GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 10 Kasımda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü andıklarına, Atatürk Müze Köşkü'nün açılışına, Anıtkabir'de yapılan siyasi tezahüratlara, Doğu Türkistan Cumhuriyet Günü'ne, İzmir'in Selçuk ilçesinde 5 çocuğun hayatını kaybetmesine, Düzce depreminin yıl dönümüne, Adana'da geçici işçilerin bulunduğu çadırlara ve etki ajanlığı düzenlemesine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:17
Tarih:12.11.2024

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, geçtiğimiz pazar günü 10 Kasımdı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü andık. Ona olan sevginin her geçen gün arttığına şahit oluyoruz, ki bir rekor kırılmış, 1 milyon 92 bin kişi geçtiğimiz pazar günü Anıtkabir'i ziyaret etmiş.

Tabii, 10 Kasımda bizi kısmen mutlu eden başka hadiseler de yaşandı. Sayın Cumhurbaşkanı, Atatürk Müze Köşkü'nün açılışını gerçekleştirdi ve genel olarak Atatürk'e olan sevgiyi ve saygıyı yansıttı, hatta Kabine toplantısını da -bildiğiniz gibi- Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirdi. Bunlar tabii ki olumludur ama geç kalınmıştır, yine de biz Türk milletinin AK PARTİ'ye Atatürk sevgisini öğretmiş olmasından büyük mutluluk duyuyoruz.

Yalnız, tabii, öğrenilmesi gereken başka bir husus daha var -ben bunu daha önce de burada gündeme getirdim ve AK PARTİ'li milletvekillerine çağrı yaptım- bir kabirde siyasi tezahürat olmaz, hele hele Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün ebedî istirahatgâhında hiç ama hiç olmaz, yakışmaz. Anıtkabir her önemli günde kendilerine yer ayrılan birileri tarafından sanki bir futbol statyumundaymışçasına yapılan siyasi tezahüratlara sahne oluyor. Bu saygısızlığı engellemek sizin üzerinize düşen bir vazife, hesabını sormak da bizim üzerimize düşen bir sorumluluktur diyoruz.

Bugün 12 Kasım, Doğu Türkistanlı soydaşlarımız için önemli bir gün; Doğu Türkistan Cumhuriyet Günü, esaret altında bulunan soydaşlarımızın günü. Doğu Türkistanlılar bütün bir Türkistan coğrafyasına mağdur ama gururlu tavırlarıyla hep örnek oldular. Çin esareti altında insanlık dışı her türlü muameleye maruz kalan, 21'inci yüzyılda toplama kampları gibi bir vahşetin ortasında hayatta kalmaya çalışan soydaşlarımızın sesini daha gür çıkarmamız gerektiğini biz her fırsatta ifade ediyoruz.

Bir başka husus, Doğu Türkistanlıları aşırı, radikal ya da dış bağlantılı olarak yaftalayan zihniyeti de buradan bir kez daha kınıyoruz. Daha önce de ifade etmiştik; Çin, aslında Türkiye'de görüldüğünden, sanıldığından çok daha güçlü ve bir kısım medyayı, bazı sözde gazetecileri ve maalesef bazı siyasetçileri de avcunun içine alınmış durumda. Bu sebeple, Doğu Türkistan'ın haklı mücadelesinde biz İYİ Parti olarak daima onların yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.

Benden önce de milletvekili arkadaşlarım değindiler. Evet, İzmir'in Selçuk ilçesindeki yangın hepimizin vicdanını mahvetti, yaraladı. Maalesef bu yangında yaşları 1 ile 5 arasında olan 5 çocuğumuzu kaybettik. Anneleri hurda toplamaya gitmiş, kapıyı da kilitlemek durumunda kalıyor; 2024'ün Türkiyesinde yaşanıyor bunlar, bunlar sizin iktidarınızda yaşanıyor. Bu kaybettiğimiz çocukların canından sorumlusunuz. Saç kurutma makinesiyle çocuklarını ısıtmak zorunda kaldığı için intihar eden Emine Akçay'dan da siz sorumlusunuz, Bakanınızın cebine sıkıştırmaya çalıştığı parayı "Ben dilenci değilim." diye reddeden kanser hastası Dilek Özçelik'ten de siz sorumlusunuz, atanamadığı için intihar eden, cebinden 6 lira çıkan öğretmen İbrahim Yeşilbağ'dan da siz sorumlusunuz; ezcümle, Fırat'ın kenarında kaybolan koyundan siz sorumlusunuz.

Bugün 12 Kasım, Düzce depreminin yıl dönümü. Bu ülke bir buçuk yıl önce de çok büyük bir deprem faciası yaşadı. Deprem ülkesi olmamıza rağmen hâlâ hiçbir şey olmamış gibi devam ediyorsunuz. 17 Ağustosu yaşadık, 12 Kasımı yaşadık, 6 Şubatı yaşadık; maalesef aldığımız ders sıfır.

Ben hem İzmir'de hayatını kaybeden çocuklarımızı hem de 12 Kasım 1999 Düzce depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı bir kez daha anıyorum.

Bakın, bir başka konu, gene benzer hadiseler, geçtiğimiz cumartesi günü bizim 3 milletvekilimiz; Ayyüce Türkeş Taş, Ahmet Eşref Fakıbaba ve Burhanettin Kocamaz Adana'da geçici işçilerin bulunduğu çadırı ziyaret ettiler ve bu ziyaretlerinde bir gerçekle karşılaştılar. Son beş yılda ki genelde bu çadırlar Devlet Su İşlerinin kanallarının arasındaki alanlara kuruluyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kavuncu.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Son beş yılda bu kanallarda 253 vatandaşımız boğularak hayatını kaybetmiş ve son bir yılda da 2 çocuğumuz, bu çadırlarda yaşayan 2 çocuğumuz bu kanallarda boğulmuş. Yıllardır devletten sadece bir tel istiyorlar yani bu çadırlarda yaşayan insanların bu kanallarda boğulmaması, bu çocukların hayatını kaybetmemesi için dikenli tel talep ediyorlar. Bir dikenli teli tedarik etmekten bile aciz bir iktidarla karşı karşıyayız.

Şimdi, tabii, bu konuya yarın gireceğiz, öyle gözüküyor; etki ajanlığı konusu. Ben uzun uzun anlatmayacağım, yarın vaktimiz olacak fakat bu, bakın, altını çizerek söylüyorum, bu rejimin kırılma noktasıdır, çok önemli bir konudur. Bugün burada biz milletvekili olarak konuşuyoruz ama yarın, bu kanunun çıkmasıyla hepimiz, bırakın normal vatandaşı, vekilliğimiz bittikten sonra bizler de burada yapmış olduğumuz konuşmalardan dahi bu maddeye dayanılarak suçlanabiliriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kavuncu.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Gürcistan'la alakası yok deniliyor; bilmiyorum, bir metin verildi bize bakacağız ona ama ben inceledim yani Gürcistan'taki etki ajanlığı kanunu bu kanundan bile daha hafif. Niye biliyor musunuz? Detay verilmiş. Mesela deniliyor ki: "Yabancı fonlardan, işte, şu kadar yüzde, imkân sağlayanlar için uygulanacak." gibi bayağı bir detaylandırma yapılmış fakat bu kanun teklifinde böyle bir durum yok. Bu, Türkiye'yi konuşmayan, susan, konuşanın cezalandırıldığı bir ülke hâline getirecek. Neden çıktığını, neden böyle bir kanun teklifinin geldiğini kimse anlamadı. Casuslukla ilgili kanun var, bununla ilgili zaten uygulama yapılıyor. Neden buna ihtiyaç duydunuz? Neden böyle bir ihtiyaç hissedildi, bunu gerçekten merak ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kavuncu

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - İYİ Parti Grubu olarak bu kanunun bu hâliyle çıkmaması için biz var gücümüzle, elimizden geldiği kadar mücadele edeceğiz diyorum.

Yüce Meclise saygılar sunuyorum.