Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 107 |
Tarih: | 24.07.2024 |
CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Ülkemiz, Hükûmetin uyguladığı yanlış ekonomi politikaları yüzünden tarihindeki en büyük krizlerinden birini yaşıyor. Hazine ve Maliye Bakanımızın ifadesiyle, geçtiğimiz yıl iktisat literatüründe olmayan irrasyonel politikaları uygulamaktan vazgeçtik, Merkez Bankasının yapmış olduğu faiz artışlarıyla birlikte daha sıkı bir para politikası uygulamaya başladık. Ancak "Ekonomimiz düzeliyor." "Enflasyon düşüyor." "En kötüsü geride kaldı." gibi ifadeler Hükûmet tarafından kullanılmaya devam edilirken dar gelirli vatandaşımız ekonomik krizin getirmiş olduğu yoksullukla yüzleşmeye devam ediyor.
İktidar, kendi elleriyle ülkeyi soktuğu kur krizinden sonra bir kurtuluş olarak kamuoyuna sunduğu kur korumalı mevduat garabetiyle tarihte görülmemiş bir servet transferine sebep oldu. Hazine garantisiyle, parası olanlar servetine servet katarken, ucuz kredilerle kamu bankaları bedava para dağıtırken sonunda deniz tükendi. Yeni yönetim de devraldığı enkazı ülkemizin en dezavantajlı, en yoksul kesimleriyle kaldırmanın peşinde. Bollukta sofraya oturtulmayan ücretliler ve emekliler, ekonomiyi toparlamak adına yine sabreden ve yükü sırtlayan kesimler olmaya devam ediyorlar. Bu kürsüde söz alan birçok milletvekili arkadaşım ifade etti ancak ben de tekrar etmek istiyorum: Kur korumalı mevduata 1 trilyon lira verenler, en düşük emekli maaşının açlık sınırının altında kalan asgari ücrete yükseltilmesini isteyen muhalefete "popülist" diyor. Torunlarına harçlık veremediği, pazara gidemediği için gözyaşı döken emeklilere 12.500 liranın bir lütuf gibi ilan edilmesini buradan kınıyorum. Dolar bazında hesaplamalar yaparak aldıkları emekli maaşını normal karşılayan zihniyeti de kınıyorum.
Değerli milletvekilleri, neredeyse tüm sendikalar, vergi kanunlarında yapılacak değişikliğe vergi dilimlerinde bir iyileşme olacak mı gözüyle baktılar. Hükûmetten vergi dilimlerinde adil bir oranlama yapılmasını, kademelerin artırılmasını ve yükseltilmesini talep ettiler. Bu konuda onlarca kanun teklifi verildi Meclis Başkanlığına. Bugün ücretli çalışanlar maalesef önümüzdeki ay ne maaş alacaklarını bilemez durumdalar. Temmuz zammı aldıklarını düşünen çalışanlar, ocakta aldıkları maaşın neredeyse aynısını aldılar. Dolaylı vergilerle zengin ile fakiri aynı vergi yükünün altında bırakan vergi sistemimiz, dolaysız vergilerle de maalesef orta gelir grubunun aldığı zamları yavaş yavaş cebinden almaktadır. Madem Sayın Mehmet Şimşek az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması konusunda bir irade ortaya koyuyor; madem garantili köprülerden, havaalanlarından geri dönülemiyor, bunların üstlerine gidilemiyor; gelin, bu kanunda gelir vergisi kademelerine 6 ve 7'nci kademeyi de ekleyerek gelirleri arasında uçurum olanların vergileri arasında da bu uçurumu koruyalım. Bunların oranlarında ve alt-üst sınırlarında düzenlemeler yapalım; yıllık 600 bin lira kazancı olan birisi ile 2,5 milyon lira kazanan birisinin aynı vergi diliminde bulunmasını hep birlikte engelleyelim.
Değerli arkadaşlar, TÜİK verileri üzerinde yapılan oynamalar zaten çalışanların hak ettikleri ücretleri alamamasına sebep olmaktadır. Sene başında aldığı maaş ile sene sonunda aldığı maaş arasında ciddi farklar olan çalışanların yıl boyunca omzuna yüklenen, enflasyonla birlikte düşünüldüğünde oluşan bu refah kaybını adil bir vergi düzenlemesiyle engellememiz acil ve elzemdir.
Yurt dışına göç eden vatandaşlarımızın rekor düzeye ulaştığı, çocuk yoksulluğunun, bodurluğun, dengeli ve düzenli beslenemeyen çocukların sayısının her geçen gün arttığı, mutsuzluğun bir standart hâle geldiği bir ortamda artık Hükûmet suni gündemleri terk etmeli, vatandaşın gerçek sorunlarıyla ilgilenerek ekonomik krizin faturasını yoksul kesimlere değil rant sınıfına kesmelidir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)