GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:18
Tarih:13.11.2024

CHP GRUBU ADINA SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yirmi iki sene önceye gideceğim. 2002 yılı, AK PARTİ iktidara geldi. O zamanlar -bizim gibi eski siyasetçiler bilir- 3Y konuşuluyordu; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar, "Kaldıracağız." deniyordu.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Allah'a şükür, kalktı.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Ben de Nazilli İlçe Başkanıyım, Aydın Nazilli'de siyaset yapıyorum Sevgili Hüseyin gibi, biz devamlı bu 3Y'yi eleştiriyorduk. Geldiğimiz noktaya bakıyorum, şimdi 3Y: Birinci "Y" neydi? "Yolsuzluk"tu. Ya, bu yolsuzluk konusunda bir araştırma yapayım dedim, danışmanlarıma söyledim "Nedir bu?" diye. Uluslararası Şeffaflık Örgütü 2023 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi'ne baktık, 180 ülke arasında 115'inci sırada. Yahu arkadaşlar, yolsuzlukla ilgili şu anda hakkında soruşturma yapılıp da kovuşturma yapılan, dava açılan kamu görevlileri var mı? Yok. Gören var mı? Yok. Demek ki bu konuda kovuşturma yapılmadığına göre, soruşturma yapılmadığına göre Türkiye'miz yolsuzluk konusunda her şekilde tertemiz(!) Nerede?

İkincisi, yoksulluk... Yoksulluk konusunda bir şey söylememe gerek yok. Derin yoksulluk konusunda elimizde TÜİK'in rakamları var. Allah rahmet eylesin, mekânları cennet olsun, İzmir'deki 5 tane bebemizin derin yoksulluk içerisinde, sosyal devlet dışında yapılan çalışmalarda vefatını öğrendik ve bugün de defnettik. Nereden nereye(!)

Bakın, size bir veri daha vereyim, bu veri de çok önemli: Ailesinin yanında ihtiyaçları karşılanmayan, en alt düzeyde yaşamlarını idare eden çocuklar sayısında 2023 rakamları kaç biliyor musunuz? 163 bin. 2024 rakamları kaç? 190 bin. 2025 rakamları ise 210 bin çocuğa, ailesi tarafından ihtiyaçları karşılanmayan çocuklara Aile Bakanlığı destek verecek. Hadi, bunu da geçtim, buna da "hayır" diyorsanız TÜİK rakamları bunlar, Aile Bakanlığı rakamları; 2018'de "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" denilen bu sistemle 3 milyon 494 bin haneye sosyal yardım yapılırken 2022'de 4 milyon 420 bin haneye yapılmış. Şu anda, 2023 rakamlarına göre 4 milyon 990 bin yani 5 milyon haneye, her 5 haneden 1'ine sosyal yardım yapılıyor. İşte, yoksulluk da bu.

Yolsuzluk bu, yoksulluk bu; ne kaldı? Yasaklar kaldı. Yasaklara da girdiğimiz zaman şöyle bir bakıyoruz, ilk başlarda. 2002'den sonra Avrupa Birliği, Venedik Kriterleri, ondan sonra Avrupa Konseyi kuralları, onlarla ilgili birtakım çıkışlar ve gündüz vakti de havai fişek atmalar... Sonra geldiğimiz noktaya bakıyoruz, geldiğimiz nokta şu: 27'nci Dönem ile 28'inci Dönem arasında 9 tane yargı paketi geldi arkadaşlar. 9 tane yargı paketiyle birlikte neler geldi başka? 18 Ekim 2022'de "Dezenformasyon Yasası" denilen basına sansür yasası geldi. Dezenformasyon Yasası'yla birlikte basın kendi kendini sansür etmeye başladı. Bu da yetmedi, arkasından ne geldi? Seferberlik. 2024 Mayıs ayında Seferberlik Yönetmeliği ilan edildi. Neydi bu Seferberlik Yönetmeliği? Güya -parlamenter sistemde 1984'teki yönetmelik- Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine göre düzenleme yapılıyormuş. Yok arkadaşlar, yok. Ne yok? KHK'den kenara atılıp da işsiz, aşsız bırakılan, "Ekmek size haram olsun." denilen ve Türkiye Cumhuriyeti için tehlikeli sayılan insanları bu yönetmelikle asker alma durumunda askere çağırma yetkisini Cumhurbaşkanına verdiniz. Bu da yetmedi, arkasından 8'inci yargı paketinde ne geldi? 8'inci yargı paketinde, herkesi terörist olarak adlandırabilecek, muhalif yapılara bir suçlama yapabilecek olan örgüt üyesi olmadan örgüt adına eylem yapma maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği, kaldırıldığı hâlde onu yeniden getirdiniz. Yetmedi, mayıs ayında çıkardınız, geldiniz, bu "etki ajanı" denilen casusluk suçunu icat ettiniz. Sızdırdınız 8'inci yargı paketinde, ondan sonra 9'uncu yargı paketinde geri çektiniz. Sonra bir baktık ki Noterlik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Teklifi'nin içine "tık" diye koydunuz. Ondan önce de bir madde koydunuz. Başsavcı vekillerinin kıdeme göre değil, birinci sınıfa ayrılma niteliği bulunan hâkim ve savcıların sekiz yıllık kıdemine göre BAM'lara başsavcı vekili olarak atanmasını getirdiniz. Ya, arkadaşlar, siz güvenlikçi politikalar içerisindesiniz. Siz burada demokrasi, özgürlükler ve hukuk devletinin inşasında bir çalışma yapmıyorsunuz.

Bu da yetmedi. Geçen hafta İçişleri Komisyonuna gelen ne vardı? Bir yasa teklifi vardı. Bu 46 maddelik yasa teklifinde ne vardı? 1, 2, 3'üncü maddeler; kaymakamları sosyologlardan seçtirdiniz 703 no.lu KHK'nin geri dönüşüyle birlikte. Ve 3'üncü madde vardı. Mülkiye müfettişlerine verdiğiniz yetkiyle CMK'nin 137'nci maddesini bir kenara ittiniz, savcının talebiyle mahkeme hâkiminin koyduğu el koyma kararını siz mülkiye müfettişlerine verdiniz. Mülkiye müfettişleri yapmış oldukları teftişlerde gidecekler, el koyma kararını mahkeme kararı olmadan koyacaklar.

Yetmedi, mülkiye müfettişlerine kamu yararına ilişkin çalışmalar yapan derneklere ve derneklerin bilgi, belge ve evraklarına el koyma yetkisi verdiniz. 3'üncü madde... Güvenlikçi maddeler.

Bu da yetmedi, 31'inci maddeyi getirdiniz, İçişleri Komisyonundan geçen madde; yurt dışındaki derneklere mali destek maddesi getirdiniz. Hangi dernekler bunlar, hangi vakıflar bunlar? Aynı şeyleri mi yaşayacağız 15 Temmuz darbesinde olduğu gibi? Hangi derneklere, vakıflara destek vereceksiniz, mali destek vereceksiniz?

Bu da yetmedi. Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği 40'ıncı madde; bekçilerin arama yetkisi, kabahatleri önleme yetkisi ve tedbirleri koyma yetkisi. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçelerini bir kenara ittiniz, onlara yine yetki verdiniz.

Ya, arkadaşlar, 27'nci Dönem, 28'inci Dönem... Güvenlikçi politikanız devam ediyor. Ondan sonra diyorsunuz ki: "Demokrasi, hukuk devleti, yargı strateji belgesi, İnsan Hakları Eylem Planı." Nerede İnsan Hakları Eylem Planı? Hani 2024'ün İnsan Hakları Eylem Planı'nı siz ekim ayı sonunda açıklayacaktınız? Açıklamaya yüzünüz tutmadı. (CHP sıralarından alkışlar) Neden tutmadı? Bakıyorum şimdi, yine söylüyorum. Sayın Erdoğan'ın, Sayın Cumhurbaşkanının seçim vaatlerine geliyorum. 2023'te ne diyordu? "Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının fiilen kullanımının güçlendirilmesine yönelik kolluk görevlilerinin meslek içi insan hakları eğitimi geliştirilecek."

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Yalan!

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Evet, geliştirdiniz, geliştirdiniz(!) Esenyurt'ta kayyum atadınız, orada milletvekillerimiz, grup başkan vekillerimiz kendi ilçe binasına giremedi, belediyeye giremedi; Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nu uyguladınız. "Değişen toplumsal ihtiyaç, koşullar dikkate alınarak ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikteki mevzuat gözden geçirilecek, uygulamadan kaynaklanan eksiklikler giderilecek." Giderildi, ifade özgürlüğünde 2023'te AİHM'de açılan davalarda 1'inci ülke Türkiye. İfade özgürlüğü endekslerinde 149 ülke arasında 129'uncu durumdayız. Yetmedi, ne dediniz, ne yaptınız? Ondan sonra tutuklama... Ölçülü olacakmış tutuklama. Gözaltı... Ölçülü olacakmış.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Yalan!

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Geceleyin, sabahleyin hiç kimsenin evine baskın yapılamayacakmış. Siz, bir gün önce İstanbul Valisiyle törenlerde beraber olan Esenyurt Belediye Başkanımızın sabaha doğru evini bastınız -belediyenin kapılarını kırdınız- yataktan baskınla götürdünüz; işte Türkiye'yi getirdiğiniz nokta bu, hak ve özgürlüklerde getirilen nokta bu. Ne getirdiniz ama, neleri getirdiniz? Şunları getirdiniz: Türkiye'nin ilkleri var arkadaşlar, ilkleri; İnsan Hakları Mahkemesinde açılan her 100 davanın 35'i Türkiye davası.

Ve en önemlisi cezaevleri. Şimdi, cezaevleri istatistiklerine baktım. Ne oluyor Türkiye'de bu cezaevlerine? Hapishane istatistikleri burada, Bakanlığın istatistikleri. Şöyle bir bakıyorum, "404 tane ceza infaz kurumunun 285'ini biz açtık." diye övündünüz, "Cezaevini biz açtık." diye övündünüz.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Yazıklar olsun!

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Daha sonra ne yaptınız? 2023'te 16 yeni cezaevi, 2024'te 12 yeni cezaevi, 2025'te 6 cezaevi, 2026'da 2 cezaevi açmak için Adalet Bakanlığına bütçe aldınız. Memleketi yarı açık cezaevi hâline getirdiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İBRAHİM YURDUNUSEVEN (Afyonkarahisar) - Kapatılanları da söyle, 200 küsur tane de kapattık.

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Bülbül.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Yetmedi, çıktınız memlekette bir "tweet" atıp ifade özgürlüğünü kullanan, basında açıklamalarını yapan ve anayasal hak ve özgürlüklerini kullanmak isteyenlere cezaevi yolu gösterdiniz. Nerede? Can Atalay nerede? Bu memlekette milletvekili olmuş Can Atalay şu anda cezaevinde. Can Atalay'ı bile cezaevinden çıkarıp da buraya getirmediniz. Yargıtay 3. Ceza Dairesinin elinde Türkiye Büyük Millet Meclisini oyuncak hâline getirdiniz. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, hukuk herkese lazım, hepimize lazım. Hukuk yarın size de lazım olacak. Hukuk devletini inşa edeceğiz, demokrasi ve özgürlükleri Türkiye'ye getireceğiz, hep birlikte, birlikte yaşayacağız.

Sağ olun, varolun. (CHP sıralarından alkışlar)