GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/235, 837,1601,1602,1800,1801) No.lu Yapay Zekânın Kazanımlarına Yönelik Atılacak Adımların Belirlenmesi, Bu Alanda Hukuki Altyapının Oluşturulması ve Yapay Zekâ Kullanımının Barındırdığı Risklerin Önlenmesine İlişkin Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmesi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:2
Tarih:02.10.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; yapay zekâyla ilgili, grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Öncelikle sizleri saygıyla selamlıyorum. Bu yeni yasama döneminin tekrar hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Yapay zekâ, gerçekten şu anda dünyada kullanımı çok önemli noktaya gelen, sosyal hayattan tutunuz askerî alana kadar bütün alanlarda kullanımı teşvik edilen ama teşvik edilmesiyle birlikte de risklerinin ne olduğu tam olarak kestirilemeyen, hukuki altyapısının nasıl yapılacağına dair tam olarak bir anlaşma, uzlaşmanın olmadığı bir alan. Tabii, böyle bir durumda ülke olarak bizim yapay zekâdan farklı bir yol çizmemiz doğru değil. Avrupa'da öyle bir noktaya geldi ki iş, artık ülkeler yaşlanan nüfuslarını nasıl revize edeceklerini veya yaşlanan nüfusları arttıkça güvenlik ve savunma alanında hangi adımları atacaklarına dair konuları konuşuyorlar ve bu konuşmalarının merkezinde de "Acaba biz yapay zekâ üzerinden ülkemizin savunmasını tesis edebilir miyiz?" şeklinde bir anlayışla hareket ediyorlar. Bizler, tabii, Sanayi Devrimi'nin trenini kaçıran ve sonrasında birçok alanda yapmamız gereken yenilikleri yapamadığı için de bugün kısmi olarak teknolojide dışa bağımlı olan bir ülkeyiz. Bunun gerekçelerinin ne olduğunu birazdan ifade edeceğim. Böyle bir durumda bizim tam da son üç asırdan beri yaşadığımız sıkışmışlığı aşabilmek için yüksek teknoloji alanındaki yatırımlara, yapay zekâ gibi alanlara özel ilgi göstermemiz gerekiyor. Mesela, çok basit bir örnek bu: Bor noktasında Türkiye'nin elinde bulundurduğu gücün ne kadar önemli olduğunu biliyoruz ama boru ham madde olarak satıyoruz; boru işleyecek teknolojimiz olmadığı için bizim ihraç ettiğimiz ham maddeden, Amerika başta, dünyanın diğer ülkeleri çok büyük kazanımlar elde edebiliyorlar.

Şimdi, Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; "yapay zekâ" "yüksek teknoloji" dediğinizde asıl bakmamız gereken yer araştırma geliştirme çalışmalarıdır. Araştırma geliştirme modellerinde 3 tane ana eksen var. Bu eksenlerden biri Anglosakson modeli, bu modeli en etkin ve başarılı kullanan Amerika. İkincisi, Kıta Avrupası modeli; bunu en etkin kullanan, bu modeli en etkin uygulayan Almanya. Üçüncüsü ise Uzak Doğu modeli.

Şimdi, ben Uzak Doğu üzerinden ülkemizle bazı kıyaslamaları sizlerle paylaşmak istiyorum. Mesela, şurada, 1960 yılında kişi başına düşen millî gelir üzerinden değerlendirmeler var. Mesela, ilkinde Türkiye'nin 1960 yılında kişi başına 510 dolar geliri varmış, Japonya'nın 480 dolar, Güney Kore'nin 160 dolar geliri varmış. Şimdi, şu anda, kişi başına AR-GE harcaması yapan ülkeleri sıraladığımızda 2017 verileriyle, biz 105 dolar AR-GE yatırımı yapıyoruz; Japonya 1.260 dolar, Güney Kore 1.260 dolar, İsrail 1.720 dolar AR-GE yatırımı yapıyor kişi başına. Şimdi, eğer siz yüksek teknolojide mesafe katetmek istiyorsanız, eğer siz gelişmiş bir ülke olmak istiyorsanız işte, tam olarak fotoğraf burada. 1960 yılındaki kişi başına düşen millî gelir ile 2017'de AR-GE'ye harcanan miktar arasındaki fark bugün bizim karşı karşıya kaldığımız en büyük tehdittir değerli arkadaşlar. Ayrıca, Çin, 1990'ların başında gayrisafi millî hasılanın beşte 1'ine sahipti; bugün, AR-GE harcamalarında gayrisafi millî hasılasının yüzde 2,5'uğuna ulaşmış durumda. Bir başka veriyi daha paylaşmak istiyorum. Mesela, arkadaşlar, 2004 yılında 24 numaralı Genelge'yle bizler şöyle demişiz: "2010 yılında AR-GE'ye yaptığımız harcama gayrisafi yurt içi hasılada yüzde 2'ye ulaşacak." 2004 yılında 24 numaralı Genelge ama geliniz, bugün itibarıyla nedir bu sonuç, onu görelim. Değerli arkadaşlar, gayrisafi yurt içi hasılamız 26 trilyon 276 milyar 307 milyon lira -bu 2023 verileriyle- ama biz gayrisafi yurt içi hasılamızın 2010 yılında yüzde 2'ye ulaşacağını hedeflemişken 0,38'de kalmışız; 0,38'le bugün -2023 verileriyle- bizim yüksek teknolojide mesafe katetmemiz, yüksek teknolojide belli bir noktaya gelmemiz maalesef mümkün değil değerli arkadaşlar.

Şimdi, bir başka konu da şu: Konuşmamın başında savunma açısından, güvenlik açısından ülkelerin mutlaka belli adımlar attığını; yapay zekâyla ilgili, teknolojiyle ilgili adımlar attığını ifade etmiştim. 12-13 Ekim 2022 tarihlerinde NATO savunma bakanları da bir araya geldi. O savunma bakanları toplantısında, yapay zekâyla ilgili, NATO özel gündemli toplantılar ve bilim, teknoloji komisyonlarındaki çalışmalarla yapay zekâya ayrı bir alan ayırmaya başladı. Şimdi, o zaman, Türkiye'nin öncelikle yapması gereken şey araştırma geliştirme çalışmalarını muhakkak bu noktada desteklemek ve bazı bedeller varsa bu bedelleri bir yatırım mantığıyla hayata geçirmektir.

Şimdi, size başka bir veriden bahsetmek istiyorum. Bu veri de bizim 2008 ile 2023 yılları arasında araştırma geliştirmeye bütçeden ayırdığımız pay. Bazı alanlar var, sizler bunu biliyorsunuz tabii; yeryüzünün keşfi ve kullanımı, çevre, tarım vesaire ama burada da teknolojiye doğrudan ne kadar yatırım yapıldığına dair bizi tatmin edecek veri yok. Bu veriler içerisinde şu da var: Üniversitelere ayrılan paylar var, doğru ama üniversitelerin bu payları ne kadar ve nasıl olması gerektiği şekliyle yüksek teknolojiye ayırdığına dair önemli veriler maalesef bizlerde yok.

Değerli arkadaşlar, şunu ifade etmek istiyorum: Yapay zekânın kullanımı, evet, riskli bir alan. Yapay zekâ sonuç itibarıyla insanın belirlediği alanda, insanın belirlediği şekliyle o konuya tepki vermesi beklenen bir zekâdan müteşekkil ama bunun hukuki altyapısının da doğru kurgulanması, doğru oluşturulması gerekiyor. Toplum güvenliğini ve mahremiyetini ihlal edebilecek noktalar dışında yapay zekâdan istifade edilecek hangi alanlar varsa yani insanın özgürlük ve güvenlik noktasındaki endişelerini bertaraf edecek hangi alanlar varsa bununla ilgili hukuki anlamda çalışmalar yapılmalı ve insanlarımızın yapay zekâdan istifade etmesi temin edilmelidir.

Yapay zekânın bir diğer önemli ayağı da çiplerdir. Gayet net olarak sizler de bileceksiniz, şu anda Tayvan merkezinde yürüyen Çin ve Amerika karşıtlığı, rekabeti aslında bir anlamda çip kontrolünü ele geçirme rekabeti. Niçin? Çünkü Tayvan şu anda dünyadaki çiplerin yüzde 60'ına yakınının üretimini yapıyor ve böyle bir noktada, hayatımızın her alanında, kullandığımız araçlardan tutunuz telefonlara kadar, evimizdeki beyaz eşyalardan tutunuz herhangi basit bir elektronik malzemeye kadar tamamında çipler var ve bu çip kullanımını da Türkiye'nin teşvik etmesi, çip üretimini teşvik etmesi... Şu anda biz sadece ihtiyacımızın yüzde 5'ini üretebiliyoruz, çipte yüzde 95 dışarıya bağımlıyız. Bu da bizim bir anlamda araştırma ve geliştirme çalışmalarımızın bu noktada desteklenmesi gerektiğini ifade ediyor; bunu da ifade etmek istiyorum.

İzninizle şunu da ifade edeyim: Değerli arkadaşlar, yapay zekâ, teknoloji... Konuşmamın başında son üç asrın açığını buradan kapatabiliriz demiştim; elhak doğrudur. Bizler Sanayi Devrimi trenini kaçırdık, şu anda ne arada olduğumuzu tam olarak kestiremeyen ülke konumundayız. Yüksek teknolojiye sahip bir ülke miyiz, Sanayi Devrimi'ni yakalamaya çalışan veya geçmeye çalışan bir ülke miyiz, bununla ilgili kafa karışıklığı yaşıyoruz. Bu kafa karışıklığını giderecek olan şey, yüksek teknolojiye, araştırma geliştirme yatırımlarına özel ilgi göstermektir. Bu noktada bunu mutlaka dikkate almamız lazım, çiplerle ilgili özel bir planlama yapmamız lazım. Bizim artık yeni bir lüksümüz yok yani bu treni de kaçırdığımızda tekrar kendimizi toparlama imkânımız yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.

MUSTAFA KAYA (Devamla) - O yüzden, yine Japonya üzerinden, Güney Kore üzerinden yaptığımız değerlendirme çok acı bir fotoğraf olarak önümüzde duruyor. Bugün onlar teknokentlerle, yaptıkları diğer yatırımlarla teknolojilerini en iyi noktaya taşıdılar, ihracatta çok önemli ülke konumuna geldiler. Şu anda onların kendi ellerinde bulundurdukları markalarla ne kadar büyük bir altyapıya sahip olduklarını hep beraber biliyoruz.

Yapay zekâ önemli, doğru kullanılırsa ülkemizi belli bir noktaya taşır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)