Konu: | Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 5 |
Tarih: | 09.10.2024 |
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’nin 26'ncı maddesi üzerinde grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Akademi görevlilerinin önemli bir bölümü aslında zaten hizmet içi eğitim kapsamına girmekte, Millî Eğitim Bakanlığının teşkilat yapısında bu görevler Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünün görevleri arasında zaten yer almaktadır, böyle bir akademiye neden ihtiyaç duyulmaktadır; doğrusu, bu izaha muhtaçtır. Yirmi iki yılda içinden çıkılmaz hâle getirdiğiniz millî eğitimin devasa sorunları yetmiyormuş gibi, “meslek kanunu düzenlemesi” adı altında kendi ülkemizin eğitim kurumlarından mezun olan öğretmenlerin tüm eğitim süreçlerini sıfırlayıp “Sen öğretmen değilsin, seni Akademide yeniden eğiteceğiz, ondan sonra sana öğretmenlik unvanı vereceğiz.” diyorsunuz. Buradan, atamadığınız yüz binlerce öğretmen varken bu Akademiden mezun olamadığı gerekçesiyle maalesef atamaları yine gerçekleştirmeyeceksiniz ve bu gerekçenin arkasına sığınacaksınız. Böyle bir eksiklik varsa neden mevcut eğitim fakültelerinde bu düzenlemeler yapılmıyor da böyle bir akademiye ihtiyaç duyuluyor, bunu size sormak isterim değerli iktidar milletvekilleri. Bunu gidermek yerine ÇEDES gibi, Akademi gibi yeni yeni icatlar yaratıyorsunuz. Millî Eğitim Bakanlığı gerçekten bunun üstesinden gelemiyor mu yoksa başka bir şeye mi hizmet etmeye çalışıyor, bunu da burada sorgulamak isterim. (CHP sıralarından alkışlar) Değerli milletvekilleri, bir ülkenin çağdaş ve modern kimliğe kavuşması ve geleceğe emin adımlarla yürümesi ancak ve ancak eğitimin tüm paydaşlarıyla gelişmesine bağlıdır; bunu herkes biliyor artık. 20 bin köy okulunun kapatıldığı, yüz binlerce öğretmenin atama beklediği bir ülkenin bilimde, sanatta, ekonomide, tarımda, tıpta gelişebilmesinin önü sadece ve sadece eğitimle mümkündür. Her yere üniversite açmakla övünmek yerine nitelikli, çağdaş, parasız, fırsat eşitliğinin olduğu bir eğitim sistemini kurgulamak zorundayız arkadaşlar. Aynı öğretmenler odasında buluşan öğretmenlerin sosyal ve ekonomik gerekçeler göstererek “kettle”ı dahi ısıtmasına müsaade etmezken, ne yazık ki öğretmenleri bu tasarrufa zorlarken, bir taraftan, baktığımızda, öğretmenleri ayrıştırırken, işte, “PIKTES öğretmeni” “uzman sözleşmeli öğretmen” “başöğretmen” diye ayrıştırırken, 21’inci yüzyılda okulların temizliğini dahi gerçekleştiremezken Millî Eğitim Bakanlığının maalesef tasarruf tedbirleriyle karşı karşıyayız. Değerli milletvekilleri, eğitimden tasarruf olmaz, insan kaynağından tasarruf olmaz. Tasarruf yapacaksanız sarayınızda yapın, sarayınızda. (CHP sıralarından alkışlar) Çocuklarımız, yeterli öğretmen atanamadığı için, yeterli temizlikten ve hijyenden yararlanamadığı için, yeterli güvenlik görevlisi olmadığı için güvenlik sorunuyla karşı karşıya, hastalık sorunuyla karşı karşıya, eğitime erişememe sorunuyla karşı karşıya. ÇEDES Projesi’yle eğitimi yörüngesinden çıkardınız. Türkiye Büyük Millet Meclisinde Millî Eğitim Bakanı yaptığı bir açıklamada “2.709 protokolümüz var.” diyor. Kimlerle? Bizim “cemaat ve tarikat” dediğimiz, sizin de “STK” dediğiniz örgütlerle “2.709 protokolümüz var.” diyor arkadaşlar. Peki, bu tarikatlara ve cemaatlere ne kadar aktarılmış? 5 milyar 895 milyon 926 bin lira para aktarılmış. Bunlarda tasarrufa gidilmiyor, Millî Eğitim Bakanlığına paralel bir yapı oluşturuluyor maalesef ve 2025 yılında bu kalemden 7 milyar 800 milyon 636 bin lira daha para aktarılması düşünülmekte. Öğretmenler odasındaki ısıtıcıdan tasarruf edenler iş cemaatlere gelince herhangi bir tasarrufa gitmiyorlar ne yazık ki. Akademiye sınavla öğretmen alımı yapılacak. Biz mülakatlarda da gördük bu oyunu arkadaşlar. Maalesef eşitlik ilkesini ortadan kaldıran bir yapıyı yeniden burada gündeme getiriyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Bunun yerine eğitim fakültelerinin içeriğini değiştirerek buradaki ders müfredatlarını ve öğretmenleri daha iyi yetiştirmeye yönelik önlemler almamız gerekirken maalesef oradan mezun olan öğretmenlere “Siz yetersizsiniz.” diyorsunuz, farkında mısınız? Başöğretmen Atatürk ne demiş? “Öğretmenler, yeni nesil sizin eserinizdir.” diyor. Bunun arkasında durmamız… (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Şevkin. MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) – Bu kanun yapılırken eğitim emekçilerinin hiçbir talebinin dikkate alınmadığını ve kanunun hiçbir soruna çözüm getirmediğini buradan vurgulamamız gerekiyor. Eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı düzenleyen, haklarını ve taleplerini içermeyen meslek kanunu gösteriyor ki millî eğitim birliğini maalesef ihlal etmeye devam ediyorsunuz. Eğitim sendikalarının, hâlen görevde olan ve atama bekleyen 1 milyonu aşkın öğretmenin taleplerini yok sayan Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’ne karşı demokratik tepkilerini gösteren sendikacılara kolluk güçlerini gönderenler ne yazık ki öğretmenlerini gözaltına alıyor. 1 milyonu aşkın öğretmeni ve öğretmen olarak atanmayı bekleyen yüz binlerce öğretmeni yakından ilgilendiren Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’ne karşı eleştiri, haklı itirazlara tahammülsüzlük iktidarın ve MEB’in zihniyetini açıkça ortaya koyuyor. Değerli milletvekilleri, ülke âdeta bir korku imparatorluğuna dönüştü. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) – Hemen selamlayıp bitiriyorum. Sizin yetiştirdiğiniz nesiller ne yazık ki uyuşturucu tuzağında, ne yazık ki eğitimde geri sıralarda, üçüncü dünya ülkelerini aratan noktada. Daha nerede müdahale edeceksiniz? Bırakın paralel yapılar kurmayı millî eğitimi rayına getirin; laik, demokratik, çağdaş eğitimi bu ülkede başat hâle getirin. (CHP sıralarından alkışlar)