GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Mersin'in sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:105
Tarih:18.07.2024

TALAT DİNÇER (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mersin'de yaşanan bazı sorunlarla ilgili gündem dışı söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin bütün illerinden insanlarımızın yaşadığı; her din, her dil, her ırk, her etnik yapıdan insanların bir arada yaşadığı bir hoşgörü kentidir Mersin. Bu kadar insanı bağrında barındırır, iş verir, aş verir, yaşam hakkı verir. Mersin'in nüfusu yaklaşık 2 milyon; buna ilaveten de -Büyükşehir Belediyesinin su kullanma oranından aldığımız bilgilere göre- Suriye'den 500 bin sığınmacı geldi, 400 binin üzerinde depremzede geldi ve Mersin, gelen bütün bu vatandaşlarımıza hizmet vermeye çalışıyor, gayret ediyor. Pamukluk Barajı devreye girmezse ileriki yıllarda içme suyu sıkıntılarımız başlayacak. Trafik sorunu keşmekeş, ağır bir yük bindi. Altyapımıza ağır bir yük bindi. Hep dedik ki Mersin'e özel bir önlem alınsın, bütün milletin yaşadığı yer ama bugüne kadar maalesef bir adım ileri gidemedi ve Mersine yapılan bütün yatırımlar bugüne kadar sonuçlanmadı, bütün yatırımları yarım kaldı.

Ve son olarak da Mersin Türkiye'ye bu kadar kucak açarken kaç yıldır ana konteyner limanının Mersin'e yapılacağı ifade edilmesine rağmen, özellikle dönemin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay tarafından Mersin'de kürsüde ilan edilmesine rağmen, bütçe görüşmelerinde Ulaştırma Bakanının Mersin'e yapılacağını söylemesine rağmen dün bir açıklama yapıyor AKP Sözcüsü Sayın Ömer Çelik "Ana konteyner limanı Adana'ya hayırlı olsun." diyor. Mersin'i birbirine karıştırdılar şu an, bütün Mersin şiddetle ayakta ve bu kararı şiddetle reddediyor. Şimdi, bir konteyner limanı yapılacakken o kentin altyapısına bakılır, limanına bakılır, gümrüğüne bakılır, otel kapasitesine bakılır, restoranına bakılır; her yönüyle incelenir, yatırım yapılır ama maalesef, bunların hiçbiri dikkate alınmadan, tamamen siyasi bir kararla Adana'ya kaydırıldığı ifade edilmektedir. Bunu Mersin olarak şiddetle reddediyoruz.

Değerli milletvekilleri, şehir hastaneleri var, biliyorsunuz; ülkemizde 17 tane var, 2 tanesinin de işletmecisi Çeçen Holdingin alt grupları, alt şirketlerine dâhil: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi ve Mersin Şehir Hastanesi. Buralar yapılırken çok büyük ümitler, hayaller vardı "Herhangi bir sorun yaşanmayacak." deniyordu ancak bugün geldiğimiz noktada insanlar randevu alamıyor, hastalar randevu alamıyor. Özellikle görüntüleme ve nükleer tıpla ilgili o alanlarda randevu isteyenlere, kanser hastalarına bir seneye varan randevular veriliyor. Böylelikle orada büyük bir sıkıntı yaşanıyor ve halkımız bundan memnun değil. Niye kapattık biz devlet hastanelerini? Niye şehir hastaneleri açıldı da devlet hastaneleri kapandı? Buralarda insanlar daha rahat hizmet alsın diye. Ancak bütçeden ne kadar destek olmasına rağmen, maalesef, hak ettiği değeri bir türlü alamıyor.

Değerli milletvekilleri, şehir hastanesinde çalışan işçilerin büyük bir sıkıntısı vardır. Biliyorsunuz, Ruslar tarafından Akkuyu'da yapımı devam eden nükleer güç santralinin Türkiye'deki ana yüklenicisi olan firma, aynı zamanda Mersin Şehir Hastanesindeki firma; ikisi de aynı. Dolayısıyla burada her ikisinde de nükleer santralde çalışan işçiler de şehir hastanesinde çalışan işçiler de büyük sıkıntı içerisinde. Ne diyorlar? "Ücretlerimizi zamanında alamıyoruz, bizim paramızı çalıştırıyor." diyorlar. Ne diyorlar? "Bankalar promosyon hakkı veriyor ancak firma bize bunu ödemiyor." diyorlar. Ne diyorlar? "Aynı kategoride, aynı işi yapan sendikaya bağlı işçi ve memurlar 41 bin, 42 bin maaş alırken biz asgari ücrete talim ediyoruz." diyorlar. Ne diyorlar? "Yıllık izinlerimizden bayram tatilleri izinlerini mahsup ediyorlar." diyorlar. Ne diyorlar? "Günlük mesai ücreti olarak 430 lira bize ödeniyor ancak bir gün rapor aldığımızda ücretimizden 800 lira kesiliyor." diyorlar. İşçiler böyle dertli, işçiler böyle sıkıntı içerisinde ve kendilerine mobbing uygulandığını ifade ediyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TALAT DİNÇER (Devamla) - Tamamlayacağım Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

TALAT DİNÇER (Devamla) - Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, burada insanların sendikalaşmasını istemiyorlar, sendikalaşmanın önünü kesiyorlar, sendikalaşmaya giden bütün işçilere mobbing uygulayarak ya işten çıkarıyorlar ya da farklı görevlere atıyorlar. Burada da işçiler "Duyun sesimizi, bizim sorunlarımıza sahip çıkın." diyorlar. Biz de onların dili olmak için, sorunlarına sahip çıkmak için Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu kürsüden de haykırıyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP, DEM PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)