GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:17
Tarih:12.11.2024

İYİ PARTİ GRUBU ADINA HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir kişinin suçlu olduğuna ancak mahkeme karar verebilir. Masumiyet karinesi hukukun sadece bir kuralı değil, temel bir insan hakkıdır. Dolayısıyla hiçbir kişi, hiçbir kurum suçlu olduğu ispatlanmadan görevden alınamaz. Ancak kayyum atamaları ülkemizde keyfî ve siyasi çıkarlarla yapılmaktadır. Kayyum atamalarını savunurken terörle ilişkilendirilen yerel yöneticiler konusunda açık ve net olmak gerekir. Terörle mücadele devletin en temel görevlerinden biridir ancak bu mücadelenin sınırları hukukun öngördüğü çerçevede olmalıdır. Eğer bir belediye başkanı ya da bir yerel yöneticinin terör örgütleriyle bağlantılı olduğuna dair somut bir delil bulunuyorsa o kişi seçilmeden önce gereken yasal işlemler yapılır. Seçilmiş bir belediye başkanının terörle bağlantısı ortaya çıkarsa derhâl yargı süreci başlatılır ve suçlu bulunursa cezası verilir. Hadi tersten başlayıp suçluluğu mahkeme kararıyla belirlenmeden, yargı süreci sonuçlanmadan görevden aldınız, o zaman yerine vekâlet edecek kişiyi yine halkın oyuyla seçilen belediye meclis üyelerinin seçmesi gerekmektedir. 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle değişiklik yapmadan önce 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 45'inci maddesine göre belediye başkanlığının boşalması, görevden uzaklaştırılması, tutuklanması veya seçim dönemini aşacak biçimde kamu hizmetinden yasaklanma cezasının verilmiş olması durumunda, vali tarafından on gün içinde toplanan belediye meclisi tarafından ve belediye meclis üyeleri arasından bir başkan belirleniyordu ancak 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle belediye meclisi yok sayılarak başkan vekili atamaya İçişleri Bakanlığı ve valilik yetkili kılındı. Terör faaliyetleri nedeniyle görevden alınan belediye başkanlarının yerine seçim yapılamayacak olmasının yasal boşluk ve belirsizlik yaratması keyfî uygulamalara yol açmaktadır. Anayasa'mızın 127'nci maddesi yerel yönetimlerin halk iradesine dayalı olarak yönetilmesini öngörmekte ve bu yönetimlerin özerkliğini güvence altına almaktadır. Ancak kayyum atamaları, halkın seçtiği yerel yöneticilerin görevden alınarak yerine merkezî idare tarafından atanan kişilerin görevlendirilmesi bu özerklik ilkesine açıkça aykırıdır.

İYİ Parti olarak biz terörle mücadeleyi elbette çok önemsiyoruz ancak hukukun üstünlüğüne dayalı bir çözümü savunuyoruz. Bunun dışında, hukuki dayanağı olmayan kayyum atamaları kabul edilemez.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)