| Konu: | AK PARTİ GRUBUNUN, GENEL KURULUN ÇALIŞMA SAATLERİ İLE GÜNDEMDEKİ SIRALAMANIN YENİDEN DÜZENLENMESİNE; SAYIŞTAYDA BOŞ BULUNAN ÜYELİKLER İÇİN YAPILACAK SEÇİMİN (S. SAYISI: 451) GENEL KURULUN 16 NİSAN 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA; 441 SIRA SAYILI KANUN TASARISI?NIN İÇ TÜZÜK?ÜN 91?İNCİ MADDESİNE GÖRE TEMEL KANUN OLARAK BÖLÜMLER HÂLİNDE GÖRÜŞÜLMESİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 16.04.2013 |
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Her salı olduğu gibi Genel Kurulun haftalık çalışma programını belirleme mesaisindeyiz. İktidar grubunun vermiş olduğu önergenin aleyhinde söz aldım.
Bu konuyla ilgili daha önceki konuşmalarda ifade ettiğim gibi, Meclisin çalışmasının öncelik sıralamasını belirlemek iktidarın hem takdirinde hem de sorumluluğunda. Çünkü millet, halkımız, ülkeyi yönetmek, sorunlara çözüm üretmek ve bunun için gerekli hazırlığı yapmak sorumluluğunu iktidar grubuna vermiştir. Onlar da sorumluluklarının gereği, gerekli olan hukuki düzenlemeleri hangi önceliklere, sıraya göre yapacaklarını belirlemek üzere, Danışma Kurulunda bir uzlaşma arasalar bile, sonuçta grup önerisiyle huzurumuza gelmekteler. Bugün de getirdikleri konularla ilgili bir itirazım yok, takdir kendilerinin. Tabii ki hangi kanunların görüşülmesini istiyorlarsa o kanunları gündeme getireceklerdi; biz de bu kanunların eksiği, fazlası konusunda görüşlerimizi ifade ederek katkı vermeye veya yanlışlara itiraz etmeye gayret göstereceğiz İç Tüzük'ün bize verdiği yetkileri kullanarak.
Bizim, burada itiraz ettiğimiz husus şudur değerli arkadaşlar: Tabii ki Hükûmet, iktidar grubu, kendi programının gereği kanunları buraya getirecek yani devletin gündemini, Hükûmetin gündemini buraya getirecek. İtiraz ettiğimiz husus şudur: Milletin gündemini kim konuşacak? Yani, bugün de getirdiğiniz konuların, bu, sokaktaki vatandaşa söylediği bir söz yok. Siz, yapmanız gereken görevleri daha iyi yapabilmek için, daha önce çıkarttığınız kanunlarda bazı değişiklikler yapıyorsunuz, vatandaşı çok ilgilendiren bir husus değil. Yani getirdiğiniz kanunlara bakınız. Bu, sizin görev alanlarınızdaki noksanlıkları, eksiklikleri tamamlamak için getirdiğiniz kanun teklifi veya değişiklik teklifleri veya tasarıları ama milletin gündemi var. Milletin gündeminin hiç olmazsa burada konuşulmasını temin etmek anlamında muhalefet partileri de grup önerisi konusunda İç Tüzük'ten kaynaklanan haklarını kullanıyorlar. Biz de buraya ülkenin, milletin gündemindeki konuları getirip en az her grubun o konuyla ilgili görüşlerini ifade etmelerini, böylelikle milletin kendi sorunlarıyla boğuşurken sahipsiz ve çaresiz olmadıklarını ifade etme fırsatı veriyoruz.
Şimdi, getirdiğiniz konular görüşülecek. Tabii, saatlere, usulüne, özellikle yani insan onurunun özne yapıldığı bu Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla Meclisin çalışma saatlerinin de insan onuruna uygun olarak tanzim edilmesini -yine, faydasız, söylüyoruz ama netice alamayacağımızı bilerek söylüyoruz- tekrar temenni ediyorum. Yani bizim önce kendi onurumuzu korumak, kendi çalışma saatlerimizi onurumuza uygun, insan onuruna uygun tanzim etmek gibi bir sorumluluğumuz var ama biz söylüyoruz biz dinliyoruz, yine siz istediğiniz gibi "bitime kadar" usulünü koyarak buraya getiriyorsunuz, bunun da faydalı olmadığını birçok defa görmüş olmanıza rağmen.
Değerli milletvekilleri, bakınız, nisan yağmurları başladı. Türkiye'mizin her bölgesi doğal afet alanı. Çiftçinin ürünleri yağmurun, dolunun, selin tehdidi altında. Benim seçim bölgemde iki üç günden bu yana bir yandan bir yandan aşırı yağmurların getirdiği sel, bir yandan dolu afeti dolayısıyla çiftçi çok perişan durumda. Gözlerini dikmiş bizden çözüm bekliyorlar. Her defasında bunu konuşmamıza rağmen buraya getiriyorsunuz, "Afet Kanunu'nda yapacak bir şey yok." diyorsunuz. Gerçekten öyle. Burada kendi oylarınızla çıkarttığınız Afet Yasası'nda "Çiftçi, varlıklarının yüzde 40'ını kaybederse uğradığı afet karşısında yardım alabilir." diye bir hüküm var. Çiftçinin, varlıklarının yüzde 40'ını kaybetmesi hâlinde zaten yok olması demektir, ona yapacağınız yardımın bir anlamı yok. Hâlbuki adamın serası gitmiş, ekili tarlası gitmiş, fideliği gitmiş. Buna bir şey yapmak lazım, gelin, bunu düzeltelim diyorum ama gündeminize almıyorsunuz.
Şimdi, bir başka husus, çiftçi gerçekten geçen dönemdeki, geçen yıldan kalan borçlarını ödemekte çok ciddi sıkıntı yaşıyor. Yeni bir hasat, yeni bir ekim dönemine giriyor ama geçen dönemden, geçen yıldan kalan borçlarını ödeyememiş. Bunu çözmek gerekir diyoruz, tabii, sizin gündeminiz bu değil, başka şeyler söylüyorsunuz.
Bir 2/B arazileri değerlendirmesi problemi çıkardınız. İnsanımızın dişiyle tırnağıyla, çoluk çocuğuyla imar edip ektiği arazileri şimdi kendisine parayla satıyorsunuz. Değerli milletvekilleri, hepinizin başında bir problem olduğunu biliyorum bu konuda. İllerinize, vilayetlerinize giderken sürekli bu soruyla karşılaşıyorsunuz. Orman içi ve kenarında yaşayan köylüler- yani ata öte orada yaşamış, atası imar etmiş- 2/B arazisi kullanıyor. Şimdi tepesine dikildiniz, "Bu araziyi parayla satın alacaksın." diye dayatıyorsunuz. Nasıl satın alacak? Bu problem çiftçinin veya en az yaklaşık 10 milyon insanımızın çok temel sorunu bugün ama bununla ilgili bir gündeminiz yok maalesef.
İşsizlerin sayısı 3 milyona yaklaşmış değerli milletvekilleri. Yine yüzde 10'un üzerine çıkmış işsizlik sayısı TÜİK'in raporuna göre. Kaldı ki yani orada ifade edilmeyen işsizlik bunun nereden bakarsak bakalım 2 katı, sokaklar işsiz insan dolu. Biz, muhalefet partisi olarak çok muhatap olmasak da biliyorum ki sizlere her gün işsiz, iş arayan insanlar geliyor. İşsizliğe çözüm üretmek noktasında bir gündem maddeniz yok maalesef.
2012 sonuçları açıklandı, büyüme oranımız yüzde 2,2. Yüzde 2,2 ile 76 milyon insanın beklentisini nasıl karşılayacaksınız, tedbiriniz ne? Sayın Sanayi Bakanımız biraz önce buradaydı. Sanayiyi güçlendirmek, üretimi güçlendirmek noktasında hangi gündem maddesini buraya getiriyorsunuz? Yok.
Bölücü terörle mücadele konusunda bir gayretin içerisindesiniz. Ümit ederim ki bölücü terör biter. Bölücü terörün bitmemesini istemek akıl dışı bir davranıştır. Öyle, sayın milletvekilinin yazdığı gibi "Milliyetçi Hareket Partisi PKK'nın çözülmesinden rahatsızlık duyuyor." fantezileri hiç karın doyuracak gibi değil. Biz bu konuda, Milliyetçi Hareket Partisi olarak iktidarın bölücü terörle mücadelesini her defa destekledik, her defasında bu kürsüden beyan ettik, Sayın Genel Başkan her konuşmasında iktidarı bu noktada destekledi. On yılı doldurdunuz, onbir'inci yıldasınız. Bölücü terörle müzakere ederek kanın durmasını başaramayacağınızı bundan önce 8 defa denenmiş olmasına rağmen görmediniz. Bugün "Müzakere yoluyla bu işi çözeceğiz." diyorsunuz. Şimdi, bir sayın üyeniz de diyor ki: "Biz PKK'yı çözeceğiz." ama PKK da diyor ki: "Benim demokratik özerklik talebimi çözeceksiniz." Milleti kandırmayın diyoruz, gelin bu "çözüm süreci" dediğiniz hadisenin içeriğini bize bir anlatın. Kapsamı ne, mahiyeti ne, nereye kadar gidecek, neyi gerçekleştirmeye çalışıyorsunuz, müzakere ettiklerinizle neyi konuşuyorsunuz, kapalı kapılar arkasında neyin taahhüdü veya pazarlığındasınız, bunu da anlatmıyorsunuz. Millete akil adamları göndererek olmayan gerçekleri, doğru olmayan bilgileri millete hazmettirmeye çalıştırıyorsunuz.
Dolayısıyla, değerli milletvekilleri, tabii ki iktidar bu ülkenin yönetiminden sorumlu, bu toplumun sorunlarını çözmekle sorumlu, millet bunun için oy verdi ama buraya getirdiğiniz gündem bu milletin gündemi değil. Çok net söylüyorum: Emeklilerin sorunlarını çözmek için buraya bir gündem getirmiyorsunuz. Gazilerin, şehit yakınlarının sorunlarını çözmek için buraya bir gündem getirmiyorsunuz. Çiftçilerin sorunlarını çözmek için, gençlerin, işsizlerin sorunlarını çözmek için buraya bir gündem getirmiyorsunuz. Kendi eksiğinizin, kendi yanlışınızın telafisi için Genel Kurulu maalesef bir kanun yapma makinesine dönüştürdünüz. Buna bizim destek vermemizi beklemenizin bir anlamı, bir haklılığı yoktur.
Bu bilgileri sunmak üzere söz aldım, hepinize saygılar sunuyorum, bizim bu gündeme "hayır" oyu vereceğimizi de ifade ediyorum.
Teşekkür ederim.(MHP Sıralarından alkışlar)