GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:108
Tarih:25.07.2024

ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkâri) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, konuşmamda gıdaya erişim güçlüğü ve gıda enflasyonu ve asgari ücret gibi sabit gelirliler için hayati önem taşıyan konulara değineceğim.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün yayınladığı verilere göre dünya genelinde gıda fiyatları yirmi dört aydır düzenli olarak düşüyor. Bu eğilimin aksine, Türkiye'de gıda fiyatları 54 kat yükselmiş durumda. Dolayısıyla gıda enflasyonunda da artış artık durmaksızın devam ediyor. Artışın nominal oranının dünya geneline kıyasla çok yüksek olması da asgari ücretli için yakıcı sonuçlar doğuruyor. Aynı zamanda, Türkiye, son yıllarda olduğu gibi haziran ayındaki oranla da 37 ülke arasında gıda enflasyonunun en yüksek olduğu OECD ülkesi oldu. Anlayacağınız, durum çok vahim.

Asgari ücretle ilgili sorun, toplumun büyük bir bölümünü ilgilendiren genel bir sorun malumunuz. Türkiye'de asgari ücret düzeyi, emekçilerin temel ihtiyaçlarını sağlayabilecekleri asgari gelir düzeyinin düzenli olarak altında kalmakta, açlık sınırlarının çoğu zaman, yoksulluk sınırlarının ise her zaman altında seyretmektedir. Türkiye emek sömürüsünün giderek arttığı bir sürecin içinden geçiyor; çalışma koşullarının son derece kötü, elde edilen gelirin yaşam maliyetlerini karşılamaktan çok uzak olduğu bu süreçte ücret düştükçe insanlar ek iş ya da fazla mesai yapmaya zorlanıyor çünkü halkın geçim ücretini yakalamasının başka bir yolu yok. Emekçi, yoksul, alın terini evine ve ekmeğine taşıyan halkımız kölelik koşullarında yaşamaya devam ediyor. Kapitalist yağma ve sömürü düzeni ise alın terini gasbetmekten, emeği yağmalamaktan vazgeçmiyor. Emekçilere insan onur ve haysiyetine yaraşan bir hayat layık görülmüyor. İktidar kendini koruma şansı az olan sabit gelirli çalışan kesim üzerindeki ekonomik baskıyı artırarak halkın giderek yoksullaşmasına sebep olmuştur. Ülkede gerçek enflasyon yüzde 100'ü geçmiş, işsizlik resmî verilerde artık yüzde 10'un altına inmeyecek duruma gelmiş, işi olanların kimi güvencesiz taşeron koşullarda çalışırken kimi de asgari ücrete bile ulaşamayan rakamlara mahkûm edilmişlerdir. Yoksul halkımız krediler ve kredi kartları marifetiyle bankalara rekor seviyelerde borçlandırılmıştır. Modern tefeci kurumları olan bankalar her ay, her sene rekor kârlar açıklamıştır. Bankaların en son yıllık kâr oranı yeni bir rekorla yüzde 80'i bulmuştur. Emeğiyle geçinen yurttaşlar daha da yoksullaşırken büyük şirketler devasa kârlılık oranları yakalamıştır. Şirketlerin net satışları rekor kırarak artış göstermeye devam etmektedir. Ekonomik kriz, yoksulluk, işsizlik ve gelecek kaygısı sebepli intihar vakaları günden güne artmaktadır. Asgari ücrete yapılan asgari zam gelmeden elektrik yüzde 40'a varan oranda zamlanmış, yollar, köprü harçları artmış, ekmek küçülmüş, yaşam emekçiler için iyice çekilmez hâle gelmiştir. Asgari ücretle geçinen bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi mümkün değil, geçimini sağlayamayan, çocuğuna mama alamayan halk çaya ekmek ufalayarak evladının karnını doyurmaya çalışıyor. Asgari ücretle geçimini sağlayamayan ailelerin her şeyin oyun olarak görülebileceği yaşlardaki çocukları da çalışmak zorunda bırakılmıştır. AKP'nin ekonomi politikaları nedeniyle artan yoksullaşmadan kaynaklı her 5 çocuktan 1'i işçileştirilmiştir. Bir yılda işçileştirilen çocuk sayısı tam 146 bin artmıştır.

Asgari ücretle geçinemeyen emekçiyi, emekçilerin çocuklarını köleleştiren, onları ciddi tehlikelerle, hastalıklarla karşı karşıya bırakan, çok küçük yaşlarda büyük kentlerin sokaklarında kendi başlarının çaresine bakacak duruma düşüren bir sistem yarattınız. Ailelerin gelirleri kendilerinin ve çocuklarının asgari hayat seviyesini yaşamaya yetecek düzeyde değildir. Yol ve beslenme masraflarını karşılayamayan öğrenciler açık öğretime kayıt yaptırmaktadır. Bir üniversitelinin yaşam maliyeti büyükşehirlerde asgari ücreti çoktan geçmiş durumdadır. Son beş yılda 2 milyon üniversite öğrencisi parasızlıktan okula kaydını yaptıramamış ya da okulunu bırakmak zorunda kalmıştır. Toplumun önemli bir çoğunluğunun hayatını doğrudan etkileyen asgari ücretin insan onuruna yaraşır bir oranda belirlenmesi gerekmektedir. Asgari ücretin toplumun büyük bir bölümünü doğrudan etkileyen bu kadar önemli bir konu olmasına rağmen Hükûmetin bu konuda adım atmaması büyük bir adaletsizlik yaratmaktadır.

Asgari ücretlinin düşük kazancı sadece bireyleri değil, tüm aileleri ve dolayısıyla geleceğin yetişkinlerini de olumsuz etkilemektedir. Asgari ücretin yoksulluk sınırının altında kalması bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürmekte ve toplumsal huzursuzluğun artmasına neden olmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Düşünmez, lütfen tamamlayın.

ONUR DÜŞÜNMEZ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

Ayrıca, ekonomik politikaların gözden geçirilmesi ve emekçilerin yaşam standartlarını yükseltici önlemlerin acilen alınması gerekmektedir. İş güvencesi, adil ücret politikaları ve sosyal yardımların artırılması sadece ekonomik dengeleri değil, toplumsal dengeyi de sağlayacaktır. İşçilerin ve ailelerinin insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmeleri Türkiye halklarının geleceği için de kritik öneme sahiptir.

Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)