Konu: | 164 sıra sayılı Kanun Teklifi’ne, asgari ücrete, dün verdikleri Meclis araştırması önergesine, ekonomik krize, illegal bahse ve aile hekimleriyle ilgili yeni yönetmeliğe ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 18 |
Tarih: | 13.11.2024 |
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, memnuniyetimi ifade etmek istiyorum. Etki ajanlığıyla ilgili gelmiş olan teklif geri çekildi. Hani burada şöyle bir yarışa da ben girmeyeceğim çünkü biz muhalefet olarak hep şunu söylüyoruz, diyoruz ki: Bizi duyun; bizim yapmış olduğumuz ikazlara, uyarılara kulak verin. Buna da kulak verilmiş olması memnuniyet... İşte "Nasıl çektirildi?" "Ben çektirdim." "Sen çektirdin." gibi bir polemik içerisine de girilmesini yakışıksız buluyorum. Onun için, alınmış olan bu kararla ilgili memnuniyetimizi de ifade ediyorum. Evet, dünya değişti, casusluk sistemi ve mantığı da değişti; mevcut yasalar bu yeni nesil casusluğun kapsamına girmediğinden yetersiz de kalıyor olabilir. Ya, bununla alakalı kurulacak ortak bir komisyonda bizler de katkı vermeye hazırız, duyulmuş olmasından da işitilmiş olmaktan da memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Bir diğer değinmek istediğim konu, bu önümüzdeki dönem yapılacak olan zamlarla alakalı. Asgari ücretle ilgili ciddi bir beklenti var, bununla ilgili -bakın, bugün Genel Başkanımız da dile getirdi- bir simülasyondan bahsedeceğim size. Hedeflenen enflasyon oranı üzerinden maaş zammı yapılması konuşuluyor. Şayet bundan önce hedeflenen enflasyon üzerinden bir maaş zammı yapılmış olsaydı bugün asgari ücret kaç para olacaktı? 2006 itibarıyla eğer bu yöntem benimsenmiş olsaydı bugün şu anda biz asgari ücret olarak 1.875 lira ücret ödüyor olacaktık yani hedeflenen enflasyon üzerinden verilecek bir artışın nelere mal olduğunu anlatmak için çok kıymetli buluyorum bu simülasyonu. Eğer 2019 yılından itibaren hedeflenen enflasyon üzerinden siz asgari ücrete zam yapmış olsaydınız bugün asgari ücretliye ancak 4.179 lira verecektiniz. Şimdi, önümüzdeki dönem verilecek olan zam eğer hedeflenen enflasyon üzerinden olursa iki yıl sonra, üç yıl sonra asgari ücretlimizin cebine girecek para, bakın, burada vermiş olduğum örnekteki gibi olacak. Dolayısıyla hedeflenen enflasyon konusunda zaten ciddi bir tutarsızlık var, verilmiş olan hedef enflasyon rakamlarında bizim ülkemizdeki kadar değişiklik yapan başka bir ülkeyi ben hatırlamıyorum; her seferinde revize ediliyor. Dolayısıyla sağlıksız olduğunu Hükûmetin kendisi zaten yapmış olduğu değişikliklerle itiraf ediyor. Bununla ilgili de biz bugün Genel Başkanımızın grup konuşmasında 28 bin lira olarak da asgari ücret beklentimizi açıkladık, gerçekleşmiş olan, hedeflenen değil; temmuz ayında tekrar göz önüne alınması ve tekrar değerlendirilmesi kaydıyla bu rakamın da dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Sanal bahis siteleriyle ilgili dün bir araştırma önergesi verdik. Benden önce de bu konuya değinen milletvekillerimiz oldu, konunun ne kadar önemli olduğunun göstergesi. Bir AKP klasiği diyeceğim, verilmiş olan önerge reddedildi. Bunu hep vurguladık, yine vurguluyoruz; ekonomik kriz sadece ekonomik kriz olarak gelmez.
Bakın, dün İzmir'deki yangınla ilgili burada bir tartışma yaşandı. Biz hiç bir zaman şu iddiada bulunmuyoruz; ölen her insan için bütün milletvekillerinin burada vicdanı sızlıyor, canı yanıyor, üzülüyor ama dikkat çekmek istediğimiz nokta şu: Münferit olarak bu olaylara müdahale edilmiş olabilir, yeterli müdahaleler de yapılmış olabilir ama genel bir problemi var bu ülkenin. Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu, alım gücünün bu kadar düşük olduğu, yaşamla ilgili belirlenmiş olan rakamların gelirin çok altında kaldığı bir ortamda insanlar çaresizlikten dolayı bu tür olayları yaşıyorlar; bu, genel bir problemdir, iktidarın bu konudaki karnesi zayıftır. Türkiye'nin ekonomik krizi birçok sosyal ve kültürel krize şimdiden yol açmış durumda. Atanamadığı için intihar eden öğretmenler var, kendi çocuğuna ekmek götüremediği için intihar eden babalar var. Yani bunları münferit birer olay olarak görürsek tabii ki her zaman altından kalkıp savunma mekanizması çalıştırabiliriz ama Türkiye'nin bu anlamda çok ciddi bir ekonomik buhran yaşadığını itiraf etmek, kabullenmek gerekiyor. Bunu kabullenmediğiniz zaman hiçbir konuyu da çözemezsiniz.
Sanal bahis siteleriyle ilgili konu da gene bu ekonomik buhranın yarattığı ahlaki çöküntünün bir neticesidir. İllegal kumar illeti bu krizleri derinleştiren tuzakların başında geliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bitireceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kavuncu.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bakın, hızlı ve kolay yoldan para kazanma dürtüsü maalesef bu krizin en büyük sonucu. Ya, eskiden çocuklarımız -ne bileyim- sanatçıları, işte, film artistlerini, sporcuları, bunları idol olarak kendine kabul ederdi. Şimdi, girin sosyal medyaya, kolay yoldan para kazanmış karakterler gençlere âdeta birer rol model olarak dayatılıyor. Devlet televizyonu futbol maçlarında bahis şirketlerinin reklamlarını veriyor ve biz bu illetin her geçen gün büyüdüğünü görüyoruz. Güya kumar yasak; bakın, ben şimdi şu cep telefonunu alırım, bu yüce Meclis çatısı altında açarım, girerim ve buradan rahatlıkla kumar oynayabilecek durumdayım; bu hâle gelmiş durumda ülke. Yani yasaklamanız, gazinoları kapatmış olmanız hiçbir şeyi engellemedi, çok daha büyük bir sosyal problemle karşı karşıyayız. Bu ekosistem, bu toplumsal yaşam vasatlaşma ve lümpenleşme yolunda hızla ilerliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kavuncu.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - O yüzden, illegal bahis sorunu çok kapsamlı ve topyekûn bir millî güvenlik meselesi olarak değerlendirilmeli ve -en başta, az önce de vurguladım- ekonominin ve enflasyon sorununun düzeltilmesiyle ancak çözülebilecek bir mesele.
Son olarak değinmek istediğim bir başka konu da aile hekimliğiyle alakalı. Bir yönetmelik hazırlanmış arkadaşlar -ben aslında onu bir tablo hâline getirip gösterecektim- orada hekimlere alacakları maaşla ilgili bir formül gösterilmiş. Ya, bırakın hekimleri, matematikçilere sordum, kimse formülü anlayamıyor; öyle bir formül ki işin içinden çıkabilmeniz mümkün değil. Amaç nedir, niyet nedir, kimse anlamış durumda değil; hekimler önlerine konulmuş bu hesap yönteminin nasıl olduğunu anlayabilmiş durumda değil. Halkı tebaa olarak gören Hükûmet artık her alana öyle yaklaşmaya başladı ve maalesef bu bir yönetim tarzı hâline geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Son cümle, selamlayıp kapatıyorum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kavuncu.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bakın, aynı şeyi biz Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da da gördük. Ya, öyle bir madde getirildi ki "Trendyol kanunu" dendi buna, gene kimse işi anlayamadı. Yani, öyle bir kanun yap ki kimse anlamasın, anlaşılmayacak bu kanunla ilgili de "Biz bunu rahatlıkla Meclisten geçirelim." gibi bir anlayış. Maalesef hekimlerimiz ayrılıyor ülkeden yani TÜİK'e biz daha önce çağrı da yaptık: "Ülkeden ayrılan hekimlerle ilgili bir istatistik tutun, bir de ithal ettiğiniz hekimlerle ilgili aylık istatistik yayınlayın." diye. Bütün bu politikaların geldiği nokta budur. Umarım bu yanlıştan dönülür diyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.