GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:10
Tarih:22.10.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) – Değerli milletvekilleri, konuyu böyle kişiler üzerinden, partilerin, A kişisi, B kişisi üzerinden tartışmanın hiç doğru olmadığını düşünüyoruz. Ülkemizde her yeri çeteler kapladı, yoksul mahallelerde Daltonlarmış, Casper’mış, Boyun çetesiymiş; her tarafta kol geziyorlar ve insanların yaşam hakkı üzerinde ciddi bir tehdit oluşturuyorlar. Bir de 5’li çete belası var başımızda; köylülerin toprağına, tarlasına el koyuyor maden yapacağım diye. Şimdi de yenidoğan çetesi çıktı. Peki, bunlar tesadüf müdür? Neden üst üste biz böyle çete haberleri alıyoruz? Keyfîliğin geldiği noktadır arkadaşlar bu yaşadığımız. Keyfîlik nerede başladı? Çok önce başladı ama ben şunu… En azından son zamanlarda, Anayasa’nın dahi takılmadığı, tanınmadığı bir ortamda keyfîliğin geldiği noktanın bu olması bizleri şaşırtmadı demek isterdim ama emin olun ki -özelleştirmelere karşı yıllardır mücadele veren biri olarak- bebeklerin göz göre göre ölüme terk edilmesi boyutuna biz bile çok şaşırdık, işin bu boyutu bizleri bile dehşete düşürdü. Bencilliğin, para hırsının, güçlü olanın, fırsatını bulanın istediğini yaptığı bir düzen kurdunuz; özelleştirmelerin geldiği boyutu aynı zamanda biz burada görüyoruz. Özelleştirmelerin geldiği boyutta eğitimde olanları konuşmuştuk, sağlıkta olanları görüyoruz. Yıllardır sağlık çalışanları, örgütleri “Sağlıkta Dönüşüm Programı ‘ölüm’ demektir.” dediler; insanların, vatandaşların müşteriye, hastanelerin ticarethaneye dönüştürüldüğü bir ortamda hiçbir şekilde yaşama hakkımızın olamayacağını bize uzun uzun anlattılar. Maalesef, şu an karşımızdaki sağlık sisteminin tamamen çürümüş olduğunu görüyoruz. Bizim çözüm önerimiz çok nettir: Halkın eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti almaya sonuna kadar hakkı vardır. Biz, aynı zamanda sağlık çalışanları ile vatandaşların karşı karşıya getirilmesine de dikkat çekmek istiyoruz. Sağlık çalışanları çok ağır koşullarda, güvencesiz koşullarda çalışmaya mahkûm edilmişken böyle bir durumda tekrar vatandaş ile sağlık çalışanlarının karşı karşıya getirilmesi son derece yanlıştır. İktidar, bu sürecin sorumluluğunu sadece bir çeteye, birkaç isme daraltarak sorumluluğundan kurtulamaz; göz göre göre Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla, göz göre göre keyfî uygulamalarla ve “Ben yaptım, oldu.”cu anlayışla memleketi, ülkeyi bu hâle getirdiniz çünkü kendi yaptığınız keyfîliklerin, yağmanın önünü örtmek için tabandaki yağmanın da yolsuzlukların da önünü açmanız gerekiyordu; tek mantığınız bunun üzerine kurulu. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun. KEZBAN KONUKÇU (Devamla) – Kamusal, eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve parasız sağlık hakkı için mücadele edeceğiz dedik. Bakın, ben size bir örnek vermek istiyorum: Belki çoğunuz bilmezsiniz ama biz çok iyi biliriz, tarihte zalim Dehak vardır. Zalim Dehak çocukların beynini yiyerek hayatta kalmaya çalışır çünkü hasta olduğu söylenir, ancak çocukların beynini yediğinde hayatta kalabileceği söylenir; o da hayatta kalabilmek için çocukları tek tek öldürtür ve beyinlerini yer. Onun karşısında da bir Demirci Kawa vardır. Demirci Kawa da bu zalimlik karşısında direnir ve halkın özgürlüğünü sağlar. Demirci Kawalar bitmedi, ancak siz, bu zalim Dehak’tan daha da zalimsiniz arkadaşlar. Çünkü bu Dehak hayatta kalabilmek için çocukları öldürüyordu, bu çete ve onu destekleyenler ise sadece kâr için, lüks içinde yaşayabilmek için böyle bir çete kurmuşlar. Gerçekten yazıklar olsun diyorum ben de! (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)