Konu: | Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 6 |
Tarih: | 10.10.2024 |
TURAN YALDIR (Aksaray) – Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; İYİ Parti grubum adına söz almış bulunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Kanunlar toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için çıkarılır, siyasi partilerin ideolojik hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla değil. Ancak Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ideolojik saplantılarla hazırladığı Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’yle şu an karşı karşıyayız. Bu kanun teklifi, öğretmenlerin beklentilerini karşılamadığı gibi, onları daha da zor durumda bırakmaktadır. Bakan; kendi alt birimlerinde çalışanlar, eğitimciler ve öğrenciler dâhil herkesin antipatisini kazanmış ve iktidarının yarattığı baskı ortamı nedeniyle kimse kendisine sesini çıkaramamaktadır. Öğretmenlerin yetiştirilmesinden çalışma koşullarına, görevde yükselmesinden emekliliğine kadar olan süreci düzenleyecek bir meslek kanununa ihtiyaç olduğu su götürmez bir gerçektir. Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi, öğretmenlerin beklentilerinin çok uzağında kalmaktadır. Teklif, öğretmenlerin geleceğe umutla bakmalarını sağlamak yerine onları karamsarlığa sürüklemekte ve mesleki motivasyonlarını ciddi şekilde zedelemektedir. Zira kanun teklifi ağırlıklı olarak yaptırım ve tehdit içeren maddelerle doludur. Daha önce hazırlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu’na Anayasa Mahkemesi tarafından kısmi iptal kararı verilmişti. Ancak bu yeni taslak, iktidarın devlet memurlarını kendi ideolojik çizgisinde şekillendirme çabasını bariz bir şekilde ortaya koymaktadır. Demokratik hukuk devleti ilkesine aykırı bir şekilde, bu kanun, kamuoyu bilgilendirilmeden, ilgili kurumların görüşleri alınmadan ve hukuki süreçler dikkate alınmadan Meclise getirilmiştir. Bakan Tekin her ne kadar kanunun eğitim paydaşlarıyla istişare edilerek hazırlandığını iddia etse de gerçek bunun tam tersidir. Kanunun, ehli olmayan ellerde yandaş sendikalar ve vakıflar aracılığıyla hazırlandığı aşikârdır. Dolayısıyla bu teklif, öğretmenlerin taleplerini karşılayan bir düzenleme olmaktan çok uzaktır. Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi âdeta öğretmenlerin kazanılmış haklarını ortadan kaldıran ve onların uzmanlıklarını hiçe sayan bir düzenleme niteliğindedir. Özellikle “Millî Eğitim Akademisi” adı altında kurulacak yeni kurum öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini sorgulayarak diplomalarını geçersiz kılma yetkisine sahip olacaktır. Eğitim fakültelerinde yıllarca emek harcayan öğretmenlerin diplomalarının yok sayılması onların yıllarca süren çalışmalarını hiçe saymak anlamına gelir. Bu durum, öğretmenlerin mesleki onurunu ve saygınlığını derinden zedelemektedir. Bu kanun, aynı zamanda öğretmenlerin bağımsız, tarafsız ve özgür bir şekilde mesleklerini icra etmelerini engellemeyi amaçlamaktadır. Eğitimde liyakat ve adalet ilkeleri göz ardı edilmekte, öğretmenler ideolojik ve siyasi çıkarların aracı hâline getirilmeye çalışılmaktadır. Öğretmenlerin haklarını koruyacak bir düzenleme yapılması gerekirken bu kanun onların özgürlüklerini kısıtlamakta ve meslek onurlarını zedelemektedir. Bakan Yusuf Tekin’in öğretmenlerin maaşlarını kamu harcamalarında bir yük olarak gördüğünü ifade eden şu açıklamaları öğretmenlik mesleğinin itibarına büyük bir darbe vurmaktadır. “Sokakta gördüğünüz 80 kişiden 1’i Millî Eğitim Bakanlığı tarafından maaşı ödenen öğretmen statüsünde, dünyanın hiçbir yerinde bu kadar sayıda öğretmen kamu tarafından fonlandırılmıyor.” sözleri öğretmenlerin ekonomik koşullarını ve kamudaki rollerini küçümsemektedir. Asgari ücret bile alamayan binlerce ücretli öğretmen, yıllardır kadro bekleyen sözleşmeli öğretmenler ve atanmayı bekleyen 1 milyona yakın öğretmen adayı varken bu kanun teklifi onların sorunlarına çözüm getirmek yerine daha da göz ardı etmektedir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Yaldır. TURAN YALDIR (Devamla) - Bu durum öğretmenlerin sosyal ve mesleki sorunlarını daha da derinleştirmektedir. Sonuç olarak, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın çağdaş, demokratik ve bilimsel eğitim alması için öğretmenlerimizin haklarını ve mesleki onurlarını savunmamız gerekiyor. Bu kanun, öğretmenlerin geleceğini karartan düzenleme olarak tarihe geçecek niteliktedir. Sayın Bakan değiştirmeye çalıştığı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu kendi rektörlüğü için değiştirilen kanunla karıştırıyor olsa gerek. Sayın Bakana ve siz iktidar milletvekillerine Türkiye'nin en kalabalık meslek gruplarından olan 1,5 milyon öğretmenimizi karşınıza almamanızı öneriyorum. Öğretmenlerimizin haklarını heba ettirmeyip mesleğinin saygınlığını korumak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)