Konu: | (10/1806, 1813, 1827, 1828, 1829, 1830) No.lu Çocukların Her Türlü Şiddet, İhmal ve İstismardan Korunarak Akıl, Ruh ve Beden Sağlıklarının Gelişimi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmesi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 4 |
Tarih: | 08.10.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, önümüzde Narin yavrumuz var. Bir sembol olarak ortaya çıkmıştı o ama daha önce bu şekilde benzeri kadın cinayetleri, çocuk cinayetleri, istismarlarıyla ilgili -sosyal medyanın da biraz aktive etmesiyle- gündeme getirmiştik Genel Kurulda. Bu SMA'lı çocuklar için bir Meclis araştırması önergesi verilmişti, komisyon kurulmuştu, onun raporu vardı; o rapor nasıl uygulamaya geçmediyse aynı şekilde bunun da havada kalmaması gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'de çocukların mağduriyeti doğumla birlikte başlıyor. Türkiye'de yeni doğan çocuklar için alınan bezden yüzde 20 KDV alıyorsunuz. Mamayı aileler alabilir, alamaz, çok çok pahalı; devletin sübvansiyonu yok, desteği yok. Orada yüzde 20 KDV alıyorsunuz; dünyanın en pahalı mamasını veriyorsunuz, dünyanın en pahalı bezini çocuklara veriyorsunuz. Anne ve aile yoksulluğu açlık sınırının altında. Anneler iyi beslenemediği için çocuklar da gelişiminde mağdur oluyorlar; büyümesi, beslenmesi, barınmasıyla ilgili sıkıntılar var.
Bakın, değerli arkadaşlar, sizin yirmi yıllık AK PARTİ iktidarında çocuklara vermiş olduğunuz değersizlik diyeyim. Rahim ağzı kanseri için yapılacak olan aşıyı hâlâ ne SGK ne Sağlık Bakanlığı onaylamadı. SMA hastaları için -işte 110 çocuk var SMA Tip 1- SGK tedaviyi onaylamadı, Sağlık Bakanlığı kabul etmedi. "Şov yapıyorsunuz." dendi. Dünyanın onayladığı tedaviyi siz onaylamadınız henüz. Ben burada bir siyasi oluşumu veya bundan bir siyasi malzeme çıkarma değil... Çocuklar siyasete alet edilmemeli, çocuklar için yapılması gereken en iyi şey, en üst düzey şey ne varsa o yapılmalı ama çocukları nerede mağdur ediyorsunuz? Her şeyde. Diyabet sensörleri buraya geldi, Meclis Başkanının yakını da vardı, Başkan Vekilinin, Sayın Sırrı Bey'in, o da "Gündeme getirelim." dedi defalarca. Çok basit şeylerdi, 1.000-2.000 liralık şeylerdi ama siz onaylamadınız. Buradan yine geçmedi. Neden? Bu konsensüsle, mutabakatla buraya kadar gelmiş, amenna, güzel bir şey ama eğitim de dâhil olmak üzere çocuklara nerede kötülük yapıyoruz? Şehir merkezlerinde çocukların kreşlere ulaşması çok zor; belediyelerdeki kreşlere ulaşması için hangi partiden, hangi oluşumdan olursa olsun daha uygun diye belediye kreşlerine müracaat ediyorlar ya da konu komşu bakıyor ya da bakıcılar bakıyor. Eğitimin diğer kademesine geldiğinizde; 1'inci sınıfta çocuklar okullara aç gidiyor, öğlenleri mağdur oluyorlar, beslenme desteği yok, ailelere ekonomik destek yok; o konuda da sıkıntı var. Çocuklar ne yapıyorlar? 2024 Türkiyesinde konuşulmaması gereken şeyi niye konuşuyoruz? 40-50 kişilik sınıflarda sözde eğitim görüyorlar. Taşımalı eğitim var; çocuklar bir saat, bir buçuk-iki saat yerine göre, her gün o araçlarla okula gidiyor, geliyor toplama; köyde veya mahallesindeki okula gidemiyor, orada da sıkıntı var. Okudunuz o sınıflarda, o okullarda bitirdiniz; dışarıda iş bulamıyorsunuz, çocuk işçiliği var.
Sağlık konusuna gelince tekrar oraya geleceğim, sağlıkla ilgili çocukların önceliği ve bir pozitif ayrımcılığı olması gerekiyor. Sayın Recep Akdağ geçen dönem buradaydı, ben Komisyonda da sormuştum; "Bir çocuk muayenesi veya anneye çocuk beslenmesinin anlatılması için sizce Sayın Bakanım, beş dakika yeter mi?" dedim. "Ne demek beş dakika; on dakika, yirmi dakika, otuz dakika bile yetmez." dedi ve Bakandınız. Ve şu anda da öyle, siz muayeneleri beş dakikaya şey yaptınız, çocuklar beş dakikada nasıl muayene olur ya! Ve sizin iktidarınız döneminde bu oldu: Çocuklar da yetişkinler de beş dakikada muayene oldu ve çocuklar aşıya ulaşamadı, bazı aşılara; çocuklar mamaya ulaşamıyor, çocuklar eğitimden mahrum kalıyor.
Bakın, çocuk işçiliğiyle ilgili, iş sağlığı ve güvenliği... Geçen hafta ölen, daha önceki haftalarda ölen ve çok olumsuz şartlarda çalışan çocuklar var. OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunun en yüksek olduğu ülkelerden biri.
Bazı veriler var, onların tamamını söyleyip sizleri sayısal değerlere boğmak istemiyorum ama şöyle söyleyeyim: Ben yaklaşık yirmi beş-otuz yıl kadar çocuk hekimliği yaptım, "çocuk istismarı" diye yumuşatılmış olan o kesimle ilgili -çocuk tacizi diyeyim- çok vaka gelmiştir ama bunlar adliyeye intikal etmemiştir, aile içinde kalmıştır; bunlar önemli ama Türkiye'de gündeme gelmiyor.
Değerli arkadaşlar, şimdi, çocuk hakları ve sorumlulukları kapsamında, özellikle çocuk hakları kapsamında olayı şöyle değerlendirmek gerekiyor: Şimdi, "çocuk hakları" denince UNICEF'in çocuk haklarıyla ilgili deklarasyonu var, madde madde bazı şeyleri okumak istiyorum özellikle. Çocuklar ne hakkına sahiptir? Bir tanesi, eğitim hakkına, kişiliklerinin gelişmesi hakkına ve bazı konularda da desteklenme haklarına sahiptir. Kendilerine sağlıklı içme suyu, sağlıklı gıda, sağlıklı, uygun giyim şartları ve barınma şartları temin edilmesi gerekiyor. Bizde açlık sınırının altında olan insanlar çok fazla olduğu için bu konuda -Birleşmiş Milletlerin deklarasyonu, UNICEF'in deklarasyonu- çocukların ne hakları olması gerekiyor? Çocukların dillerini konuşabilmeleri gerekiyor ve kesinlikle engellenmemesi gerekiyor. Daima çocukların yarının büyükleri olduğunun, toplumumuzun bekasının çocuklar olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Çocukların yaşama haklarının sağlıklı ve güvenli ortamda sağlanması gerekiyor. Ailelerinin saygı duyması gerekiyor. Çocukların kesinlikle her türlü incinmeden ve travmadan korunması gerekiyor. Çocukların her türlü tıbbi, medikal ve sosyal haklardan en üst düzeyde yararlanmasını sağlamamız gerekiyor. Bakın, sağlık şartlarından yararlanması demiyor. En iyi sağlık hizmetini almasını temin etmesi sosyal devletin görevidir ve Türkiye'de bu uygulanmıyor, ben size onu söyleyeyim. Çocukların en temel hakkı olan standart bir yaşama ortamının neleri içermesi gerekiyor? Bir tanesi gıda, bir tanesi giyinme, bir tanesi de güvenli yaşama ortamı sağlanması gerekiyor çocuklar için. Bir tanesi kendi kültürü, dini, vesairelerinin çocuklar için ayrımcılık unsuru veya farklılık unsuru olarak görülmemesi gerekiyor dışarıdan, toplum tarafından ve devlet tarafından. Her türlü tehlikeden çocukların muaf tutulması gerekiyor çocuk işçiliğine göz yumulan bir Türkiye'de. İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili de sıkıntı var. Aynı şekilde, çocukların her türlü ihmalden ve kötü muameleden devlet tarafından korunması gerekiyor. Çocukların ve ailesinin ekonomik olarak desteklenmesi gerekiyor çocukların okula aç gitmemesi için. Çocukların konuşma, yazma ve diğer becerilerinin geliştirilmesi gerekiyor. Yine, çocukların her türlü -okul öncesi dönem de dâhil olmak üzere- bakımı ve diğer eğitiminin sağlanması gerekiyor. Gruplara katılmasıyla ilgili önerileri var. Hükûmetin, çocukların ihtiyacı olan gıda konusunda, beslenme konusunda, giyim konusunda ve okuma konusunda -yapılamıyorsa eğer- devletin karşılaması gerekiyor. Çocukların dinlenme, oyun ve rahatlama imkânının sağlanması gerekiyor; şehirlerimizin de o şekilde inşa edilmesi gerekiyor. Şimdi, diğerlerine saygı duymanın okulda eğitim olarak verilmesi gerekiyor. Değerli arkadaşlar, diğerlerine saygı duymazsanız çocuklarınız saldırgan ve eğer yarından umutlarını yitirmiş olarak okullarda 40-50 kişilik sınıflarda okutulursa, yarını olmayan endüstri meslek lisesi ve bazı meslek liselerinde olursa, işsiz kalacağını bilirse, devletin uyuşturucuyla mücadelesinde uyuşturucu baronlarıyla beraber gezen bakanlar vesaire olursa, fotoğraflar olursa o çocuklar yarın birilerinin boğazını keser, yarın birilerini kaleden atar; yarın kapalı ortamda, aile içinde o "ensest" dediğimiz olaylar gerçekleşir ve kindar bir nesil yetiştirirsiniz bugünkü Türkiye'de olduğu gibi. Türkiye'nin asıl beka sorunu... Bakın, bir çocuk hekimi olarak söylüyorum: 0-18 yaş grubuna verilen değer eğer yeterli düzeyde olmazsa bu faciaları daha çok yaşamak zorunda kalırız.
Bu komisyonun kurulması, araştırma komisyonunun kurulması bence önemli ama şöyle söyleyeyim: Daha önce kurulan komisyon ve komisyon raporları gibi bu da Meclisin tozlu raflarında kalmasın diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)