GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE MERSİN MİLLETVEKİLİ ALİ RIZA ÖZTÜRK'ÜN; AVUKATLIK KANUNU İLE HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ, SİVAS MİLLETVEKİLİ HİLMİ BİLGİN VE ÇANKIRI MİLLETVEKİLİ İDRİS ŞAHİN İLE 8 MİLLETVEKİLİNİN; 1136 SAYILI AVUKATLIK KANUNU, HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU VE 3568 SAYILI SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ, ERZURUM MİLLETVEKİLİ OKTAY ÖZTÜRK'ÜN; HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU İLE AVUKATLIK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ SS444
Yasama Yılı:3
Birleşim:93
Tarih:17.04.2013

MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 444 sıra sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı'nın ikinci bölümü hakkında şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Değerli heyetinizi ve aziz milletimi saygılarımla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce 8'inci Cumhurbaşkanımız rahmetli Turgut Özal'ı 20'nci ölüm yıl dönümünde rahmetle anıyor, Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.

Değerli milletvekilleri, tasarıyla birçok konuda yeni düzenlemeler getirilmektedir. Bunlardan birincisi: Davanın esastan reddi veya kabulü hâlinde, bozmaya uyulmasına rağmen, önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yerel mahkeme kararının yeniden bozulması hâlinde temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılmasıdır. Bu, gerçekten önemli bir düzenlemedir. Hak kutsaldır, yüzde 1 bile olsa hak kaybına sebebiyet verecek bir duruma tahammül etmek mümkün değildir. Yargılama yaparken Yargıtay dairesi tarafından herhangi bir şekilde hak kaybına sebep olacak ve yukarıda belirttiğimiz bir durumun ortaya çıkması hâlinde verilen kararın Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi ve oluşabilecek hak kayıplarının, hataların aynı zamanda, ortadan kaldırılması bu şekilde sağlanmış olacaktır.

Burada endişe duyulan bir husus usuli müktesep hak ile maddi hukukun araştırılması noktasında odaklanmaktadır. Önemli olan, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır yani usul önemlidir hukukta ama maddi gerçek hukukta usule tercih edilmemelidir, birinci öncelik maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olmalıdır.

Yine tasarıyla, avukatların ve serbest muhasebeci, mali müşavirler ve yeminli mali müşavirlerin Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre mesken olarak görünen yerlerde büro açabilmesine imkân sağlanmıştır. Bilindiği gibi 6111 sayılı Yasa'yla, geçici maddeyle bu husus düzenlenmiş ama bunun süresi dolduğu için meslektaşlarımızdan ve muhasebecilerden bu hususta bir talep gelmiş, bu talep bu şekliyle karşılanmış ve sorun giderilmiş olmaktadır.

Aynı yargı çevresinde birden fazla idare ve vergi mahkemesinin faaliyet gösterdiği durumlarda özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde uzmanlaşmanın sağlanması amacıyla, işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak mahkemeler arasındaki iş bölümünün Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yapılmasına ilişkin düzenleme getirilmektedir. Bu durum, biraz önceki hatiplerin söylediği gibi Anayasa'nın 2 ve 38'inci maddesine ve tabii hâkim kuralına aykırı değildir; zira bunlar, Anayasa'ya göre kurulmuş olan idare ve vergi mahkemeleri arasındaki iş bölümünü düzenlemektedir. Kaldı ki Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, bu düzenlemeyle yeni mahkemeler kurmamaktadır, sadece işin niteliği, yoğunluğu ve uzmanlık gerektirecek durumlardaki karışıklığı ortadan kaldırmak için böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olmuştur. Kanaatimizce yerinde bir düzenlemedir.

Birinci sınıf hâkim ve savcıların çalışmalarının değerlendirilmesinde alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin uygulamasına ilişkin çalışmaları da değerlendirmede ölçüt olarak getirilmektedir. Bu durum da daha Meclisten birkaç ay önce çıkarmış olduğumuz Arabuluculuk Kanunu'na uygun, paralel bir düzenlemedir. Arabuluculuk Kanunu'nda hangi hususların ara buluculuğa konu olabileceği açıkça belirtilmişti. Burada kamu düzenine aykırı olmayan ve yine tarafların serbestçe üzerinde karar alabilecekleri hususlarda ara buluculuğa gidebilecektir. Önemli olan mahkemelerinin yükünün azaltılması olduğuna göre bu şekilde dava mahkemeye intikal etmeden önlenmiş olması önemli bir yaklaşım şeklidir.

Yine Türk Ceza Kanunu'nun 263'üncü maddesinin kaldırılmasına ilişkin, benden önceki konuşmacı zaten ayrıntılı bir şekilde izah etti, bunda endişelenecek ya da korkacak bir durum söz konusu değildir. Bu özel eğitim kanunlarıyla 3'üncü ve 7'nci maddesinde çok ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Bu, cezanın kaldırılacağı, yarın hemen yasaya aykırı onlarca özel eğitim kurumu açılacağı anlamına kesinlikle gelmez.

Yapılan düzenlemelerin yerinde ve vatandaşımızın ihtiyaçlarına uygun olduğunu düşünüyor, yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)