GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:109
Tarih:26.07.2024

MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri, Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Teklif'in 23'üncü maddesinde grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri saygıyla selamlıyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, tarihimizdeki ilk moratoryum olan Ramazan Kararnamesi'nden bahsetmek istiyorum. Ramazan Kararnamesi, 1854 yılında Kırım Savaşı'nın ardından Osmanlı Devleti'nin ilk yaptığı borçlanmadır. 1875 yılına gelindiğinde toplam 15 borçlanma yapılmıştır. 1875 yılında ilk defa o dönemde "Biz borçlarımızı ödeyemiyoruz." diyerek borç ertelemesi yüzde 5 faiz oranıyla ilan edilmiştir. Bu, şu anlama geliyor: Moratoryum yani 1875 yılında Ramazan Kararnamesi ilan edilmeden önce o dönem, Sultan Abdülaziz'i biliyorsunuz "Bugün intihar mı etti yoksa gerçekten öldürüldü mü? İki bileğini birden kesebilir mi?" tartışmalarının hâlâ devam ettiği bir ortamda Sultan Abdülaziz, Bakanlar Kurulunda kendi vezirleriyle beraber oturup değerlendirdiği toplantıda aldığı kararın ilanını geciktiriyor. Geciktirdiğinde, alınacak bu kararla birlikte ekonominin altüst olacağını bilen vezirler, ellerindeki devlet tahvillerini satıyorlar. Devlet tahvillerini yüksek fiyattan satınca ellerine çok büyük kazançlar geçiyor. Sonrasında bu karar yayımlandığında üçte 1, üçte 2 oranında o kâğıtlar değer kaybediyor ve netice itibarıyla Sultan Abdülaziz "Ben bu ülkenin Sultanıyım, böyle bir şeye tevessül edemem." diyerek elindeki tahvilleri satmıyor. İşte, sonrası tartışmaları hep beraber biliyorsunuz.

Bunu niye söylüyorum? Bunu şunun için söylüyorum: Mesela, biz 1854'e nasıl gelmişiz? 1838 Baltalimanı Ticaret Anlaşması'yla gelmişiz. Neymiş oradaki en önemli madde? Elverişsiz koşullarla Batı ekonomilerinin rekabetine maruz kalmışız. Değerli arkadaşlar, şu anda, Moody's, bizim kredi notumuzu yükseltiyor diyoruz. Moody's bizim kredi notumuzu niye yükseltiyor, biliyor musunuz? "Carry trade" denilen, şu anda kendi ülkelerinin paralarıyla gidip bozdurup, kredi alıp, getirip Türkiye'den faize yatırarak para kazandıkları için şu anda biz bu durumda, bu ekonomik koşullarda iyi bir şeyler yapıyormuş gibi hissediyoruz.

Değerli arkadaşlar, o dönemde gerekli mali örgütlenmenin sağlanamaması dolayısıyla biz moratoryum ilan etmek zorunda kalmışız. Disiplinli bir bütçe uygulanamadığı için moratoryum ilan etmek zorunda kalmışız. İşte, geçen aralık ayında, sizler de biliyorsunuz 11 trilyon 89 milyar lira bütçe yaptık arkadaşlar. "11 trilyon 89 milyar liralık bütçenin 2 trilyon 600 milyarını yeni borç yapacağız." diye buradan hep beraber el kaldırdınız, bütçe geçti ve o bütçe içerisinde 1 trilyon 254 milyar lira faiz ödeyeceğimizi de kabul ettiniz. Şimdi "100 milyar lira tasarruf edeceğiz." diyorsunuz, "100 milyar tasarrufu üç yıl içinde yapacağız." diyorsunuz ve bu 100 milyar tasarrufun üç yıl içinde yüzde 100 başarıyla yapılmasının mümkün olmadığını biliyorsunuz ve burada biz bütçe planlamasının ne kadar sıkıntılı olduğunu hep beraber görüyoruz. Ayrıca, değerli arkadaşlar, Türkiye'nin ödemesi gereken dış borç, bu yıl içerisinde kısa vadeli dış borç 235,3 milyar dolar ve biz bu borcu çevirebilmek için -Sayın Nebati de gitmişti, Sayın Şimşek de gitti- Londra'da gidip oradaki tefecilerden yüzde 6'yla, 7'yle, 8'le, 9'la, 10'la borçlanmalar yaptık. Bu borcu çevirebilmek için bunu yaptık. Böyle bir ekonominin kendi ayakları üzerinde durabilmesi mümkün mü?

Değerli arkadaşlar, sözü fazla uzatmaya gerek yok. Dün Serap Yazıcı Özbudun Hocamız burada bir şey ifade etti, orada dedi ki: "Bir kısım hükümler yayım tarihinde, bir kısım hükümler yayımı izleyen 10'uncu günde, bir kısım hükümler 1 Kasım 2024'te, 25'te, 30'da yürürlüğe girecek. Benim aklım böyle bir kanun yapma mantığını anlayamıyor." Ben şimdi niye Ramazan Kararnamesi'ne atıf yaptım biliyor musunuz? Şimdi, biz şu anda, belki araştırmakla bulunur, bu tarihlerle beraber kimler buralardan istifade ediyor bilmiyoruz ama araştırırsak buluruz. Ama o dönemde Sultan Abdülaziz "Ben bu ülkenin Sultanıyım, elimdeki tahvilleri satarak bir başkası gibi davranamam, sonuç itibarıyla başıma ne gelecekse gelsin." diyerek bu kararı aldı ama biz, Parlamento şu anda maalesef aldığımız kararlarla, ileriye dönük kararlarla...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.

MUSTAFA KAYA (Devamla) - ...maalesef burada birilerini kurtarmak, birilerine kâr sağlamak, birilerini içinde bulunduğu zor koşullardan kurtarmak adına adımlar atıyoruz.

Değerli arkadaşlar, işte böylesine bir ortamda vergi kanunu ve tekliflerimizi yapıyoruz ve umuyorum ki bu yaptığımız değerlendirmeler neticesinde, bir kere daha yapılan bu uyarıları dikkate alırsınız diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, DEM PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)