GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:112
Tarih:29.07.2024

MUSTAFA BİLİCİ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin 12'nci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, ülkemizde uzun yıllardır artarak süregelen başıboş köpeklerin ana unsurunu oluşturduğu bir sokak hayvanı sorunu bulunmaktadır. 2004 yılında çıkarılan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu geçen yirmi yıla rağmen etkili bir şekilde uygulamaya konulamamıştır. Ne merkezî yönetim ne de yerel yönetimler yıllar geçmesine rağmen kanunun getirdiği yükümlülükleri yerine getirmemiş, iktidar "Gerekli denetim mekanizmalarını tesis edemedik." diyerek bu durumu itiraf etmiştir. Bugün getirilen düzenleme de tıpkı yirmi yıl önceki kanun gibi içinde birçok boşluk barındırmakta ve sorunu çözmekten ziyade yeni sorunlar yaratmaya uygun hükümler ihtiva etmektedir. Bugüne kadar yaşanılan olumsuz vakaların sorumlusunu yerel yönetimler olarak belirlemek adil bir yaklaşım olmadığı gibi, bundan sonra yaşanacak olayların sorumluluğunu peşinen yerel yönetimlere yüklemek de adil değildir. İktidar, sokak hayvanları hususunda sorumluluk almaktan kaçınmamalı, yerel yönetimlerle koordineli olarak üzerine düşeni yapmalıdır.

Değerli arkadaşlar, başıboş köpek sorunu bir günde ortaya çıkmamış ve bir günde çözüme kavuşmayacaktır. Sokaktan alınan her köpeğin uyutulması ne dinimizle ne de insanlıkla bağdaşmaz. Birçok Avrupa ülkesi kendilerine has usuller çerçevesinde uzun vadede bu sorunu çözüme kavuşturmuştur. Birkaç istisna ülke dışında uyutma prosedürünü radikal bir şekilde uygulayan ülke bulunmamaktadır. Bu sebeple, radikal bir ötanazi politikasını benimsemek sorunun çözümü açısından insancıl olamaz. İzlenmesi gereken yöntem barınağa alınan köpeklerin kısırlaştırılıp yeniden sokağa bırakılmamasıdır. Toplatılan hayvanlar uygun yaşam koşulları çerçevesinde barınaklarda kalmaya devam etmelidir. Merkezî yönetim barınakları denetlemekle sınırlı kalmamalı, gerekirse bu barınakların yapımını da üstlenmelidir. Aksi takdirde, sahipsiz sokak hayvanı popülasyonuyla mücadele etmek mümkün olmadığından üzücü olayların tekrarlanması olası hâle gelecektir.

Değerli arkadaşlar, iktidarın popülist politikalarından bir diğeri olarak önümüze getirilen bu kanun teklifi sorunu çözmeyi hedeflememekte, bundan sonra yaşanacak olaylarda faili teke indirme amacı gütmektedir. Kanun teklifi birçok hususta noksanlıklar içermektedir. Bu hususlardan bir tanesi de kontrolsüz bağış kampanyaları mevzusudur. Mevcut kanun teklifi güncel şekliyle bu hususta bir düzenlemeye yer vermemiştir. Basında, sosyal medyada sıklıkla yer alan bir husus var ki kampanyalar aracılığıyla toplanan yardımların yerine ulaştığı hususu ciddi bir tartışma konusudur. Hayvanseverlerin yapmış olduğu bağışların denetimi elzemdir. İktidar, teklif gerekçesinde bu sorundan bahsetmesine rağmen konuyla alakalı bir düzenleme getirmemiştir. Yapılması gereken, bağışların bireylere değil de belediyelere ve konuyla alakalı faaliyet yürüten tüzel kişilere yapılması zorunlu kılınan bir düzenleme olmasıydı fakat ne yazık ki kanun teklifinde bunu görememekteyiz.

Sayın milletvekilleri, her yıl, tartışmakta olduğumuz sorun sebebiyle üzücü olaylara şahitlik ediyoruz. Birçok vatandaşımız bu olaylar sonucunda yaralanıyor, hayatını kaybediyor, acılı aileler isyan ediyor, şikâyet ediyor fakat sonuç alamıyor. Gönül isterdi ki getirilen kanun teklifi vatandaşlarımızın yüzleştiği bu problemi insancıl bir şekilde çözsün fakat görülmektedir ki geçmişte çıkarılan kanunlar gibi bu kanun da dertlere derman olamayacak, düzen aynı tas aynı hamam olarak devam edecek diyor, bu duygularla Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)