GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:84
Tarih:28.03.2012

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 199 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesi üzerinde verdiğimiz değişiklik önergesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, bizler burada bu kanun teklifini görüşürken dışarıda da, sokakta da Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) bu kanun tasarısına ilişkin itirazlarını ifade ediyor. Soğuğa rağmen, her yerden, Türkiye'nin her ilinden, seksen bir ilinden emekçiler, Ankara'ya gelerek, bugün, bu yasaya ilişkin, 4+4+4'e ilişkin eleştirilerini sunmak, önerilerini sunmak, en azından sesini duyurmak için sokaktaydı ama ne yazık ki Sayın Bakanın, İçişleri Bakanının talimatıyla yine emekçiler emniyet güçleriyle karşı karşıya kaldı, gazla, tazyikli suyla karşılandılar. Bu, aslında, AKP Hükûmetinin emekçilere yaklaşımının da bir göstergesi; onları dinlemek, taleplerini dinlemek yerine, onları nasıl zorla bastırabilirim yaklaşımı. Yani sokakta nasıl davranıyorsa, aslında, iktidar burada da öyle davranıyor. Burada da tartışmak, bu işi? Gerçekten, Türkiye'nin çok önemli bir konusu, eğitim konusu hakkında, Türkiye'yi ilgilendiren bir konuda, çocuklarımızı, geleceğimizi ilgilendiren bir konuda doğru düzgün bir tartışma yapmayı bile beceremiyoruz. "Benim sayısal çoğunluğum var, iktidarım, istediğimi yaparım, istediğim zamanda yaparım, sizi istediğim kadar çalıştırırım." yaklaşımının bir yaklaşımı burada. Yani sokakta emekçilere cop, burada da bize başka bir zorbalık uygulanıyor. Bu, kabul edilebilir bir nokta değil.

Sayın milletvekilleri, peki, bir şey sormak istiyorum iktidar milletvekillerine: Biz bir ay tartışsaydık bunu kıyamet mi kopacaktı? Hemen yarın eğitim sistemimizi değiştiriyor muyuz yani bu döneme yetişiyor mu bu? 2012-2013 yılına yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu kadar zaman var, torbaya mı girdi? Niye bu kadar şey? Yani yangından mal mı kaçırıyoruz? Gerekçesi ne? Niye toplumu ikna etmiyoruz? Çocuklarımızı, geleceğimizi ilgilendiren bir konu için niye tartışmıyoruz? Niye sendikaları dinlemiyoruz? Niye bugün sokakta, Güvenpark'ta duran eğitim emekçilerini dinlemiyoruz, niye itiraz ediyorlar acaba?

Şimdi, bu konuda bir tartışma yürütmeden buradan alelacele bu kanun teklifini çıkarmak, olsa olsa, AKP Hükûmetinin aslında Türkiye'nin gerçek gündemini örtmesiyle alakalı bir şey. Çünkü biz burada 4+4'ü konuşuyoruz, Sayın Başbakan Amerika'da bazı görüşmeler yapıyor, bugün de İran'da; acaba Türkiye'yi yeni bir bölgesel savaşa mı sürükleyecek, neler tartışılıyor, meselesi değil. Aksi takdirde, burada biz bir ay daha tartışabilirdik. Komisyonda bu kadar kıyamet koparmaya gerek yoktu. Eğer gerçekten toplumun lehine bir şey yapıyorsak, eğer bu noktada biz ikna edebileceksek toplumu, niye bu kadar aceleye getiriyoruz, niye toplumda kutuplar yaratıyoruz?

Şimdi, bu ciddi anlamda bir sorun, buna AKP Hükûmetinin cevap vermesi gerekir. Yani 4+4+4 meselesini gerçekten daha güçlü tartışsaydık, muhalefet olarak belki biz de önerilerimizi sunsaydık, yine sayısal çoğunluğunuz var, beğenmediniz, yine el kaldırıp indirip bu yasa tasarısını çıkarabilirdiniz ama bu defa toplumda tartıştırmış olurdunuz, halkta tartıştırmış olurdunuz. Hâlâ içeriği tartışılmış değil sayın milletvekilleri, hâlâ bu yasa ne getiriyor ne götürüyor tartışması yok.

Şimdi kamu emekçilerinin yanından geliyoruz, "Bu yasanın içeriğini tartışamadık." diyorlar, yani "Biz bu hengâmede buna ilişkin görüşlerimizi, önerilerimizi sunamadık." diyorlar. Şimdi, bu Komisyon bütün eğitim emekçilerini çağırsaydı, bu konunun taraflarını çağırsaydı, siyasi partileri dinleseydi, burada daha iyi bir sonuç ortaya çıkarmaz mıydık? Şimdi bunun cevabını veremeden, burada yapılan yasa tasarısı meşru değildir halkın gözünde, AKP Hükûmetinin zoruyla yapılmıştır. Sayısal çoğunluğunu kullanıyor; güvenlik üzerindeki, emniyet üzerindeki gücünü kullanarak sokaktaki sesi kesmeye çalışıyor.

Buradan bir şey çıkmaz, demokrasi çıkmaz, insan hakları çıkmaz, özgürlükler çıkmaz ama biz burada konuşsaydık keşke eğitim sorunlarımızı. Yani bu yasa tasarısından önce, ilkokul, ortaokul, liseyi ayrı ayrı bağımsız kurmaktan önce, burada yaşadığımız sorunlar ne, altyapısı var mı yok mu, bunun bütçesi nasıl olacak, bugün eğitimde yaşadığımız sorunları nasıl çözeceğiz? Sadece iktidarın sorunu değil ki eğitim sorunu, aynı zamanda bizim de sorunumuz. Niye buna izin vermiyorsunuz?

"Ben yaptım oldu." yaklaşımı kabul edilebilir bir yaklaşım değil sayın milletvekilleri. Ne yapıyoruz yani? Gerçekten samimiyseniz bu konuda, buradan çekersiniz bu kanun teklifini, bir tartışma süreci, bir ay sonra gelin birlikte tartışalım, iki ay sonra birlikte tartışalım. Niye bu kadar geriyorsunuz ortamı, anlayabilmiş değiliz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEBAHAT TUNCEL (Devamla) - Ben bir kez daha, buradan, bugün eğitim sistemimizi tartışmak isteyen, bu konuda görüş bildirmek isteyen, Ankara'ya gelmiş olan kamu emekçilerimize buradan selamlarımızı iletiyorum.

Hepinizi saygıyla selamlarım. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tuncel.