GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:84
Tarih:28.03.2012

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu önergemizde, dört yıla inmesiyle ilgili sıkıntıyı gidermek üzere bir değişiklik teklifi verdik. Bizim, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, kademeli eğitim, bugün değil, çok önceden beyannamelerimizde, programımızda yer alan bir öneriydi ancak içeriğinin müphem bir şekilde böyle bir oldubittiye getirilmesi karşısında önceki görüşlerimize uygun olarak beş yıl olması için önerge vermiş bulunuyoruz.

Değerli arkadaşlar, bu verildiği zaman -Sayın Bakan biliyor ve sürekli olarak bize de mailler geliyor, sizlere de geliyor- sınıf öğretmenlerinin sıkıntısı? Şu anda çoğu açıkta kalacak.

Öbür taraftan da yine aynı şekilde, branş öğretmenlerine ilişkin bazı ihtiyaçların acil olarak giderilmesi gerekecek ve bununla ilgili çalışmaların da acilen yapılması gerekecek. Bu şartlarda, eğitim öğretimin aksayacağını ve kalitenin düşeceğini sizlerin dikkatine sunmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, burada, çok önemli bir kanun ama yine teklif olarak gelmiş, tartışıyoruz. Az önce Sayın Bakan buradaydı, projenin maliyetiyle ilgili ama? Sayın Şimşek buradaymış yine, görüyorum.

Şimdi, bize yukarıda?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Arkanda, arkanda?

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Evet, bu taraftaymış. Söylemeyeyim yoksa diyordum, Sayın Şimşek bu taraftaymış.

Burada, basına yansıyan maliyetler var değerli arkadaşlar. Bütçe Komisyonunda, en ufak bir şeyde, küçücük bir, mağdur olan kesime bir para aktaracağımız zaman Maliye saatlerce bize müşkülat çıkarıyor. Şimdi, nasıl oluyor da milyarlarca dolarlık bir projede böyle hemen, bir etki analizi yapmadan, tasarı hâline getirmeden, bir teklif hâlinde, hatta içerisine -arkadaşlarımız baştan eklemişler, sonradan çıkarıldı, ilgili bakan "Benim haberim yok." diye- üst kurulun üyelerinin atamasının dahi dâhil edildiği bir teklifle geliyorsunuz? Şimdi, bu kadar köklü bir şey bir kanun teklifiyle gelir mi?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Anayasa'ya aykırı zaten.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Ondan sonra yukarıya getiriyorsunuz, "Efendim, FATİH Projesi kapsamında alınacak şeyler burada vergiden istisna tutulsun." O da oraya geliyor. Hangisinin nereye gittiği belli olmayan, ucube bir teklifle geliyorsunuz. Maliye Bakanlığı artık her şeye "Evet." demeye başladı. Onun için, Sayın Bakanım, size soruyorum: TEPAV'ın yeni bir şeyi yayınlandı, iyimser tahminlerle yani minimum şeyle 18, ortalamada 20, tamamını koyarsak 30 küsur milyara mal olacak diyor. Ayrı ayrı derslikler, öğretmen ihtiyacı, o dershanelerin yeri, bütün teçhizatı, bunları nasıl karşılayacağız? Yani kaç yılda buna geçmeyi öngörüyorsunuz? İçeriği belli olmayan ama 2 arkadaşımızın imza attığı bir kanun teklifi.

Şimdi, Sayın Bakan, demin cevap verirken gördüm, bu FATİH Projesi'yle ilgili güzel şeyler söylüyor ama bakıyoruz şimdi, yani maliyete bakıyoruz, sizin bu aldığınızdan çok daha ucuza, yani tablet değil notebook alma şansınız var. Fiyatların hepsini? "Efendim, biz yapmadık, Devlet Malzeme Ofisi yaptı." Tabii, Devlet Malzeme Ofisi Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumu değil, Devlet Malzeme Ofisi AKP Hükûmetine bağlı değil, onlar uzaydan alıyorlar sanki.  Böyle bir şey olabilir mi? Sayın Bakan diyor ki: "Henüz yerli üretim olmadığı için biz bunları ihale ettik." Peki, nasıl oluyor da Devlet Malzeme Ofisi? Neyi deniyorsunuz? Yani, 500 tane değil, 400 tane değil, "8.800 tane" diyorsunuz ama öbür taraftan, bir de bakıyoruz, birisi 5 bin küsur dolar, diğeri 7 bin küsur? Şimdi, nasıl olur? Böyle bir şeyi başka bir ihalede yapsalar o memurla ilgili bir sürü soruşturma açılır. Şartnameniz belli değil mi? Hangi özellikleri istediğiniz belli değil mi Sayın Bakanım? Eğer deneme yapacaksanız bundan birkaç tane numune alırsınız, 4.800 tane almazsınız.

Şimdi, siz 4.800'ünü alıyorsunuz, sonra "Deneme yapacağız?" Peki, aradaki 200 dolarlık farkı kim karşılıyor? Nereden karşılıyorsunuz? Yani bu sizin sorumluluğunuzda değil mi? Millî Eğitim Bakanı olarak siz Hükûmetin bir üyesi değil misiniz? Devlet Malzeme Ofisi size bağlı değil mi? Gerçekten şaşırıyorum.

Öbür taraftan -az önce Sayın Bozdağ buradaydı- şimdi, din eğitimiyle ilgili kısımlar da önergede var. Baktım, Sayın Bozdağ, siyaset kısmını bırakmış "Ben hoca efendilere sordum, bu şehitlikle ilgili Sayın Bahçeli'nin söylediklerine katılmıyorum, bunlar şehit olabilir." diyor. Gerekçesine de ne diyorsunuz biliyor musunuz? "Bizim yaptığımız bir şehitlik tanımı değil. Ben hoca efendilere de bu konuyu sordum `Nedir? Ne değildir?' diye."

Şimdi, hoca efendilere soruyor ama Diyanet İşleri Başkanı da siyaset yapıyor, bununla uğraşmıyor. "Efendim falanca yerde Kürtçe vaaz vereceğim, şurada şunu yapacağım, 28 Şubata karşıyım." diye açıklama yapıyor. Yani din adamları siyasetle uğraşıyor, siyaset adamları dinî konulara referans vererek bunu çözmeye çalışıyor.

Buradan belirtiyorum, eğer bunlara sormak yerine kendisi oturup bakarsa, Sayın Genel Başkanımızın söylediği, sadece bir makam olarak bunun taltif edilmemesiydi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Devlet isterse onlara başka kaynaklardan mağduriyetlerini giderici aktarmalar yapabilir diyor, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Günal.