Konu: | Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 112 |
Tarih: | 29.07.2024 |
EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP Genel Başkanı geçen hafta bir talimat verdi, "Taviz yok, bu işi Allah'ın izniyle bitireceğiz." dedi ve siz de hemen harekete geçtiniz, keşke her konuda bu kadar hazır ve hızlı olsanız. Mesela, çöplerden ekmek toplayan halkın hâline çözüm bulmak konusunda, uyuşturucuya batmış gençliği kurtarmak konusunda, kadın cinayetleri konusunda, işsizlik, yoksulluk, sefil durumdaki emekliler konusunda da bu kadar hızlı olsanız; say say bitmez, yeter ki çözmek isteyin. Bu kanun için apar topar Meclisin çalışma programlarını bile değiştirdiniz. Komisyon aşaması zaten insanüstü bir mesai düzeniyle geçti, Genel Kurul aşamasında da usul tartışmaları kısa kesildi, hiçbir itiraz dikkate alınmadı, bizlere hakaretler, manipülasyonlar diz boyuydu ama zannetmeyin ki bizi böyle bastırabilirsiniz, biz konuşmaya ve direnmeye devam edeceğiz.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifi tüm derneklere, bu işin uzmanlarına, federasyonlara, akademisyenlere, en önemlisi de halka gözünü kulağını kapatan bir yasa teklifi. Halktan o kadar korktunuz ve o kadar koptunuz ki koridorlardan televizyonları kaldırdınız, Meclisi ziyarete kapattınız, milletvekillerinin konuşma sürelerine sınır getirdiniz; Meclis parkında başlayan polis ablukasını Meclisin iç koridorlarına kadar taşıdınız, biz Meclis koridorlarında milletvekilleri olarak güvenlik koridoru oluşturmak zorunda kaldık. Neden? Halkı sizden korumak için. Ne yazıyor burada? "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." öyle yazıyor. Peki, millet nerede? Millet içeri alınmıyor, millet kapı dışarıda, parklarda perişan hâlde. Peki, günün sonunda ne oldu? Tarihe geçtiniz; Meclis tarihinde böyle bir yasama süreci, tahmin ediyorum, yaşanmamıştır.
Sayın milletvekilleri, bu kanun teklifi görüşülürken iktidar, muhalefetin sokakta saldırıya maruz kalan kişilerin haklarını savunmadığına yönelik bir algı yaratmaya çalıştı. İnsanların acılarını kullanarak, onların acılarını istismar ederek yaptığınız yanlışın üzerini örtmeye çalıştınız. İtiraf edelim, nifak ekme ve kutuplaştırma konusunda gerçekten ustasınız. Yaptığınız şey, nefret politikası üretmek, toplumu birbirine kırdırmak ve bundan nemalanmak; bugüne kadar hep böyle idare ettiniz ama artık ülkeyi batırdığınız gerçeğini hiçbir gündem değiştiremiyor.
Sayın milletvekilleri, bizler başıboş hayvanlar tarafından yaralananları da çocuğunu kaybedenlerin acılarını da anlıyoruz ve onları da savunuyoruz ama bunu sizin Komisyon görüşmelerinde yaptığınız gibi popülist söylemlerle, işinize geldiği şekliyle yapmıyoruz. Bu nedenle de sokağı hem hayvanlar için hem insanlar için birlikte, güvenli, yaşanılabilir bir yer hâline getirmeye çalışıyoruz ve bunu da başarabiliriz diyoruz. Sadece, kısırlaştırma ve barınak şartlarının iyileştirilmesiyle çözülebilecek bir sorunu, maalesef, toplumsal bir travma hâline getirdiniz.
Sayın milletvekilleri, Meclisin raflarında 27'nci Dönemde kurulmuş olan bir araştırma komisyonunun raporu var. Bu komisyon tam 12 tane toplantı yapmış basına açık, bütün paydaşlara açık, federasyonlara açık; herkes katılabilmiş. Burada 21 tane rapor değerlendirilmiş, 12 başvuru ve dilekçe incelenmiş ve oy birliğiyle bir rapor çıkmış. Bunlar da yetmemiş, hayvan barınakları da ziyaret edilmiş yani problemler yerinde değerlendirilmiş.
Eğer amacınız gerçekten hayvanları korumak olsaydı bu raporu dikkate alırdınız çünkü bu rapor ne diyor? Bu rapor "Şehirlerde popülasyon kontrolünü sağlamak amacıyla uygulanması önerilen tek yöntem kısırlaştırmadır." diyor. Siz ne diyorsunuz? Siz "Sokak köpekleri için gerekli kaynağı ayırmayan veya hayvanlar için ayrılan kaynağı başka amaçlarla kullanan belediye yetkililerine hapis cezası verilecek." diyorsunuz. Bu ne demek? Belediye yöneticilerini öldürmek ya da hapis cezası almak arasında tercih yapmak zorunda bırakıyorsunuz, belediyelerde çalışan veteriner hekimlerin öldürme kararı verme konusunda idarenin baskısı altında kalmalarına neden oluyorsunuz.
Madde diyor ki: "Belediyeler 2028 sonuna kadar belirtilen hayvan bakım evlerini kurmakla ve mevcut bakım evlerinin şartlarını iyileştirmekle yükümlüdür." Ya, siz yirmi yıl önce bir kanun çıkardınız, dediniz ki: "Biz bu kanunu çıkardık ve hayvanları mal olmaktan kurtardık." Güzel bir şey. Peki, hayvanlara karşı yapılan işkence, taciz, tecavüz, hatta öldürme eylemlerindeki artışı durdurabildiniz mi? Bu kişileri cezalandırabildiniz mi? Maalesef hayır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Devamla) - Devam ediyorum Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Devamla) - Evcil hayvanların ticaretini, ithalatını yasaklayabildiniz mi, mevcut koşullarını iyileştirebildiniz mi? Hayır çünkü hiçbir zaman yeterli kaynak ayırmadınız, bu teklifte de net bir şekilde kaynak ayrılmış değil. Yirmi yıldır kendi çıkardığınız ve uygulamadığınız yasa sebebiyle küreklerle, çamaşır suyuyla öldürdüğünüz, yerlerde sürüklediğiniz hayvanların videolarını görüyoruz. Diyorsunuz ki: "Yirmi yılda şu kadar hayvan kısırlaştırdık. Belediyeler üstüne düşen görevi yapmadı." Bakın, size şöyle söyleyelim: 2019 yerel seçimlerinden sonra Genel Başkanınız bunlar topal ördek gibiler, çalışamazlar." dedi, vatandaş sandıkta cevabı verdi. Seçimden önce "Oy vermeyene hizmet yok." dediniz, vatandaş gene cevabını verdi. Ne yaparsanız yapın, belediyelerimizi çalıştırmamak için baskı yapıyorsunuz ama siz iktidardan gidiyorsunuz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)