Konu: | Ağrı'da yaşanan sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 107 |
Tarih: | 24.07.2024 |
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(Uğultular)
SIRRI SAKİK (Devamla) - Uğultudan, gürültüden de duyamıyoruz.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Başkan, çok gürültü var.
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, Genel Kurulda büyük bir uğultu var. Hatibin konuşmaları anlaşılamayacak düzeyde. Lütfen, saygıyla dinleyelim, yüksek sesle konuşmayalım. Konuşma ihtiyacı olan arkadaşlar dışarıda konuşurlarsa daha isabetli olur.
Değerli milletvekilleri...
SIRRI SAKİK (Devamla) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sürenizi yeniden başlatacağım, bekleyin.
(Uğultular)
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyelim. Genel Kuruldaki uğultuya son verelim.
Sayın Hatip, siz buyurun, sesiniz ulaştığında inşallah dinlerler.
Buyurun.
SIRRI SAKİK (Devamla) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sevgili arkadaşlar, bizi dinleyin yani bu kibrinizi bir kenara bırakın, bir kentle ilgili konuşuyoruz, milletvekili arkadaşlarınıza saygılı olun.
Ben Ağrı'dan, yoksul bir kentten bahsediyorum; Türkiye'nin en yoksul kenti. TÜİK'in verilerine göre sağlıkta, yoksullukta, göçte... Türkiye'nin en yoksul kentinden bahsediyoruz.
Bakın, cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar o kente giden -adı "Cumhurbaşkanı" adı "Başbakan" adı "Bakan"- her iktidar, bu kentle ilgili çok önemli taahhütlerde bulunur ama bu taahhütlerin hiçbiri hiçbir gün, hiçbir zaman yerine gelmemiştir. Yirmi iki yıldır AK PARTİ, iktidar; onların da yirmi iki yıl içerisinde söyledikleri vaatlerin hiçbiri hayata geçmemiş. Ağrılılar ne diyor? Diyor ki: "Ya, biz hep Erzurum yolunda ölüyoruz çünkü TÜİK verilerine göre hastalıkta, kanserde en çok ölüm vakalarının olduğu kent Ağrı kenti. Biz orada doğarız; yolda bir kalp krizi geçirildiğinde, kan kaybında Erzurum-Ağrı arası yol, Erzurum'daki Ağrılılar ve Ağrı'daki Ağrılılar için ölüm yoludur." Ama ne yazık ki bunların hiçbiri bugüne kadar yerine getirilmedi.
Sağlık Bakanlığı son dönemlerde, birkaç yıl içinde sadece göstermelik olarak orada açık kalp ameliyatları yaptı. Açık kalp ameliyatlarındaki hastaların büyük çoğunluğu masada yaşamlarını yitirdi. 2004 yılında da 2 açık kalp ameliyatı gerçekleşti, Sağlık Bakanlığı bunları sadece reklam filmlerinde oynattı.
Yani Ağrı'nın alabildiğine sorunları çok ama bizim asıl sorunumuz Ağrı'daki yöneticilerle, valilerle, kaymakamlarla; bunlarla ciddi sorunlar yaşıyoruz. Halkın iradesini yok hükmünde sayıyorlar, halka düşmanlık ediyorlar, seçimlerde alamadıkları için halka karşı büyük bir kin ve intikam duygularıyla hareket ediyorlar. Bakın, 2024 seçimlerinde bütün dışarıdaki takviyeler, kıtalar, askerler, polisler kentin yönetimini DEM PARTİ'den alamadıkları için kent Valisi ve kaymakamlar kente düşmanlık yapıyorlar. Nasıl bir düşmanlık? Seçilmişlerle hiçbir bağ oluşturmuyor, seçilmişleri yok hükmünde sayıyorlar. Bakın, biz, kentte, milletvekili seçiminde 4 vekilin 3'ünü almışız, kentin büyük bir çoğunluğunu, il belediye başkanlıklarını, ilçe belediye başkanlıklarını almışız, 28 il genel meclis üyeliğinden 21'ini muhalefet almış, 7'sini AK PARTİ almış ama bu Vali, bay Vali, oradaki seçilmişlere düşmanlık yapıyor, hiçbiriyle bir hukuk oluşturmuyor. Mesela, Meclis Başkanımız var, Meclis Başkanının hakkı olan aracı vermiyor. Neye benziyor biliyor musunuz? Meclis Başkanı olan Numan Kurtulmuş'a siz makam aracı vermezsiniz ama onun emrindeki, buradaki Genel Sekretere verirsiniz çünkü Kürt'ün seçilmişine düşman hukuku uyguluyorlar.
Bakın, bir başka olay, Ağrı'nın Hamur ilçesinde. O kadar çok büyük göç vermiş ki insanlar, orada gençler kalmamış. Bu gençlerin kenti terk etmesinden sonra kaç kez bizi aramalarına rağmen, ölen insanlara mezar kazamıyorlar. Yetkilileri arıyoruz, oradaki Kaymakamın -şu an Ankara'nın bir ilçesine, Balâ ilçesine atandı- söylediği ukalaca lafa bakın, aynen şunu söylüyor: "Anadolu'da kazma kürekle mezar kazmak ölü için daha sevaptır." Oysaki kentte kimse kalmamış, Kürt'ün ölüsüne bile düşmanlık yapan yöneticiler var. Bütün ısrarlarımıza rağmen bu kentte mezar kazıcıyı köylere gönderemiyoruz. Bundan Valinin de haberi var, Kaymakamın da haberi var.
Şimdi, 31 Mart 2024 seçimlerinin intikamını nasıl alıyorlar biliyor musunuz? Kenti cezalandırıyorlar, kent yoksul ve küçük bir kent.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sakik, lütfen tamamlayın.
SIRRI SAKİK (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Bu kente ne yapıyorlar biliyor musunuz? Bu kentin her tarafına gizli kameralar koyuyorlar ve herkesi cezalandırıyorlar, trafik cezaları kesiliyor. Ya, kent zaten yoksul, bu kenti zaten öyle yaptınız ki göçe zorladınız, bu kentte insan kalmadı, şimdi öç ve intikam duygularıyla hareket ediyorsunuz.
Şimdi, bakın, bu Valinin kentte STK'lerle, sivil toplum örgütleriyle, bu kentin muhalif partileriyle hiçbir diyaloğu yok. Ne yapıyor? Arkasında uzun uzun boylu insanlar, ellerinde uzun uzun namlulu silahlar, uzun uzun bıyıklar kentte terör estiriyor. Bu kent, bunu hak etmiyor. Bu kente düşman olan, bu kente bu kadar düşmanca davranan yöneticileri göndermeyin bu kente, bunları istemiyoruz, bunlar, bu halkın iradesine saygısızlık ediyorlar.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.(DEM PARTİ sıralarından alkışlar)