GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 50'nci yıl dönümüne ve cumartesi günü Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Kıbrıslı vatandaşlarla birlikte olacaklarına; sahipsiz köpeklerin vermiş olduğu zararları izale etmek, sokağın güvenliğini sağlamak ve yavrusunu kaybetmiş annelerin gözyaşlarını dindirmek için bir kanun teklif oluşturduklarına, bu kanun teklifinin komisyonda görüşmeleri sırasında sarf edilen bazı sözlere ve bunun siyasi propagandaya, istismara dönüştürülmesine asla müsaade etmeyeceklerine, Gazze'de yaşanan insanlık dramına ve halklar nezdinde Filistin'e duyarlılığın artması, İsrail'in ve İsrail'i destekleyenlerin yalnızlaştırılması konusunda Türkiye Cumhuriyeti devletinin yaklaşımlarının öneminin yadsınamayacağına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:105
Tarih:18.07.2024

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Allah nasip ederse 20 Temmuz Cumartesi Kıbrıs Barış Harekâtı'mızın 50'nci yıl dönümü. Gerçekten, tarihî perspektif içerisinde baktığımızda, 1699 Karlofça Antlaşması'ndan bu tarafa Türkiye'mizin ileri bir harekâtı olarak, uluslararası hukuktaki garantörlük hakkına istinaden, Mehmetçik'imizle, şanlı şerefli Türk ordusuyla beraber, o gün Hükûmetimizde yer alan merhum Başbakan Sayın Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı merhum Profesör Doktor Necmettin Erbakan Hocamızın Hükûmet ettiği dönemde böyle büyük bir katliama... Enosis'i gerçekleştirmeye çalışan EOKA terörüyle oradaki soydaşlarımıza büyük zulümler gerçekleştirilen bir ortamda uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızla Türk ordusu, Türkiye Cumhuriyeti devleti Kıbrıs Barış Harekâtı'nı başlatmış ve kısa bir süre içerisinde orada kalıcı barışın temellerini atmıştır. Kıbrıs Barış Harekâtı, hakikaten, Türkiye'nin millî birlik ve beraberliğinin en güzel zaferleriyle sonuçlanmış bir neticesi olarak karşımızda.

Şunu ifade etmek isterim ki bugün çok çeşitli nifak ve fitne tohumları atmaya çalışan ve oradaki huzuru bozmaya çalışan bütün anlayışlara karşı Türkiye Cumhuriyeti devleti oradaki soydaşlarının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarının yanında yer almaya ve uluslararası hukuku her zaman gözeterek adada barışın kalıcı bir şekilde devamına katkı vermeye kararlıdır. Kıbrıs meselesinin adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümle sonuçlanması noktasında Türkiye Cumhuriyeti devleti bu kararlı tutumunu bugüne kadar devam ettirdiği gibi, bundan sonra da devam ettirecektir. Bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilelebet payidar olmaya devam edecektir.

Bu vesileyle, Kıbrıs Barış Harekâtı'nda erinden komutanına orada bütün direnişçi vatandaşlarımıza, Kıbrıs mücahitleri dâhil olmak üzere şehadet şerbetini içen bütün kahramanlarımıza Allah'tan rahmet ve mağfiret diliyorum, onları hayırla yâd ediyorum. Bu konuda emeği geçen bütün devlet büyüklerimizi rahmetle, minnetle anıyorum. Her birinin bu güzel netice alma durumlarını kendilerimize her zaman örnek teşkil edeceğimizi ifade ediyorum, merhum Fazıl Küçük'ü ve merhum Rauf Denktaş'ı da rahmetle yâd ediyorum.

İnşallah, hep beraber cumartesi orada olacağız ve orada Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bu duygu ve düşüncelerimizi oradaki mekâna, bütün dünyaya tekrar yansıtacağız. Ve kahraman ordumuzun inşallah 50 gemisiyle beraber, TCG ANADOLU gemimiz başta olmak üzere TB3 ve KIZILELMA insansız hava araçlarımızın da bu kutlamalarda orada hep beraber Kıbrıslı vatandaşlarımızla birlikte olacağını ifade etmek istiyorum. Bu vesileyle, tekrar, Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 50'nci yıl dönümünü kutluyor, Kıbrıs Türk halkına ve Kıbrıs'ın tamamına, adaya barış, huzur ve esenlik diliyorum.

Çok Değerli Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; tabii, farklı farklı konu başlıkları var, biz kendimize göre bazı konu başlıkları oluşturuyoruz ama burada gündeme gelen farklı konular da oluyor, onları da değerlendirmek icap ediyor. Şunu söylemek isterim ki: Dün Tarım Komisyonunda, gerçekten bir sorunun bilimsel, akılcı, reel, modern ve bütün hayvanların da hakkını gözeterek, çevrenin de hakkını gözeterek, insanımızın da hakkını gözeterek insani, vicdani ve bütün dünyadaki örneklerini de...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Başkan.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - ...mukayeseli bir şekilde incelemek suretiyle, her varlığın hakkını tastamam korumaya matuf bir şekilde, sahipsiz, başıboş köpeklerin vermiş olduğu zararların izalesi, sokağın güvenliğini sağlayacak, gözü yaşlı annelerin, yavrusunu kaybetmiş annelerin gözyaşlarını dindirecek bir çözümü hep beraber bulalım, gerçekleştirelim diye bir kanun teklif oluşturduk ve bunu bütün grubu bulunan partilerle de paylaştık, kamuoyu önünde de tartışılıyor. Dün bütün toplum temsilcileri burada yerlerini aldı, kendi kanaatlerini, görüşlerini ortaya koydular. Dolayısıyla, dün yaşananlar, gözü yaşlı annenin ve bir babanın başına gelenler hakikaten kamuoyunda büyük bir infiale sebebiyet verdi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Başkan.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Milletin iradesinin tecelligâhı olan ve millet adına görev yapan milletvekillerinin orada, 10 yaşında bir kız çocuğunu kaybetmiş gözü yaşlı anneye parmak sallayarak "Bu kadının burada ne işi var? Burada şov yapıyor." sözlerine muhatap kılınması bütün vicdanları yaralamıştır ve hakikaten, bütün Genel Kurulun huzurunda, bu davranışta bulunanları kınadığımı ifade etmek istiyorum. Aynı şekilde, kafatası parçalanmış bir yavrucağızın gözü yaşlı babasının bu durumu hissederek ifadelerini ortaya koyması ve milletvekili arkadaşımızın "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın; önce insan." sözünün bu kimseler tarafından alkışlanması sonucunda bu gözü yaşlı anne...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - ...ve gözü yaşlı babanın üzerine yürüyen milletvekillerini huzurunuzda şiddetle kınıyorum; bu kabul edilemez. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - "Önce insan." diyorsunuz, emeklileri düşünmüyorsunuz, işçileri katlediliyorsunuz; hangi insandan söz ediyorsunuz? İkiyüzlüsünüz ya, ikiyüzlüsünüz!

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Nasıl bir savrulmadır, nasıl bir vicdansızlıktır!

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Sen, MESEM'de ölen çocuk işçileri konuş önce! Bir yılda 13 çocuk işçi ölmüş, kalkmış burada riyakârlık yapıyorsunuz.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Sokak köpeklerinin de hakkını koruyacağız, çevrenin de hakkını koruyacağız ama mutlaka yavrularımızın da hakkını sonuna kadar koruyacağız ve korumaya kararlıyız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Biz de hayvanları koruyacağız, insanları koruyacağız, kadınları koruyacağız AKP iktidarından; bak, göreceksin, sokakta nasıl koruduğumuzu.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Bu konuda hiç kimse meseleyi çarpıtmamalıdır. Bizim bu konudaki yaklaşımımız sahipsiz hayvanları sahiplendirmek, barınaklarda bu konuda sahiplerine zimmetlemektir.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Yirmi iki yıldır görevinizi yapmamışsınız, kalkmışsınız konuşuyorsunuz burada, iktidar olarak önce görevinizi yapın!

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Bu konuda sorumluluğu da onlara yüklemek ve gözü yaşlı anne-babalarının gözyaşlarını dindirmektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - O çocukları öldüren sizsiniz, sizin iktidarınız öldürdü!

BAŞKAN - Buyurun Sayın Akbaşoğlu.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Gözü yaşlı anne ve babaların gözyaşlarını dindireceğiz. Hayvanların hakkını koruyarak, insanımızın hakkını koruyarak, çevrenin hakkını koruyarak bu problemi çözüme kavuşturacağız.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Siz kimseyi korumazsınız, biz biliyoruz!

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Bunu hep beraber yapmak durumundayız.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Kürdistanda zırhlarınızla çocukları öldürürsünüz, Türkiye'de öyle çocukları öldürürsünüz.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Bu insanlarımızın sözlerini, çığlıklarını, vicdanlarını hiçbir muhalefet de kapatamaz!

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Duysaydınız bugüne kadar, iktidardasınız!

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Bu sorunu çözmek akılcı, reel, bilimsel, modern bir şekilde bütün dünya örneklerinde olduğu gibi çözümlemek hepimizin boynunun borcudur.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Biz anladık, biz anladık hangi patenti almak istediğinizi, hangi yandaşınızı zengin etmek istediğinizi!

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Bu konuda AK PARTİ'nin teklifine tamamen farklı bir anlam yükleyerek öldürmeyi kastetmek bu işi tamamen çarpıtmaktır, başkalaştırmaktır.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Evet, parayı seviyorsunuz, insanı sevmiyorsunuz; doğayı ve hayvanı sevmediğinizi biliyoruz.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Bunun siyasi propagandaya ve istismara dönüştürülmesine...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Siz yaptınız, siz istismarcısınız, görüyoruz biz!

BAŞKAN - Evet, buyurun.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - ...burada asla müsaade etmeyeceğiz.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Biz de etmeyeceğiz.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Bir kez daha ifade ediyorum ki insanı yaşat ki devlet yaşasın ve önce insan diyorum.

Sayın Başkanım, sonuç itibarıyla, gerçekten uzun bir süredir Gazze'de bir insanlık dramı yaşanıyor. Yaklaşık 40 bin insanın canına kıyıldı, 15 binden fazlası çocuk. Bütün dünyanın gözü önünde layüsel bir şekilde siyonist İsrail insanları katlediyor. Türkiye'nin "Dünya 5'ten büyüktür." "Daha adil bir dünya mümkündür." yaklaşımı çerçevesinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulundaki tutum ve davranışları ve "İsrail'in sınırları neresidir?" sorusuyla beraber...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Herkese söylediğim gibi, 11'inci dakika.

Buyurun.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Keşke konuşulduğu kadar icraat olsaydı.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - ...bunun hakikaten bütün insanlığa mal edilerek, bütün dünya insanlığınca, halklar nezdinde bu konuda Filistin'e duyarlılığın artması ve İsrail'in ve İsrail'i destekleyenlerin yalnızlaştırılmasında Türkiye'nin hakkı haykırmasının, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu konudaki yaklaşımlarının önemi yadsınamaz.

Şunu ifade etmek istiyorum: Zulümle abat olunmaz, mutlaka siyonist İsrail kendi döktüğü kanda boğulmaya mahkûmdur. Gazze özgürleşecektir, Kudüs özgürleşecektir, insanlık özgürleşecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.