| Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 112 |
| Tarih: | 29.07.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi grup önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım.
İktidarın ekonomik politik tercihlerine ve kararlarına bağlı olarak ekonomik sorunlar artarken yapısal sorunlar daha da büyümüştür. Bu politikalar sonucu enflasyon rekor kırmış, ücretler erimiş, işsizlik giderek artmış, gelir dağılımı bozulmuş, vergilemede adaletsizlik daha da artmıştır. Enflasyonun resmî rakamlarla yaklaşık yüzde 75, bağımsız araştırmacılara göre ise yüzde 115'lere vardığı bir ortamda asgari ücretle geçinmek zorunda kalan milyonların en temel ihtiyaçları dahi karşılaması olanaksız hâle gelmiştir. Asgari ücret 17.002 lira, en düşük emekli maaşı 12.500 lira ve bu rakamlar açlık sınırının altında rakamlar. Türkiye'de 2024 Haziran ayı itibarıyla açlık sınırı 19.000 lira, yoksulluk sınırı ise 62.000 liraya dayanmış durumda. Öte yandan 2024 yılının ikinci yarısında asgari ücrete zam bile yapılmadı. Asgari ücret 2024 yılı ilk 6 ayında reel olarak yaklaşık 3.000 lira kadar kayba uğramış durumda. Asgari ücret son yirmi senede giderek ortalama ücrete dönüşmüş durumda. Türkiye'de 10 işçiden 6'sı asgari ücret dolaylarında bir ücretle çalışmak zorunda.
Euro bazında asgari ücretin en düşük olduğu ülke Arnavut iken, hemen üstünde Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan bulunmakta, Türkiye bu ülkelerin ardından 5'inci sırada yer almakta. Emeğiyle geçinmeye çalışan yurttaş artan kira ve fatura maliyetlerinden dolayı borçlanarak hayatlarını idame etmek zorunda kalmaktadır. Veriler önemli bir kısmı gıda tüketiminden oluşan kredi kartı harcamalarının yüzde 105 arttığını göstermekte.
FAO söyledi, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü. Küresel gıda fiyatları yıllık bazda yüzde 2,1 oranında gerilemiş durumda, Türkiye'de ise yıllık yüzde 70,1 bazında yükselmiş.
Türkiye'de çalışan yoksulluğu söz konusu. Emeğin millî gelirden aldığı pay düşüyor. Şirketler ve bankalar kâr rekoru kırıyor. Gelir dağılımı adaletsizliği ve servet eşitsizlikleri artmış, sermayenin millî gelirden aldığı pay ise yükselmiştir. Emeğin aldığı pay 2018 yılında yüzde 33,5 olarak gerçekleşmişken bu oran, 2022 yılında, yüzde 26,3 olmuştur, 7,2 puan düşmüştür. Emekçilerin üzerinde ciddi bir vergi yükü söz konusu. Dolaylı vergilerin yanı sıra vergi dilimiyle emekçilerin kümülatif ücretleri yıl içerisinde arttıkça daha fazla vergi alınmaktadır. Vergi dilimleri vergi düzenlemesinde de söz konusu olmadı, bu yüksek enflasyon koşullarında dahi bilinçli olarak düşük bırakılmıştır. Böylelikle emekçilerden daha fazla gelir vergisi alınmasının yolu açılmıştır. Buna karşılık pek çok büyük şirketin kamudan aldığı devasa ihalelere rağmen hiç vergi vermediği ya da çok cüzi tutarda vergi verdiği ortaya çıkmıştır. Özellikle kamu-özel iş birliğiyle proje alan 44 şirketin 37'sinin ve devletten 21/B usulüyle en çok ihale alan 20 şirketin 8'inin 2023 yılında hiç vergi ödemediği ortaya çıkmıştır. İktidar bir yandan şirketlere muafiyet ve istisna tanırken bir yandan da vergi aflarıyla birçok şirkete kaynak aktarmaktadır. Ayrıca vergi uzlaşma komisyonları uzlaşılarında hangi firmaya ne kadar indirim sağlandığı da açıklanmamaktadır. Bu şekilde milyarlarca lira affedilmekte, ortaya çıkan yük ise halkın sırtına bindirilmektedir.
İsviçre Bankası UBS Küresel Servet Raporu'nu açıkladı. Ülkedeki servet sahiplerinin servetleri geçen yıl ABD doları cinsinden yüzde 63 artarak diğer ülkelere fark atmış; TL cinsinden bu büyüme yüzde 157. Türkiye bu artışla 1'inci sırada. Kişisel servet bu kadar büyümüş yani. Peki, zam almayan asgari ücretli büyümediğine göre kim büyüdü? Toplumun çalışanının yüzde 50'si asgari ücret sınırında çalışırken kimlerin serveti büyüdü? Bugün Türkiye'nin en zengin yüzde 1'lik nüfusu toplam servetin yüzde 37'sinden fazlasına sahip. Kimlerin servetinin büyüdüğü çok açık değil mi? Bir gelir adaletsizliği ve bölüşüm sorununun olduğu ortada değil mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
HEVAL BOZDAĞ (Devamla) - AKP-MHP iktidarının sermaye yanlısı ekonomi politik tercihleri sebebiyle enflasyon, işsizlik, yoksulluk, borçluluk, geçim sorunu, hayat pahalılığı, sefalet ve açlık sorunu her geçen gün daha da büyümektedir. Neredeyse her gün yapılan zamlar nedeniyle yapılan ücret artışları da anlamını yitirmekte, artan hayat pahalılığı yurttaşların alım gücünü gün geçtikçe daha da düşürmektedir. Enflasyon ve düşen alım gücü nedeniyle, emeğiyle geçinen on milyonlarca yurttaş için gıda ve barınma gibi asgari yaşam koşullarını dahi yerine getirebilmek her geçen gün daha da zorlu hâle gelmiştir. Tüm bu gerekçelerle, emeğiyle geçinen milyonlarca yurttaşın refahı için Mecliste bir araştırma komisyonu kurulmasını öneriyoruz.
Saygılarımla. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)