ulaşmış, geçen yılın aynı döneminde bu rakam 2 milyar 171 milyon idi yani sarayın harcamaları bir yılda 3 kat artmış durumda ama siz utanmadan sıkılmadan aynı gün çıkıp en düşük emekli maaşını 12.500 TL'ye yükselttiğinizi açıkladınız. Sarayın şatafatının harcamalarını kısıp bunu emekliye, emekçiye yansıtmanız gerekirken kalkıp bir de bu sefalet ücretini bir müjde olarak veriyorsunuz. Saray günlük ortalama 33 milyon 391 TL yani her saat 1 milyon 391 TL harcama yaparken emekli maaşlarına yapılan bu zammın bir kıyak olduğunu söylemek emeklinin, halkın aklıyla dalga geçmektir.

Söz konusu emekliler, emekçiler olunca kuruş hesabı yapan iktidarın alın teriyle çalışan emekçiye yaklaşımını rakamlarla ortaya koymak istiyorum: 2013'te 1.235; 2014'te 1.886; 2015'te 1.730; 2016'da 1.970; 2017'de 2.006; 2018'de 1.923; 2019'da 1.736; 2020'de 2.427; 2021'de 2.170; 2022'de 1.843 ve 2023'te 1.932. Bunlar size bir rakamdan ibaretmiş gibi gelecektir ancak bu bilanço ne, biliyor musunuz? İktidarınızın yarattığı güvencesiz iş ortamının ağır bilançosu. Ne yazık ki 2013 ile 2024 yılları arasındaki on yıllık süreçte 20.858, 2024 yılının ilk altı ayında ise 878 emekçimizi iş cinayetlerinde kaybettik. Yani 1 Ocak 2013'ten bu yana 21.736 işçimiz maalesef, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bugüne kadar, önlenebilir iş kazaları ve iş cinayetlerini "fıtrat" "kader" "İşin doğasında var." diyerek açıklamalarla normalleştirmeye çalıştınız. İktidar, yitirdiğimiz bunca emekçinin canından sorumludur ve bunların vebali bu iktidarın boynundadır.

İşçiye, emekçiye sefalet koşullarında yaşamayı, güvencesiz iş ortamında çalışmayı dayatan iktidar şimdi kalkmış kendi yarattığı ekonomik krizin faturasını da yoksulluk ve yoksunluğa terk ettiği halkımızdan kesiyor. Adına "tasarruf" dediğimiz koca bir yalandan ibarettir bu teklif, gerçek bir tasarrufu sağlayamayacaktır. Gerçek bir tasarruf ve derinleşen ekonomik krizden çıkış, barış politikalarını devreye sokmak, hukukun üstünlüğünü tesis etmek ve demokrasinin güçlendirilmesiyle ancak sağlanabilecektir.

Bir diğer konu, yine, seçim bölgem Batman'da hafta sonu iktidarın yaşattığı bir utanç fotoğrafından bahsetmek istiyorum. Dün söz etmiştim, yine de söz etmek istiyoruz çünkü Türkiye'de artık her gün yaşanan hukuksuzluk gözle görülür bir şekilde artmaya devam ediyor. Gercüş'te darbedilerek gözaltına alınan ve serbest bırakılan yurttaşlarımızdan 9'u savcılığın itirazı üzerine tutuklandı. Emine Kaya 54, Nezete Bölek 58, Sare Kaya 59, Habib Kaya 61, İsa Gitmez 60, Nedim Kaya 62, Yusuf Bölek 68, Zübeyir Şimşek 41 ve köy muhtarı Murat Gelir 24 yaşında. Saydığım bu isimlerin çoğu yaşlı ve kronik hastalıkları bulunan isimler. Örneğin, Emine Kaya'nın yüzde 71 engelli raporu bulunuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ZEYNEP ODUNCU (Devamla) - Teşekkür ederim.

Ancak ne Emine Kaya hakkında rapor ne de diğerlerinin kronik rahatsızlıkları göz önünde bulundurulmayarak savcılığın itirazı üzerine köyde yaşayan yurttaşlarımız tekrar tutuklandılar. Ve şunu söylemek istiyorum, savcılığın itirazı üzerine hâkimin tutuklama gerekçesini aynı şekilde okuyorum: "Adli kontrol tedbirlerine uyup uymaması kendi iktidarına bağlı olup bu tedbire uyacağı konusunda vicdani kanaatin oluşmaması." Bu gerekçeyle köyde yaşayan halkımız tutuklanmış durumda.

Peki, size buradan soruyorum: Vicdani kanaatin oluşmaması hangi vicdana dayanıyor, hangi ahlaka dayanıyor? Ülkeyi getirdiğiniz bu sorumsuzluk, ülkeyi getirdiğiniz bu adaletsizlik elbette sizin de yarın öbür gün karşınıza çıkacak ve bu adalete, bu hukuksuzluğa sizin de ihtiyacınız olacak. Adaletin tekrar tesis edilmesini diliyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)