Konu: | Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 6 |
Tarih: | 10.10.2024 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidarının 22'nci yılında Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’ni getirdi. İşin ilginci, bu teklifi öğretmen sendikaları farklı görüşte olmalarına rağmen hiçbiri kabul etmedi. Öğretmen sendikaları kabul etmedi, öğretmenler kabul etmedi, bizim milletvekili arkadaşların aklına böyle bir kanun teklifi gelmiş. Ya, bunu uygulayacak, uygulanacak yerdekilerin kabul etmediği kanun teklifini niye burada dayatıyorsunuz, geçirmeye çalışıyorsunuz? Eğitim sistemini yazboz hâle getirdiniz. Bir getirdiğinizi tekrar kaldırıyorsunuz ama burada da bir itirafta bulunuyorsunuz, diyorsunuz ki: “Eğitim fakültelerinde bizim verdiğimiz eğitimler yetersiz, eğitim akademisiyle bunu güçlendirelim. Gene kanunun içeriğinde olan bir değişiklikle bir de cezaları artıralım.” Yani “Öğretmenlere, 657’de memurlarla ilgili düzenlemelerde yer alanın dışında, yeni yasalarla, yeni düzenlemelerle cezaları artıralım.” diyorsunuz. Arkadaşlar, öğretmenlerin gerçekten sorunları var. Bu getirmiş olduğunuz kanun teklifinde bu sorunları içeren, bunlara çözüm üreten bir anlayış yok. Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi öğretmen mesleğinin itibarını yükseltmek ve kaygılarını ortadan kaldırmak için gerekli adımların atıldığı bir kanun teklifi değil. Öğretmenler sistematik olarak yoksullaştırılıyor ve toplumsal saygınlığı bu yolla da düşüyor. Bunu ortadan kaldıracak, özlük haklarını iyileştirecek, onların mesleklerindeki motivasyonunu artıracak bir düzenleme de içermiyor. Daha önceki süreçlerde öğretmen olmanın ayrıcalığı vardı ama giderek öğretmenler arasındaki adil olmayan ayrımlar, ayrıştırmalar sorunlar üretti. Ücretli öğretmen, vekil öğretmen, PIKTES öğretmeni, usta öğreticiler; ayrıştırdınız, ayrıştırdınız. Kanun teklifiyle keşke tüm öğretmenlerin kadrolu olmasına yol açacak bir düzenleme getirseydiniz, onların var olan sorunlarına çözüm üretseydiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Öğretmenler mutsuz arkadaşlar. Mutsuz öğretmenin yetiştireceği öğrenci toplumsal yapı içinde verimli olamaz çünkü yeterli eğitim alınmıyor. Bugün bu ülkede yaşanan sorunların temel kaynağı eğitim sisteminin yetersizliğidir. Madde bağımlılığından tutun da işsizliğe kadar eren süreci yaratan, bu sistemdeki sorunları oluşturan eğitimin içine düşürüldüğü durumdur. Eğitim hepimizin geleceği açısından da çok önemlidir ama Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde getirilen kanun teklifleri ya da eğitimdeki düzenlemeler için bir atasözü söyle deseniz: “Deveye sormuşlar ‘Boynun niye eğri?’ diye ‘Nerem doğru ki?’ demiş.” (CHP sıralarından alkışlar) Kaçıncı kez aynı kanun tekliflerini kanunlaştırıyorsunuz, Anayasa Mahkemesinden dönüyor, ondan sonra tekrar Meclisin önüne getiriyorsunuz, Meclisi tekrar tekrar aynı konular üzerinde yoğun çalıştırıyorsunuz ama çözüm olmuyor. Çözüm üretecek olgu, muhalefeti, öğretmen sendikalarını, bu işte bilgiye, birikime sahip olanları dinlemek. Ben Komisyon toplantılarına katıldım, kusura bakmasın Sayın Bakan, o da mutsuzdu, ben onun da içine sindiğini sanmıyorum ama ne yapsın, Komisyon Başkanı, gelip "Bunu geçir." diyorlar, o da o uygulamaya katılıyor. GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Ya, yakma adamcağızı şimdi ya, yapma böyle. NAZIM MAVİŞ (Sinop) - Ömer ağabey, ayıp ya, yapma ya. ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) - Şimdi, Sayın Bakanın döneminde de yapılan uygulamaların bir kısmı bu süreçle birlikte ortadan kalkıyor. Ya, öğretmen liselerini kaldırıyorsunuz. Şimdi, geçenlerde Millî Eğitimde bir bakan yardımcısını dinliyorum, 4+4+4'ü ne kadar tartışmıştık, diyor ki: "Onunla ilgili düzenleme ihtiyaç durumuna geldi, sonuncu 3 olsun." Ya, bunlar nasıl iş? Değiştirdiğiniz bir sistem, eğitim, gelecek, çocuklarımız, bu ülke… Bir işi yaparken doğru yapalım arkadaşlar. Bunun hem ülkeye faydası olsun hem geleceğe faydası olsun. Anlayış değişikliği “Yalnız ben bilirim, ben dedim, ben de istiyorum, böyle olacak." noktasına indirgenmesin. Bakın, burada getirilen yasanın temel amacı "Öğretmen parti devleti kimliğinde benim düşüncemin dışında davranamasın." (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Gürer. NAZIM MAVİŞ (Sinop) – Parti devleti mi, bir yerden tanıdık geldi Ömer ağabey. ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) – Şu anda Türkiye parti devletinde. NAZIM MAVİŞ (Sinop) – Yok, yok, geçmişte… ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) – İl özel idarelerinin genel sekreterini bile Cumhurbaşkanı atıyor, valinin o yetkisi bile yok artık. Böyle bir sisteme geldi ülke, haberin yoksa söyleyeyim. (CHP sıralarından alkışlar) NAZIM MAVİŞ (Sinop) – CHP’nin tarihine şöyle bir bak Ömer ağabey, orada görürsün. ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) – Şimdi, değerli arkadaşlar, tabii, süre az, söyleyecek laf çok ama şunu kabul etmek lazım ki beceriksiz elde ağaç sapı bile sırıtır, geldiğimiz durum bu. O anlamda, bu kanun teklifinin çekilmesini çok kere söyledik. Tarihe not düşelim, mutlaka bununla ilgili yaşanan sorunları tekrar biz bu Mecliste görüşeceğiz. Bir konuya da burada dikkatinizi çekeyim. Keşke akıllı tahtaların yaydığı radyasyonun öğrencilere ve öğretmenlere olumsuz etkilerini konuşsak belki de çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin sağlığı açısından daha faydalı bir iş yapmış oluruz diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)