Konu: | Dünyada yaşanan insan hakları ihlallerine ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 3 |
Tarih: | 03.10.2024 |
AYŞE BÖHÜRLER (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu konuşmanın başlığını "Dünya ve Gezegenimiz Tehdit Altında" olarak belirlemek istiyorum. Önümüzde bütün dünyanın izlediği muazzam bir tehdit var. Bugün bu tehdide Türkiye olarak vereceğimiz cevap yakın geleceğimizi belirleyecek. Tarihin ülkemizi de çok yakından ilgilendiren olağanüstü bir noktasından geçiyoruz. Orta Doğu vahşi bir savaşla hızla değiştiriliyor. İşlevsiz küresel barış mesajlarına gizlenmiş çok şiddetli bir savaşın jeopolitik olarak komşusu, toplumsal duyarlılık bağımız nedeniyle de açık olarak tarafıyız; haklı olarak öfkeli, haklı olarak mazlum halkların geleceği hakkında endişeliyiz. Uluslararası düzen yıpranıyor. Savaşlara, soykırımlara, dehşete karşı ortaklık için kurulmuş ve her kurumsal barbarlıkta görevini yapması için dönüp baktığımız Birleşmiş Milletler, iyi niyet elçiliğinden ibaret kalmış durumda. Bugün dünyada 100'ün üzerinde savaş ve çatışma var; bazılarını zaman zaman haberlerde izliyoruz, bazılarından hiç haberdar değiliz, bazıları henüz başladı, bazıları yarım asrı aşmış ancak hâlâ devam etmekte. Yanı başımızda bütün kuralsızlığıyla süren savaş ise bunların en dehşetlisi. Birleşmiş Milletler yetmiş dokuz yıl önce küresel barış ve uluslararası diplomasi amacıyla kuruldu. 80 milyon insan İkinci Dünya Savaşı'nda hayatını kaybetti. Buna rağmen her türlü çatışma ve şiddetin önlenmesi ve çözümüne yönelik küresel gayret ve potansiyel neredeyse artık Birleşmiş Milletlerde yok. Savaşlar ve çatışmalar hiçbir analistin hayal edemeyeceği kadar vahşileşti, örneğini Gazze'de ve Lübnan'da vicdanlarımız sızlayarak görüyoruz. İsrail teknoloji yardımıyla sivilleri öldürmeyi hata payı olarak görüyor. İnsanlar yapay zekâ için birer sayı ve hedeften ibaret hâle gelmiş durumda. Çocukları, anne karnındaki bebekler dâhil hayatta kalanları hangi hastalıkların beklediğini bilmiyoruz. 40 binden fazla sivil, 122 medya mensubu, 244 insani yardım kuruluşu çalışanı ve insan hakları aktivisti öldürüldü; bir toplumu ve geleceği yok ederken aynı zamanda dünyanın, gezegenin geleceğini de yok ediyor. İsrail'in Gazze'ye attığı bombalar Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan bombaların yaklaşık olarak 5 katı bir etkiye sahip.
Nurettin Topçu "Vicdan, Cenab-ı Hakk'ın içimizdeki sesidir." diyor. Ne kadar sıkışmış hissetsek de her zaman açık bir kapı vardır; o kapı, bizim gücümüzü kullanarak savaşları durdurma fırsatını verecektir. Nitekim Cumhurbaşkanımız bunu Birleşmiş Milletler kürsüsünden bütün dünyaya duyurdu. Siz bugüne kadar BM kürsüsünden, hem de açılış gününde dünyaya çağrı yapan bir Türkiye Cumhurbaşkanı gördünüz mü? Daha güçlü, daha etkili ve daha kapsayıcı bir Birleşmiş Milletler inşa etmenin zamanı geldi. Bu yenilenme ihtiyacının en önemli sahası bizim bölgemiz ve Türkiye bölgenin en büyük gücü olarak bu inşayı hızla yapabilecek tek ülke. Türkiye, Ukrayna-Rusya savaşında kurduğu olağanüstü tahıl koridoruyla insanların açlıktan kırımına engel oldu, acı bir savaşın sonuçlarının daha da vahimleşmesine mâni oldu. Bu savaş nedeniyle, Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle sadece Ukrayna değil pek çok ülke de bu kırımdan etkilenmişti. Dünya politikalarıyla ilgili olan herkes bilir ki sınırlı bile olsa her askerî harekât bölgesel savaşlara yol açar, her bölgesel savaş da kontrolsüz bir tırmanışı sağlar. Savaşlar her zaman yanlış hesaplama riskleri taşır, sonuçları öngörülemez. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının küçük güçler arasındaki yerel çatışmalarla başladığını da unutmamak gerekir. Birleşmiş Milletlerin bir üçüncü dünya savaşını önlemek için kurulduğunu da hatırlamamız gerekiyor. Savaşın sonuçları sadece ölümlerle sınırlı değil, sonrasında yıkım ve travmalar kuşaklar boyu devam ediyor. Üçüncü dünya savaşı tanımınıza bağlı; İran ve İsrail arasında olası bir çatışma küresel etkileri olan Orta Doğu'da büyük bir yangına dönüşme potansiyeline sahip. Türkiye bunu gözü kapalı izleyemez ve izlemeyecektir de. Bu savaşın jeopolitik risklerinden ayrı olarak, insanlığın kolektif yanıtına öncü olmak zorundayız: Eğer uluslararası kurumlar ve barış diplomasisi etkisini yitirmişse onların yenilenmesi, günümüzün gerçek şartlarına hizmet edecek hâle gelmesi için Türkiye hazırdır ve hazır bulunmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Böhürler, lütfen tamamlayın.
AYŞE BÖHÜRLER (Devamla) - Bunun için iktidar ve muhalefet ayrımı yapmadan birlikte hareket etmek hepimizin vicdani borcudur ve biliyorum ki hepiniz Orta Doğu'da yaşanan vahşetten vicdanları sızlayan insanlarsınız. Bu bir parti meselesi değil devletimizin meselesidir. Bu çatı altındaki bütün partilerin bu konuya gösterdiği hassasiyete insanlık adına minnettar olduğumuzun da altını çizmek istiyorum. Türkiye, iktidarıyla muhalefetiyle bu acımasız savaşa karşı barış için bütün gücünü kullanacaktır. Bunu da Türkiye'den başka yapabilecek ikinci bir güç yoktur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)