GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 20 Ekimde Fetullah Gülen’in öldüğüne ve 15 Temmuzun hâlâ karanlıklarla dolu olduğuna, İsrail’le ticarete hâlâ devam edildiğine, İsrail’e Almanya Şansölyesinin karşısında “Merak etme, Lübnan’dan gelenleri de alacağız.” mesajı verildiğine ve mülteci sorununa, Çalışma Bakanının açıklamalarına, Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı’nın annesinin vefatına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:10
Tarih:22.10.2024

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 20 Ekimde Fetullah Gülen öldü. 20 Ekim, kaderin garip bir cilvesi olarak, on altı yıl önce Ergenekon kumpas davasının ilk mahkemesinin görüldüğü gün. Biz kendisini iyi bilmezdik, hakkımızı helal etmiyoruz ama sorular çalındığı için hayallerindeki mesleğe giremeyen gençler, kumpas davalarıyla hapislere atılarak gelecekleri karartılan, yaşamları karartılan ordumuzun şanlı askerleri, teslim edilen yargımızın mağdur edilmiş vatandaşları ve yargı temsilcilerimiz ve toplumun tüm kesimleri haklarını helal etmediler. Sayın Başkan, bir zamanlar FETÖ’ye “hoca” diyenler, onu Türkiye'ye davet edenler, aynı yolda aynı menzile yürüyenler, “Bir an evvel dön de birlikte ıslanalım.” diyenler, “Ne istedi de vermedik?” diyenler, Fetullah Gülen’le iş birliği yapıp orduyu Fetullahçı askerlere teslim edenler ve sonuçta da devletin tüm kurumlarını çökertmek pahasına Fetullah’a teslim edenler bugün Fetullah Gülen’in arkasından lanet okuyorlar ama bilsinler ki “Allah affetsin, kandırıldık.” sözlerine kimse inanmıyor. Allah affetti mi sizi bilmiyoruz ama sizin yaptığınız bunca haksızlığı, bunca zulmü, Fetullah Gülen’le bunca ortaklığınızı, Fetullahçılara orduyu, yargıyı, devletin tüm kademelerini sonuna kadar açışınızı bu millet affetmedi ve bunun hesabını er veya geç vereceksiniz. Değerli arkadaşlar, AKP iktidarı Fetullah Gülen'i asla Amerika'dan getirmek istemedi ve o dosyaların içerisine doğru, gerçekçi delilleri koymadı çünkü Fetullah Gülen gelseydi bu darbenin siyasi ayağını sormak zorunda kalacaklardı. 15 Temmuz siyasi darbesinde herkes suçlu bulundu ama bir tek siyasi ayağı ortaya çıkmadı ve bugün hâlâ 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kurulan komisyonun raporunu dahi bastırmaktan âciz bir Meclis Başkanlığı söz konusudur. Dolayısıyla, hâlâ 15 Temmuz karanlıklarla doludur, onun içerisindeki ortaklığınız bizce malumdur ama gizleme peşindesiniz. Bu konular açıklığa kavuşana kadar da “Darbe olsaydı Başbakan kim olacaktı, Millî Savunma Bakanı kim olacaktı, Genelkurmay Başkanı kim olacaktı?” sorularının cevabını bulana kadar da iki elimiz yakanızda olacak. Bu hesabı vermekten bugün Fetullah Gülen’e lanet okuyarak kurtulamayacaksınız. Değerli arkadaşlar, İsrail'le ticaret cayır cayır devam ediyor. 10 Ekimde İsrail saldırısı başladı, timsah gözyaşları dökmeye başladınız. “İsrail'le ticareti durdurduk.” dediniz, “İsrail'le ticaret yapıyorsunuz.” diyenlere “İftiracı, hain.” dediniz ama sonunda, mayıs ayına geldiğimizde kabul ettiniz. Nisan ayında, önce bir genelgeyle 54 maddeyi sınırladınız, ondan sonra mayısta tekrar sınırladığınızı söylediniz ama hâlâ ticarete devam ediyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanı 24 Nisanda “O iş bitti.” dedi; sanki o güne kadar “Ticaret yapmıyoruz.” diyen siz değilmişsiniz gibi, sizin Bakanınız “Kesinlikle ticaret yapmıyoruz.” dememiş gibi “O iş bitti.” dedi. Ama buradan söylüyoruz, o iş hiç bitmedi, ticarete devam ediyorsunuz; sadece adresler değişti; sadece güzergâhlar değişti, bazı malları Yunanistan üzerinden, bazı malları Filistin üzerinden gönderiyorsunuz. Filistin'e gönderdiğiniz çelik tel örgü miktarı son bir yılda 3.544 kat arttı, Filistinlilerin 3.544 kat çelik tel alıp da onu kullandığına inanmak için herhâlde ancak AKP'li olmak gerekli. Makyaj malzemesi gönderiyorsunuz. Endüstriyel ham madde göndermeniz 14 kat arttı, Filistinlilerin 14 kat daha fazla endüstriyel ham madde kullandığına inanmamız için hiçbir sebep yok. Siz, bir yandan İsrail'le mücadele ediyormuşsunuz; Lübnan için, Filistin için, Gazze için gözyaşı döküyormuşsunuz gibi görünüyorsunuz ama arka taraftan iş birliğine devam ediyorsunuz. Nitekim, İsrail'e bir selam daha çakıldı. İsrail'e Alman Başbakanının, Alman Şansölyesinin karşısında “Merak etme, Lübnan’dan gelenleri de alacağız.” mesajı verildi. Yani bu, sen İsrail olarak Lübnan’a saldır, Gazze'ye saldır; Filistinliler, Lübnanlılar yerlerinden olsunlar ama Avrupa korkmasın, biz o mültecileri de Türkiye'de tutacağız demektir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun Sayın Başkan, buyurun. MURAT EMİR (Ankara) – Türkiye’yi 10 milyon mültecinin sığındığı yer yaptınız; Avrupa'nın, dünyanın sığınmacı deposu hâline getirdiniz; bunlar yetmediği gibi “Yeni gelecek Suriyelilere, yeni gelecek Lübnanlılara da kapımız açık.” diyecek kadar açık bir ihanet içerisindesiniz. Bugüne kadar Suriyelilerin böylesine alınmış olması, böylesine kontrolsüz girebilmiş olması ve Türkiye'de vatandaşımızın ekmeğine, işine sahip çıkması; ekmeğine, işine ortak olması yetmemiş gibi gelecekleri de alacaksınız, kapıları açık tutuyorsunuz; bunu Avrupa'nın desteğini almak için, birkaç milyon euro için yapıyorsunuz hem de. Değerli arkadaşlar, Esad bir af ilan ediyor. Hazır fırsat işte; Scholz’la görüşeceğinize Esad’la görüşün, Esad’la anlaşın, hiç olmazsa bir kısım mülteciyi gönderelim, Türkiye'nin mülteci sorunu birazcık hafiflesin diyoruz ama nafile çünkü onların derdi Avrupa'ya yaranmak. Avrupa’yla mücadele ediyormuş gibi yaparlar ama Avrupa’nın emirlerini anında uygularlar. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun, buyurun. MURAT EMİR (Ankara) – Değerli arkadaşlar, Çalışma Bakanı konuştu, gerçekleri değerlendirme yetisini kaybetmiş birisi, inanmak mümkün değil. Emeklilerden sistemde kalıp çalışmalarını rica ediyormuş çünkü sosyal güvenlik primlerine ihtiyaçları varmış, çılgınlık… Türkiye gerçeklerini bilmiyor. Her 4 üniversiteliden 1’isi işsiz, Türkiye'de gerçekte 11 milyon işsiz var, iş bulamıyor insanlar. Emekli maaşı 12.500 lira, zaten açlık sınırı 20 bin lira; çalışmazsa, geçici süreli bir iş bile bulamazsa zaten yaşama şansı yok, zaten bulduğu her işi yapmak zorunda emekli ve emeklilerden çalışmasını rica ediyormuş beyefendi. Bakın, sadece 4 milyon emekli 12.500 lirayla çalışmak zorunda. Çalışma Bakanı “60-70 bin liralık emekli maaşı var.” diyor ama baktığınız zaman emeklilerin neredeyse yarısı 12.500 liraya mahkûm edilmiş. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun, buyurun, tamamlayın. MURAT EMİR (Ankara) – Siz Türkiye'nin Çalışma Bakanıysanız, Türkiye'nin sokaklarında dolaşıyorsanız, Türkiye'nin gerçeklerini bir nebze olsun biliyorsanız böylesine sorumsuz konuşmalar yapmamanız gerekir. Değerli arkadaşlar -ben de Genel Kurulu selamlarken- Rize Milletvekilimiz Sayın Tahsin Ocaklı’nın annesinin vefat haberini biraz önce aldık, annesine Allah'tan rahmet, kendisine sabırlar diliyoruz. Genel Kurula saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)