GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:111
Tarih:28.07.2024

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de öncelikle, televizyonları başında bizi izleyen ve bugün sokaklarda bu yasanın geçmesini engellemek için mücadele yürüten, eylem yürüten herkesi selamlıyorum.

Konuşmaya başlamadan önce biraz önce bir haber aldık, Mazıdağı'nın Konur ve Meşeli kırsal alanında bir yangın çıktığını ve bu yangının yayıldığını ama sonrasında belediye eş başkanlarımızdan ve Valilikten aldığımız bilgiyle bu yangının kontrol altına alındığını duyurduk. Öncelikle daha kısa bir süre önce canlarımızı yitirdiğimiz bu yangın bizi korkutsa da bu yangının kontrol altına alınmasında emeği geçen bütün arkadaşlara, kurumlara teşekkür ettiğimizi belirtmek istiyorum.

Evet, yine bir yasadan konuşuyoruz ve bu yasayı konuşurken de yine bir AKP gerçekliği ve AKP usulü bir yasa teklifiyle karşı karşıyayız.

(Uğultular)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Sayın Başkan, çok gürültü var, duyamıyoruz hatibimizi.

BAŞKAN - Sayın Aydeniz, bir dakika...

Değerli milletvekilleri, Genel Kurulda gerçekten büyük bir uğultu var, değerli hatibi dinlemekte zorlanıyor milletvekilleri ve konuşulanlar da anlaşılamıyor. Her bir vekilimizden ayrı ayrı rica ediyorum, uğultuya meydan vermeyecek bir şekilde konuşursak birbirimizi daha iyi anlamış oluruz. Ben tekrar bu uyarıda bulunmayı istemiyorum; eğer konuşmak isteyen arkadaşlar varsa lütfen dışarı çıksınlar, orada diledikleri yüksek tonda konuşabilirler ama içerinin mehabetini bozmayalım. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Aydeniz, buyurun.

SALİHE AYDENİZ (Devamla) - Evet, yine her zamanki gibi bir AKP usulü yasayla karşı karşıyayız. Yine aslında ilgili muhataplarıyla karşılıklı alışverişte bulunmadan, yine aslında uzmanlara sorulmadan, yine sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınmadan bir yasa teklifi tek taraflı olarak karşımıza getirildi.

Evet, ben 2'nci madde üzerine konuşacağım ve 2'nci madde de 5199 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesindeki sahipli ve sahipsiz hayvanların sahiplendirilene kadar barınaklarda korunmaya alınması üzerinedir. Öncelikle, bu "sahipli" ve "sahipsiz" kelimelerinin bile yani bu kavramların bile aslında kullanılmaması gerektiğini, hayvanların kendi yaşam alanlarında, doğal yaşam alanlarında tutulması gerektiğini ve sahipli veya sahipsiz meselesinin karşısında durmamız gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum. Kaldı ki bu teklif ana hatlarıyla, hayvan haklarını korumaktan çok uzak.

Yine, bu teklifle aslında iki olumsuz konu karşımıza çıkıyor. Birincisi, hayvanların kendi yaşam alanlarından uzaklaştırılarak barınaklara mahkûm bırakıldığı bir durum söz konusu. Barınakların fiziki koşullarının hangi şartlarda, sağlık koşullarının hangi durumda olduğunu biliyoruz ve doğal ortamdan koparılan hayvanların öncelikle bu barınaklarda mahkûm edilmeleri aslında, hayvan haklarından uzak bir mesele. Yine, mevcut hayvan popülasyonunu düşündüğümüzde mevcut barınakların durumunun, koşullarının çok kötü olduğu... En son Konya'da yaşananları hepimiz hatırlarız; aslında, barınaklarda, hayvanların nelerle karşı karşıya kaldığını bildiğimiz bir yerde, bu popülasyonun tekrar barınaklara alınması onların koşullarının daha da ağırlaşacağını göstermekte.

Yine, söz konusu bu yasa teklifinin ekolojik yaşamdan uzak olduğunu, ekolojik yaşam söz konusu olduğunda AKP iktidarının tek bildiği şeyin öldürmek ve hapsetmek olduğunu iyi biliyoruz, başka politikası yok çünkü. Yaşama karşı ölümü özellikle dayatıyorlar. Doğanın talanı, orman yangınları, yine canlıların yaşam alanlarının yok edilmesi tam da aslında ekolojik sistemin yok edilmesiyle birebir bağlantılı. Yine, en son Mazıdağı ve Çınar'daki yangında, Şırnak'ta, Mardin'de, Diyarbakır'daki orman yangınlarında ve orman kesmelerinde canlıların yaşam alanları yok ediliyor. Tam da burada aslında bu yasanın ölümle karşı karşıya kalınan bir yasa olduğunu gösteriyor. Bütün bu karmaşa ve bu çözümsüzlüğün tek bir sebebi var, o da sizler doğanın bütünlüğü içerisinde canlı yaşama eşit bir yerden yaklaşmıyorsunuz, kapitalist modernite çerçevesinde fayda üzerinden yaklaşıyorsunuz. Size göre bir köpek eğer polis köpeği değilse, arama kurtarma köpeği değilse, bir kedi eğer evin içerisindeki haşereyi veya fareyi yakalamıyorsa, cins değilse, satılmıyorsa, kâr getirmiyorsa sizin için hiçbir önemi yok. Doğanın bütünlüğü içerisinde bu bütünden biri yoksa aslında doğanın devamlılığı da yoktur. Dolayısıyla, bu yasanın çözüm getirmediğini çok iyi biliyoruz. Biz bu yasanın yaşatma üzerinden değil, öldürme ve katletme üzerinden olduğunu iyi biliyoruz. O yüzden biz bu yasaya da bu maddeye de kökten "yok" diyoruz ve bugün sokaklarda direnen herkesle beraber, doğanın bütünlüğü içerisinde hayvanların da kendi yaşam alanlarında yaşamasını savunuyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Aydeniz, lütfen tamamlayın.

SALİHE AYDENİZ (Devamla) - Bunun için bu yasaya onayımız yoktur. Herkes, bütün halk gibi biz de "hayır" diyeceğiz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)