GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:111
Tarih:28.07.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün basına yansıyan mega holdinglerin ödemedikleri vergilere ilişkin haberleri "iddia" diye önergeme konu edecektim ki bugün Hazine Bakanlığından gelen açıklama iddiaların doğruluğunu, gerçekliğini ortaya koydu. Vergisiz holdingler gerçeği, denetimsizliğin boyutu en yetkili merci tarafından itiraf edilmiş oldu. Evet, tam bir matrahsızlar cennetine döndü ülkemiz; tabirimi mazur görürseniz "matrahsız kodamanlar ülkesi" de diyebilirsiniz cennet vatanımıza. Firmaların isimleri basında çarşaf çarşaf yazıldığı için burada tekrar anmayacağım. Muhtemelen malum elektrik firmasını tüm hisseleriyle satın alan İngiliz şirketi de öyle düşünmüş olacak ki 2021, 2022, 2023 yıllarında zarar ettiği iddiasıyla vergi tahakkuk bildiriminde "matrahsız" yazan şirketin tüm hisselerini satın alıvermiş. Ne kadar yerli ve millî bir strateji değil mi? En fazla kamu ihalesi alan, hazine garantili işlerle semirilen şirketlere bakıyorsunuz; aynı vergi levhası, büyük harflerle "matrahsız" yazıyor. Çocuğunuzun canı çikolata çekiyor, bakkala gidiyorsunuz, vergisini ödüyorsunuz ama o çikolatadan milyonlarca üreten firmanın levhasında yine büyük harflerle "matrahsız" yazıyor. Kimler yok ki o cennette? Büyük zincir marketler, dev servis zincirleri, kuyumcu devleri, özel taşıma hizmeti sunan, tabelasında sevimli kuş isimleri bulunan firmalar, aldıkları kamu ihaleleriyle dünyaya nam salmış inşaat şirketleri, Çin menşeli ticari internet portalları "istisna" "muafiyet" "indirim" derken sıfırı çekmişler. Üstelik şimdi onlara başka kıyaklar da gelecek; 33 milyar civarı ödemeleri gereken vergiler bir okus pokusla 7 milyara düşecek. Hani "Vergiyi tabana yayıyoruz." diyor Sayın Maliye Bakanımız, elhak, doğru söylüyor, tavana hiç dokunmuyor, tabanınsa ümüğünü sıkıyor âdeta.

Dolaylı vergiler almış başını gitmiş, "vergi" kelimesine alerjisi olan patronlar travma geçirmesin diye her türlü önlem alınmış. Stratejinin yerliliğine, millîliğine siz karar veredurun; ben, içinde zerre Allah korkusu olmadığını söylemek zorundayım. Vatandaş garantili ödemeleri tutmasa bile geçmediği yollara, binmediği trenlere deve yüküyle para öderken patronların cebine de akıyor o ödemeler fakat bir bakıyorsunuz, aynı patronlar devlete "Ben hiçbir şey kazanmadım bu raydan, istasyondan, hızlı akan demir yığınından." diyor, devletimiz de "Peki, mazursun o zaman." diyor. Esnafın başına jandarma dikmeyi planlayan akıl patronların kapısından bile geçmiyor. Peki, milyarlarca liralık garanti ödemeleri nereye gidiyor? Geçenden de geçmeyenden de alınan Deli Dumrul ücretleri buhar mı oluyor? Çocuklarınızı taşıyan servisten vergiyi alıyor ama deve yüküyle kazanan taşıma şirketlerine istisnalar, ötelemeler, kıyaklar, matrahsızlıkla ödüllendirmeler gırla gidiyor.

İnsanız, hastalanıyoruz, şehir hastanesine gidiyoruz; daha ilk adımda ödemeler başlıyor ama o da ne? Vergi levhasında "matrahsız" yazıyor. Bu firmalara milyarlar ödeniyor ama tek kuruş vergi ödedikleri yok; hâl böyleyse bu sistem iflas etti demektir. Demek ki yapana kazandırmıyor, getirisi masrafını karşılamıyor, "E, o hâlde onlarca projeyi yaparken aklınız neredeydi?" diye soruyor insan.

Düşünün, bu yıl bütçeden tam 164 milyar lira ödeniyor ama hepsi zararda. Düşünün, devletimizin almaktan vazgeçtiği toplam vergi 2,2 trilyon. Bütün bu hesap hatalarının bedelini vatandaş ödüyor; çalışana, emekliye, çiftçiye ulaşamayan her kuruşun emeği var bu yekûnun içinde. Devlet bizim adımıza bu paradan vazgeçiyor ama bedelini bize ve gelecek kuşaklara ödetiyor. O vazgeçilen anormal, devasa meblağ aslında millete ulaşması gereken hizmetten çalınması anlamına geliyor. 2024'te devlet bu patronların ödemesi gereken kurumlar vergisinin tam 600 milyar lirasından vazgeçmiş. Vatandaş vazgeçmelere alışkın, onun da maaş zammından vazgeçiliyor çünkü. Patronun vergisinden vazgeçince vatandaşın da zammından vazgeçmek zorunda kalınıyor, çark böyle dönüyor; patronları rahatlatmaktan, huzura erdirmekten vazgeçemiyor, bizim de sırtımıza binmekten. Yani vergi reformu falan yok aslında ortada, bir illüzyon var, "-mış" gibi siyaseti var, ensesinde boza pişirilen bir halk var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Silkin Ün, lütfen tamamlayın.

SEMA SİLKİN ÜN (Devamla) - Ortada adil bir vergi sistemi falan yok, halka adilce bölüştürülmüş dağ gibi bir yük var. Neden yoksullaştığımız daha iyi anlaşılmıştır umarım, işte bu emanete hıyanet etmeler yüzünden. Yankı odalarınızdan çıktığınızda -emekli, asgari ücretli, çiftçi, esnaf- içinden çıkıp geldiğiniz insanları göreceksiniz ve vicdanınızı dinleyeceksiniz. Gelin siz de itiraz edin bu matrahsızların sahte cennetine.

Önergeme destek vermenin kimseyi sermaye düşmanı yapmayacağını hatırlatıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve CHP sıralarından alkışlar)