GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:110
Tarih:27.07.2024

MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yorucu geçen bir maratonun, günümüzün belki de son konuşmasını yapıyor olacağım.

Bugün huzurunuzda size bu yıl Türk vatandaşlarının hac döneminde yaşadığı bazı zorluklar ile ağırlıklı olarak Diyanetin hac organizasyon yetkisiyle ilgili birtakım sorunları anlatacağım. Daha önce bu konuda otuz beş dakikalık bir basın toplantım olmuştu. Yaklaşık iki aydır kamuya açık bütün kaynakları tarayarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinin araştırma biriminden yardım alarak böyle bir hazırlık yaptım. Maksadımız, bir muhalefet retoriği üretmek değil; ömrü boyunca hacca gitme hayaliyle çeyrek altın biriktiren, hacca gidebilmek için on yedi yıl, on sekiz yıl kura bekleyen Ayşe teyzemizin, Hasan amcamızın derdini buraya taşımaktır.

Kıymetli milletvekilleri, Türkiye'de hac organizasyonu Diyanet İşleri Başkanlığının sorumluluğunda yürütülmektedir. Bu konuda yapılan ilk düzenleme 2011 yılında bir Bakanlar Kurulu kararıyla yayımlanan hac ve umre seyahatleriyle ilgili işlerin Diyanet İşleri Başkanlığınca yürütülmesi yönündeki karardır. Daha sonra, 2013 yılında yine aynı maksatla bir yönetmelik yayımlanmıştır ancak 2018, 20 ve 22 yıllarında Sayın Cumhurbaşkanı belirli alanlarda değişiklikler yapmış ve bu değişiklikleri hep 2011 yılı Bakanlar Kurulu kararı üzerinden yürütmüştür.

Kıymetli milletvekilleri, Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamaya göre geçtiğimiz yıl 2 milyon 473 bin 65 kişi hac için başvuru yapmış ancak sadece 83.432 kişi kurada bu hakkı kazanmıştır.

(Uğultular)

MEHMET EMİN EKMEN (Devamla) - Sayın Başkanım, özür diliyorum...

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, Genel Kurulda gerçekten büyük bir uğultu var. Rica ediyorum, sayın hatibi saygıyla dinleyelim.

Buyurun Sayın Ekmen.

MEHMET EMİN EKMEN (Devamla) - Ben özellikle AK PARTİ'li arkadaşlarımızın bu mevzuya dikkat kesilerek, buradaki bilgilerden faydalanarak bu hususu takip etmelerini istirham ediyorum.

On yedi yıldır kura çıkmayan birçok vatandaşımız bu yıl hac vizesi olmadan ticari, turistik vize veya erken alınmış umre vizesiyle hacca gitmiştir ve önceki yıllarda yaşanmayan birtakım insanlığa aykırı muamelelere maruz kalmıştır. Vatandaşlarımız haklı olarak Diyanet İşleri Başkanlığı hac işleri genel müdürü ve ilgili daire başkanının bu yıl nisan ayında eğitim faaliyetlerinde "Bu yıl vizesiz hacca izin vermeyeceğiz." beyanatları ve bunu ifade eden videolar nedeniyle Diyanet İşleri Başkanlığını sorumlu tutmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı bunun böyle olmadığını ifade etmiş olmakla birlikte, bir Türk vatandaşının Diyanet İşleri hac kontuvarına gittiğinde eğer hac vizesi yoksa muayene dahi olamadığı bir gerçektir, kural budur yani kalbi olan, şekeri olan, tansiyonu olan bir Türk vatandaşı Diyanet İşlerinin hac çadırına gittiğinde bu yıl muayene olamamıştır.

Bunun dışında, genel olarak, bu organizasyonla ilgili olarak çok ciddi bir denetim açığı vardır. 2014 yılına kadar Sayıştay, Diyanet İşlerinin hac organizasyonunu denetliyorken 2014'ten bugüne kadar yani son on yıl boyunca hiçbir denetleme yapılmamıştır. Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı değişiklikle denetleme sorumluluğunu Diyanet İşleri Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kuruluna vermiş olmasına rağmen Diyanet İşleri Başkanlığının ne iç denetim ne teftiş kurulu ne de Diyanet Vakfının yıllık raporlarında hac faaliyetine ilişkin hiçbir ibare söz konusu değildir. Bu konuda, vatandaşlarımızı ilgilendiren bu kadar önemli bir meselenin tam on yıl boyunca denetim dışında keyfekeder yürütülmesi kabul edilemez.

Meclis araştırma birimimizin hazırladığı bir rapora göre, diğer İslam ülkelerinde hac fiyatları 3.500 dolardan başlarken Türkiye'de bu fiyatlar 6.500 ile 16.500 dolar arasındadır. Bakınız, Mısır'da 3.500 dolar, Irak'ta 3.500 dolar, Pakistan'da 4.015 dolar ve Endonezya'da 5.747 dolardır. Acaba, Türkiye'de fark yaratan maliyet nedir de diğer İslam ülkelerinde 3.500 dolardan başlayan fiyatlar bizde 6.500 dolardan başlamaktadır? Türk Hava Yollarıyla Paris'e, Brüksel'e, Londra'ya bilet almak isteseniz 120 dolara alabilirsiniz ama aynı gün ve tarihte Riyad'a, Cidde'ye, Taif'e bilet almak isteseniz 450 dolardan başlıyor. Niçin umrecinin, hacının üzerinden herkes para kazanmaya çalışıyor? Eğer özel bir firmayla gidecek olsanız Diyanet İşleri Başkanlığı bir kart veriyor, bu kartın bedeli 65 dolar. Ömrü boyunca hacca gitmek için çeyrek altın biriktiren, para biriktiren insanlar için bu reva mıdır?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ekmen, lütfen tamamlayın.

MEHMET EMİN EKMEN (Devamla) - Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığının, personellerini nasıl hacca götürdüğü de bir tartışma konusudur. Özellikle eşlerin mücâmele vizesiyle gittiğinde herhangi bir bedel ödeyip ödemediği bilinmemektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı kendi alanını bu şekilde yönetiyorken, maalesef, TÜRSAB ve HÜRSAD hac dernekleri arasındaki rekabet büyük şirketler lehine yorumlanmakta ve küçük şirketlerin rekabet gücü öldürülmektedir. Bu yıl için açıklanan teminat bedeli umrede 500 bin dolar, hac hizmetinde 1,5 milyon dolardır. Bütün bunlar hacının üzerine bir maliyet olarak geri gelmektedir. Hac işleri genel müdürlüğünün ve diğer genel müdürlüklerin harcırahlı olarak kırk gün, kırk beş gün boyunca Mekke'de faaliyet gösteriyor olmasının bedelini Batmanlı, Trabzonlu hacı amca, hacı teyze ödemektedir ve bütün bunlarla birlikte, AK PARTİ'li arkadaşlardan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET EMİN EKMEN (Devamla) - Sayın Başkan, tek cümleyle tamlayayım... Cümlemi bitirmeme...

BAŞKAN - Rica ediyorum, herkese aynı uygulamayı yapıyorum.

MEHMET EMİN EKMEN (Devamla) - Tek cümleyle tamamlayayım.

BAŞKAN - Sayın Ekmen, siz söyleyin söyleyeceğinizi.

MEHMET EMİN EKMEN (Devamla) - Valla, hacıların meselesi önemli.

BAŞKAN - Ama efendim, ben herkese aynı uyguluyorum. Rica ediyorum...

MEHMET EMİN EKMEN (Devamla) - AK PARTİ'li arkadaşlardan istirhamımız, tam on yıldır denetim dışında bulunan bu alanın Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu eliyle denetlenerek diğer İslam ülkelerindeki fiyatların Türkiye'de niçin geçerli olmadığının tespit edilmesidir. Sağ olun. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)