Konu: | Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 20 |
Tarih: | 19.11.2024 |
CHP GRUBU ADINA SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Teklif ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin bazı maddelerine karşı Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına çıktım, görüşlerimi ortaya koyacağım.
Değerli arkadaşlar, Dahiliye Memurları Kanunu dediğimiz zaman ne anlıyoruz? Kaymakam, vali. Yani bakıyorum, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden sonra artık devletin valisi, kaymakamı yani hangi durumda devletin valisi ve kaymakamı? Yani şu anda, Cumhurbaşkanlığı sisteminde Cumhurbaşkanı parti başkanı. Artık öyle bir hâl aldı ki kaymakam ve valilerin -partinin etkin olduğu bir devlet yapısında- devletin valisi, kaymakamı mı yoksa parti kaymakamı, valisi mi olduğu konusunda şüphelerimiz var. Bakıyoruz kaymakamlara, talimatları nereden alıyorlar? Bakıyoruz valilere, talimatları nereden alıyorlar? İstanbul Valisi, Sayın İçişleri Bakanı Yerlikaya.
Şimdi, AKP'nin seçim vaatleri arasında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'yla ilgili, güvenlik memurlarının hizmet içi eğitimden geçmesi var. Ya, 2024 1 Mayısının 1 Mayıs meydanında, Taksim'de kutlanmasıyla ilgili Anayasa Mahkemesinin kararı var; açıkça, Anayasa 34, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na ilişkin, bir haktır, barışçıl bir haktır diyor. Bir bakıyoruz, İstanbul Valisi ve İçişleri Bakanı çıkmış, orada barışçıl bir toplantı yapılmasını; emekçilerin, işçilerin 1 Mayıs Emek Bayramı'nı kutlamasını engelliyorlar. Bakıyoruz vali, devletin valisi mi yoksa Anayasa'dan gücünü alıp da yetkilerini kullanan vali mi? Kaymakamlara bakıyoruz, kaymakamların da -parti işlerinden soyutlanmış bazı kaymakamları kenara koyuyorum- birçok sorunları var, açıklamaları var. Bundan sonra, bakıyoruz hâkim ve savcılara -Adalet Komisyonu grup sözcüsüyüm- geçen dönemlerde alınan hâkim ve savcılardan parti üyesi olan, partinin yönetim kadrolarında ve belediye meclis üyeliklerinde görev yapanlar hâkim, savcı olmuş, onların da partiyle bağlantısı var. Arkadaşlar, Cumhurbaşkanı hükûmet sistemi açıkça devleti parti devleti hâline getirmiştir. Cumhurbaşkanı hükûmet sistemiyle devletin valilerini, devletin kaymakamlarını, devletin mülki idare amirlerini aramak hayal olmuştur.
Yeni gelen düzenleme, Dahiliye Memurları Kanunu madde 3, madde 4; mülki idare müfettişleri... Yahu, arkadaşlar, bu yetkileri hâkimlerde de bulamazsınız, savcılarda da bulamazsınız. Ne demek bu kamuya yararlı derneklerin bilgi, belge ve birçok kaynağını isteme yetkisi? Ne demek ambar, depo ya da başka birçok yerel yönetimlerin yetkilerinde bulunan yerlere el koyulması, muhafaza altına alınması? Yani bu nedir? Açıkça, korku ikliminin ortaya koyduğu, güvenlik politikalarının ortaya koyduğu, devletin parti devleti olduğu bir açıklamadır. Bakıyoruz, kaymakamlar, mülki idare amiri olması gereken, hukuk ve kamu idaresinden gelmesi gereken kaymakamlar nereden geliyor? Sosyolog, psikolog ve mühendislerden gelebilecek. Yani söz mü verdiniz belirli yerlere, mülki idareden gelecek ya da kamu yönetiminden, hukuktan anlayan, eğitimden geçmişler gelmeyecek de? Yani her şey bir yere endeksli, parti devletine endeksli.
Bakıyoruz, bekçi; mahalle ve çarşı bekçilerinin alınmasıyla ilgili Anayasa Mahkemesinin iptal kararı var, kanunla düzenlenmesi gerekiyor. Bir bakıyorsunuz, onlara da mülakat getiriyorsunuz. Yani bekçi fiziki yeterlilik sınavına girecek, yazılı sınava girecek, bir de sözlü sınava girecek, mülakata girecek. Mülakat nereden çıktı? Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Bey söz vermişti, 2023 seçimlerinde mülakat kalkacaktı. Mahalle ve çarşı bekçilerine mi kaldınız devlette örgütlenme, kadrolaşma açısından? Yani mülakatı niçin getiriyorsunuz? Mülakat nedir? Nesnellikten uzak bir şeydir, subjektif bir olaydır. Neyini araştıracaksınız? Yine bu kanunda getirilen kaçıncı madde? 42'nci madde. Bu kanunda getirilen 43'üncü madde çarşı ve mahalle bekçileriyle ilgili.
Bir bakıyorsunuz, özgürlüklerle ilgili, 20'nci madde; insanın, kişinin kişisel dokunulmazlığı var. 20'nci maddede kişisel verilerin korunması var. Siz bekçilere elle arama yetkisi veriyorsunuz, bekçilere tedbir alma kararı yetkisi veriyorsunuz, kabahat suçlarını engelleme yetkisi veriyorsunuz. Ya, böyle bir şey olabilir mi? Çarşı bekçilerine, siz mahalle bekçilerine nasıl bir arama yetkisi verirsiniz? Nasıl kabahat suçlarını engelleme yetkisi ya da tedbir verirsiniz?
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - AYM neden geri gönderdi?
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Yani AYM'nin vermiş olduğu karar, Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karar açıkça belliyken nasıl böyle bir yetki verirsiniz? Yani hep güvenlikçi yasa teklifleri; kaymakam, vali, bekçi... Yani böyle şey olmaz.
Bakıyoruz, AKP'nin getirdiği kanun tekliflerinde her konuşmamızda, komisyonlarda olsun, Genel Kurulda olsun "Anayasa'ya aykırılık, Anayasa'ya aykırılık..." Yahu, arkadaşlar, bu Anayasa'yı okuya okuya; okuya okuya bir hâl olduk ama siz bu Anayasa'yı rafa kaldırdınız, Anayasa'ya aykırılıklarla siz bir hâl oldunuz.
Ya, Anayasa’nın 2'nci maddesi, Anayasa’nın 7'nci maddesi, 9'uncu maddesi, 10'uncu maddesi, Anayasa’nın 88'inci maddesi, 125, 128... Ya, okuyun şunları; kanunilik prensibini okuyun, yönetmelikle bu işlerin olmayacağını okuyun; Anayasa’nın 104'üncü maddesine aykırı tekliflerle, Cumhurbaşkanı kararnameleriyle hak ve özgürlükleri yapamayacağınızı okuyun; 13'üncü maddede hak ve özgürlüklerin sınırlanamayacağını okuyun. Biz mi okutacağız sizleri? Hukuk fakültesi 1'inci sınıftan mı başlayacağız okutmaya? (CHP sıralarından alkışlar) Böyle bir kanun tekniği mi olur?
Değerli arkadaşlar, bir de dernekler var. Hiç unutmam, 2022 yılında derneklerle ilgili Adalet Komisyonuna kanun teklifleri gelmişti yani dernekler konusunda da çok uzmanlar arkadaşlar. Yurt dışında bulunan dernekler, kurulan dernekler yaptıkları faaliyetlerde teknik, mali ve idari yardım alacaklar. Ya, bu dernekler kimlerdir? Bu derneklere verilecek idari, mali, teknik yardım nedir? Bu derneklere verilecek idari, mali, teknik yardımın süresi nedir? Bu derneklere verilecek idari, mali, teknik yardımın miktarı nedir? Böyle belirsizlik olabilir mi? Böyle kanun yapma tekniği olabilir mi? Böyle hukuki belirsizlik olabilir mi? Anayasa’nın 2'nci maddesi açık değil mi? Ölçülülük yok, hukuki belirlilik yok yani siz ne yapıyorsunuz burada? Kanun mu yapıyoruz biz?
Değerli arkadaşlar, Anayasa'ya aykırılık konusunda uzmanlaştınız ama biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak da bu rafa kaldırdığınız Anayasa'ya uyma konusunda komisyonlarda, Genel Kurulda ve Anayasa Mahkemesinde sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
Değerli arkadaşlar, İçişleri Bakanlığı... İçişleri Bakanlığının görevi nedir? İçişleri Bakanlığı, devletin güvenliğinden, vatandaşın huzurundan, sınırların korunmasından, suçla etkin mücadeleden sorumlu bakanlıktır. Gerçekte öyle mi, uygulama böyle mi? İçişleri Bakanlığının görevi uygulamada nasıldır? Uygulamada, toplumsal ve siyasi muhalefeti bastırmak, birinci göreviniz bu. Şimdi, İçişleri Bakanlığının görevlerine ve yaptıklarına bakıyorum: Biraz önce söyledim, AYM kararlarına rağmen 1 Mayısı engellediniz, Taksim'e çıkılamadı. FERNAS işçilerini, sadece insanca çalışma koşullarını talep ettikleri için Ankara'nın göbeğinde, Kurtuluş Parkı'nda yaka paça gözaltına aldınız. Sendikaya üye oldukları için işten atılan Polonez işçileri ters kelepçeyle gözaltına alındı. Akbelen ormanında kömür ocağı için direnen, nöbet alanında bulunan vatandaşları ne yaptınız? Darbedildi ve oradan çıkışına izin verilmedi. İsrail'le ticari ilişkilerin kesilmesi konusunda İstiklal Caddesi'nde yürüyüş yapan gençler darbedilerek gözaltına alındı. Esenyurt'ta kayyıma karşı mücadele eden Esenyurt halkına ise polis barikatlarıyla engel oldunuz. Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekillerinin belediyeye girişine, belediye meclis üyelerinin grup toplantısına girişine engel oldunuz.
Daha devam ediyorum. Bu kadar engellemeler varken ülkede neler oldu? Sadece bu yıl ekim ayı sonuna kadar 397 kadın öldürüldü. 2023 yılında çocuklar toplamda 537.583 adli olaya karıştı. Çocuğun Yaşam Hakkı Raporu'na göre 2024 Ocak-Haziran ayında, yalnızca altı ay içinde 343 çocuk, önlenebilir sebeplerden dolayı hayatını kaybetti yani önlenebilseydi 343 çocuk şu anda hayatta olacaktı. Bireysel silahlanma sonucu 8 çocuk vefat etti. Son on yılda 34.197 silahlı şiddet olayı ortaya çıktı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Bu silahlı şiddet olaylarında toplam 21.434 kişi öldü. Ruhsatsız silah sayısında ise Türkiye dünyada 7'nci, Avrupa'da da ilk sırada. Ama biz ne yapıyoruz? Yine torba yasada 8'inci maddeden 13'üncü maddeye kadar 6136 sayılı düzenlemeyle silahla ilgili, şiddetle ilgili artırım cezaları getiriyoruz. Ben Komisyonda "Bu konuda etki analizi yapıldı mı? Seri muhakeme usulü getirildi, düzenleme yapıldı mı?" diye sordum. O konuda bir cevap alamadım. Yirmi iki yıllık AKP iktidarında kadına, çocuğa ve vatandaşa yönelik şiddet bu kadar varsa, bunu çözemediyse, bu memlekette demokrasi, özgürlükler, insan hakları ve anayasal hak ve özgürlükler yaşanmıyor demektir. Bunun çaresi basittir. Hukuk devletini inşa edemiyorsunuz. Yirmi iki yılda geldiğimiz nokta, geldiğimiz nokta bu. Eski İçişleri Bakanımız fotoğraf çekiyordu, yeni Bakanımız kayyum atıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Bu hususa son vereceğiz, hep birlikte son vereceğiz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)