GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ordu’daki fındık üretimine ve kokarca böceği istilasına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:09.10.2024

SEYİT TORUN (Ordu) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Değerli arkadaşlar, bu kürsüden fındıkla ilgili birçok kez konuştuk, bölgemizde ne kadar önemli olduğunu, ne kadar ihracat geliri olduğunu, bölge ekonomisine ne kadar katkıda bulunduğunu ifade ettik. Fındığı manipüle eden iki ayaklı fındık kurtları vardı, şimdi de başımıza kahverengi kokarca çıktı. (CHP sıralarından alkışlar) Hani iki ayaklı kurtlardan kurtulduk, şimdi bu zararlıyla mücadele etmeye çalışıyoruz. Gerçekten işimiz zor. Defalarca anlattık, iki yıldır mücadele veriyoruz, her alanda dile getiriyoruz sorunu ama Tarım Bakanlığından tık yok. Geldiğimiz nokta bir felaket. Bakın, 2-2,5 milyar dolar gelir elde ettiğimiz bir tarım ürünü ve yaklaşık 500 bin ailenin geçim kaynağı, şu anda gelecek yıl böyle bir geliri olacak mı, olmayacak mı belli değil. Hani “Fındık ithal edilir mi?” diye sorulsaydı “Ya, çok abartıyor.” derdik ama belki gelecek yıl Türkiye ilk defa bir fındık ithalatıyla karşı karşıya kalabilir çünkü bu kokarca, kahverengi kokarca o kadar çok etkiledi ki bölgeyi önce sıfır kotlarından başladı, şu anda 1.000 rakımlarına kadar çıktı. Etkilemediği bir yer yok, girmediği bir yer yok. Önce Perşembe ve Fatsa ilçemizdeydi, şimdi ilçelerimizin tamamını sardı. Sadece Ordu mu? Hayır; komşu illerimiz Giresun, Samsun ve Trabzon’a doğru da devam ediyor. Sadece bu bölgede mi? Hayır; artık Batman’da da görülmeye başlandı, Urfa'da da görülmeye başlandı, İzmit'te de İstanbul'da da. Artık sadece fındık tarımını değil, fındık üreticisini değil, Türkiye'deki bütün tarım ürünlerini tehdit etmeye başladı. Yani Tarım Bakanlığı bu işi hafife aldı. Dedik ki: “Ya, buna eğilin. Bunu çiftçinin, üreticinin sırtına bırakmayın. Bakanlık olarak buna topyekûn bir ilaçlama yapın, mücadele edin.” ama yok efendim “Samuray arısı.” dediler, sanki kokarcayla kılıçkalkan oynayacak. Ardından dediler ki: “Tuzak kurduk.” Yani o da bir çözüm değil. Bakanlık artık bu işte çok geç kalmıştır ama geç kalmış olmasına rağmen bir an önce topyekûn bir mücadeleye girip bu kokarca belasından bizi kurtarması lazım. Bakın, bunu sadece fındık üreticileri için söylemiyorum, Türkiye'deki bütün tarım ürünleri için söylüyorum. Eskiden hani “güz dönemi” derlerdi, üreticilerimiz işte domatesiydi, fasulyesiydi kışlık tedarikini yapardı, bizim bölgemizde bu sene inanın turşu kurmaya fasulye bile bulamıyorlar artık; ne domates, ne diğer ürünler, hiçbir ürün kalmadı. O yüzden Tarım Bakanlığına tekrar sesleniyorum: Bu konuyu ciddiye alın. İki yıldır buradan söylüyoruz, her platformda ifade ediyoruz, bu artık üreticinin çözebileceği bir sorun değil. Sizin, Bakanlık olarak bütçe ayırıp bununla topyekûn bir mücadele yapmanız lazım. Hadi bizi yok saydınız, Karadeniz üreticisini yok saydınız; ya, Türk tarımını da mı düşünmüyorsunuz, diğer tarım ürünlerini dahi de mi düşünmüyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar) Ya, bunun için bari elinizi taşın altına koyun ve bu mücadeleyi gerçekleştirin. Bakın, bir örnek daha vermek istiyorum size: Bugün, yapmadığınız bu mücadeleden dolayı şu anda Karadeniz üreticisi fındığını -hani 130 lira falan açıkladınız ya- 60 liradan, 80 liradan sattı. 40, 30, hatta 25 randımanlara düştü fındık. Ya, bu öyle bir zararlı ki ürünü bir anda yok edebiliyor ve şu anda ciddi bir mağduriyet var. TMO bu fındıkları alsın dedik, aldırmadınız. Tarım Bakanlığı aradaki farkı, üreticinin bu zararını karşılasın, hiç değilse üretici bu kokarcanın etkilediği fındıktan zarar etmesin dedik; onu da sağlamadınız. Üreticiyi tamamen kendi hâline bıraktınız, perişan ettiniz. Tarımı zaten bitirdiniz, üreticiyi zaten bitirdiniz, şimdi de herhâlde son çiviyi çakmak üzeresiniz ve artık Türkiye'de tarımı konuşmayacak duruma geleceğiz. Evet, değerli milletvekilleri, bugün burada, bu kürsüde bunu dile getiriyorum, daha sonra önerge var, orada da arkadaşımız konuşacak. Lütfen bu konuya Bakanlık olarak eğilin, lütfen bu konuya dikkat çekin, valilikler bünyesinde sorun için şu anda kışlaklar özellikle ilaçlanmaya çalışılıyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Torun. SEYİT TORUN (Devamla) - Bunu bir an önce gerçekleştirin. Karadeniz Bölgesi göç veren bir yer, şu anda köylerde birçok ev kapalı, birçok hanede şimdi oturan yok, bunlarla ilgili de mutlaka bir an önce karar alın ve buraları da ilaçlayın, bu beladan da hem Ordu’yu hem Karadeniz’i hem de Türkiye'yi kurtarın. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum: 13 Ekimde saat 12.00’de Perşembe Yaylası’nda altın madeniyle ilgili eylemimiz var. Zaten Ordu’nun tamamını altın madeni işletmesine açtınız, bu bölgeyi bari mahvetmeyin; mendereslerin olduğu, Türk turizmine çok önemli katkıda bulunan bu alanı mahvetmeyin. Ayın 13’ünde 12.00’de Perşembe Yaylası’na bütün hemşehrilerimizi bekliyoruz. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ederim. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)