| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 26.07.2024 |
GEORGE ASLAN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 21'inci maddesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Türkiye'de tarımsal üretim alanında çok boyutlu sorunlar yaşanmaktadır. Üreticiler girdi fiyatlarının artışı, düşük alım fiyatları, yanlış ithalat politikaları, yetersiz destekleme gibi birçok zorlukla karşı karşıyadır. Neticede bu sorunlar, çiftçilerin üretimden kopmasına, üretime yine de devam edenlerin ise her gün daha fazla borçlanmasına, giderek tarım alanlarının terk edilmesine, tarım ürünleri ithalatının artmasına ve gıda enflasyonuna sebep olmaktadır. Mazot, gübre, ilaç, tohum ve yem gibi temel tarımsal girdilerin fiyatlarının sürekli yükselmesi, buna karşılık devlet desteklerinin zamanında verilmemesi, verilenlerin de çoktan enflasyon altında yok olması çiftçileri üretim için kredi aramaya mecbur bırakmaktadır. Yirmi yıl önce Türkiye'deki çiftçi sayısı 2 milyon 800 bin iken bugün sayı 2 milyon 300 bine düştü yani yarım milyon çiftçi eksildi. Oysaki yirmi yılda ülke nüfusu 20 milyon arttı, normal şartlarda çiftçi sayısının da artması gerekirken tam tersi azalmaktadır. Bunun sebebi üreticilerin, çiftçilerin emeğinin karşılığını alamamasıdır.
Çiftçilerin bankalara olan borcu bir yılda yüzde 65'lere, son yirmi yılda ise 122 kat artarak 652 milyar liraya yükseldi. Türkiye'de tarımsal üreticilerin çoğu özel ve kamu bankalarına borçlu durumdadır. Borcunu ödemeyen üreticiler özel bankalardan yüksek faizli aldıkları kredilerle borçlarını ödemek zorunda kalmaktadır. Özel bankalardan kredi almak isteyen tarımsal üreticilerin arazileri ipotek altına alınmaktadır. Üreticilerin borçlarını ödeyemedikleri durumda tek geçim kaynağı olan toprakları özel bankalar tarafından haczedilmektedir. Hatta borçlu üreticilere bankalar borç vermediği zamanlarda üreticiler tefecilerden yüksek faizle aldığı parayla borcunu ödeme yoluna başvurmaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre, 2012 yılında 1 milyon 56 bin olan aktif sigortalı çiftçi sayısı bugün 460 bine gerilemiş durumda. Diğer yandan, Türkiye Ziraat Odaları Birliğine bağlı çiftçi sayısı 5,5 milyonken Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı 2 milyon 100 bin çiftçi var. Bu da çiftçilerin yarısının kayıtlı olmadığını ve destek alamadığını göstermektedir.
Çiftçiler açısından hâl böyleyken geçen ay Toprak Mahsulleri Ofisi ekmeklik buğdayın kilogram fiyatını 9,25 lira olarak, makarnalık buğdayın kilogram fiyatını 10 lira, arpanın kilogram fiyatını ise 7,25 lira olarak açıkladı. Bu fiyatlar maliyeti bile karşılayamıyor. Bütün zorluklara rağmen üretime devam eden çiftçilere destek verilmelidir. Üretim maliyetleri düşürülmeli, başta mazot ve gübre olmak üzere girdi maliyetlerinde destek sağlanmalıdır. Borç yükü altındaki çiftçiler için bir çözüm bulunmalıdır. Mesela bu borçların bir kısmı devlet tarafından karşılanabilir. Bu, çiftçileri büyük bir yükten kurtaracak ve onları üretime teşvik edecektir. Bu yapılmasa da en azından kredi borçları faizsiz ertelenmelidir.
Değerli milletvekilleri, DEDAŞ'ın elektrik dağıtımını sağladığı Urfa, Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt ve Şırnak'taki çiftçiler az önce bahsettiğim sorunlardan fazlasını yaşıyor. Ülke genelinde yaşanan bütün bu sıkıntıların yanı sıra çiftçiler bir de DEDAŞ'ın elektrik kesintilerine ve fahiş elektrik faturalarına maruz kalmaktadır. Kaçak elektrik bahanesiyle geçtiğimiz günlerde yine Mardin Derik'te çiftçilerin trafoları sökülerek elektriksiz bırakıldı. DEDAŞ'ın bu uygulamalarına karşı çiftçiler isyan ediyor. Çiftçilerin elektrik borçlarını ödeyebilmeleri için makul bir ücretlendirme yapılmalı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Aslan, lütfen tamamlayın.
GEORGE ASLAN (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
DEDAŞ'ın bu zulmüne son verilmelidir diyor ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)