GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:09.10.2024

MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; Saadet-Gelecek Grubu olarak 29'uncu maddede grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri saygıyla selamlıyorum. Tabii, yine 29'uncu maddede Akademinin çalışmasıyla ilgili detaylar veriliyor. İktidar yetkilileri her bir çıkan muhalefet partisi milletvekilinin Akademi üzerinden yaptığı değerlendirmelerden sıkılmış olabilir. Ancak şunu söyleyeyim: Bu teklif geçtikten sonra, bu maddeler kanunlaştıktan sonra bundan daha çok sıkılacaksınız çünkü Akademinin bu sefer de işleyişiyle ilgili çıkan sorunlar millet tarafından, toplum tarafından buraya yansıtılacak ve bizler de sorumluluğumuzun gereği olarak Akademinin o durumuyla ilgili endişelerimizi burada paylaşmaya devam edeceğiz. Şimdi, sorular üzerinden gidelim isterseniz. Mesela, akademi kurmak yani öğretmenlik mesleğinde normal lisans eğitiminden sonra bir de mezun olan öğretmenleri aynı zamanda bir akademi eğitimine tabi tutmak, eğitim fakültelerindeki kalitesizliği -tırnak içinde söylüyorum- tescil etmek anlamına gelmiyor mu? Bu durum “Planlamadaki büyük yanlışlardan kaynaklanan ve plansızlık neticesinde ortaya çıkan olumsuzlukları tam anlamıyla bertaraf edeceğiz.” diyerek sorunu daha çetrefilli hâle getirmek değil midir? Bir başka soru soralım: Bütün bu gerçekler ortadayken ıslah etme mantığıyla eğitim fakültelerinin içinde bulunduğu sıkıntıları ortadan kaldırmak Millî Eğitim Bakanlığının kurmayı planladığı akademi kurmaya göre daha kolay değil mi? Bir başka soru soralım: Mesela, biyoloji bölümünden mezun olan bir öğrenci var, mezuniyetinden sonra KPSS'ye girdi, KPSS'den hedeflenen puana ulaştı, ardından da o puan neticesinde hâlihazırda devam eden mülakatı da geçti diyelim -mülakat sorunu hâlâ devam ediyor onu da geçti diyelim- bu sefer, sen iki yıl daha eğitime tabi tutulacaksın, ayrıca, iki yıl içerisinde asgari ücretle geçimini sağlayacaksın ve bu iki yıl boyunca da, uygulama dersi verilmediği için eğitim fakültelerinde, “Şimdi, sana tekrar uygulama dersi vereceğim.” diyeceksin. Peki, değerli arkadaşlar, niçin eğitim fakültelerinde uygulama derslerini zamanında vermiyor da bu insanların, bu gençlerimizin iki yılını daha çalıyoruz. Ayrıca şunu söyleyeyim… “Akademiyle ilgili endişeleriniz nelerdir? Neden sürekli ısrarla Akademi, Akademi vurguluyorsunuz?” Şimdi, yaklaşık 20 bin aday olsa bu 20 bin adayın kafadan bir kere maliyeti 8 milyar lira. Bu 8 milyar lira sadece görünen, görünmeyen maliyetler, eğitim tesisleri, konaklama, akademik personelin masrafları eklendiğinde bu 8 milyar kaç 8 milyar olur, onun takdirini sizlere bırakıyorum. Ayrıca, Bakanlık öğretmen adaylarının biraz önce söylediğim gibi uygulama noktasında eksik olduğunu söylerken, bir kere daha ifade ediyorum: Burada odaklanılması gereken eğitim fakültelerinin kalitesini yükseltmektir değerli arkadaşlar. Bugün biz -biraz önce bir vekilimiz de ifade etti- ara eleman sıkıntısı yaşıyoruz. Sizler seçim çevrelerinize gittiğinizde çok rahatlıkla şunu söylüyorsunuz: “200 tane, 212 tane üniversitemiz var.” Emin olun, bu iyi bir şey değil arkadaşlar. Öğrencilerimizi, gençlerimizi o binaların içine sokmak, sonrasında da 17 yaşından 23-24 yaşına kadar onların yıllarını çalmak, çaldıktan sonra bu tür akademik çalışmalarla sözüm ona onları bir yerde tutmak çözüm değil. Ara eleman sıkıntısı yaşıyoruz; bugün ara eleman sıkıntısını sığınmacılarla, mültecilerle, göçmenlerle kapatmaya çalışıyoruz. Almanya'nın 3 milyon üniversite eğitimi alan öğrencisi var, bugün 8 milyon başarı değil. Bizim “atanamayan öğretmenler” diye bir problemimiz varsa, ara eleman sıkıntımız varsa, üniversite mezunu çocuklarımız marketlerde kasiyerlik yapıyorsa ve borçla döndükleri için evlilik hayallerini sürekli erteliyorlarsa biz bu çocuklara doğru bir gelecek inşa edemiyoruz demektir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) MUSTAFA KAYA (Devamla) – Sayın Başkanım, tamamlıyorum. BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Kaya. MUSTAFA KAYA (Devamla) – 2006, 2010, 2014 ve 2021 yıllarında Millî Eğitim Bakanlığı, Millî Eğitim şûralarında, biz üniversitelerle koordinasyonu sağlayacağız, iş birliği yapacağız, bu iş birliği neticesinde de eğitim fakültelerinin, üniversitelerin kalitelerini yükselteceğiz diye kararlar almış. Bu kararlar neden uygulanmıyor arkadaşlar? Millî Eğitim şûralarındaki bu kararları niçin aldık, aldıysak neden uygulamıyoruz? İşte, bugün biz, bir Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’yle daha karşı karşıyayız -yani keşke öyle olsa ama olmayacak- yarın itibarıyla belki kanunlaşacak bu Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi ama Öğretmenlik Meslek Kanunu hâlâ bizim gündemimizde olmaya devam edecek, hâlâ sorunları konuşmaya devam edeceğiz. Burada âlâyıvalayla dile getirilen hiçbir şeyin gerçekleşemeyeceğini maalesef, yaşayarak öğreneceğiz diyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve CHP sıralarından alkışlar)