Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 21 |
Tarih: | 20.11.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; Saadet-Gelecek Grubu adına önergemizin gerekçesini açıklamak üzere huzurlarınızdayım. Bu vesileyle sizleri saygıyla selamlıyorum.
13 Mayıs 2014 "Soma maden kazası." 14 Ekim 2022 "Amasra maden ocağında patlama." 15 Aralık 2023 "Denizli'de krom madeni çöktü." 2 Ocak 2024 "İzmir'de inşaat iskelesi çöktü, işçi hayatını kaybetti." 15 Eylül 2024 "İnşaattan düşen 22 yaşındaki işçi hayatını kaybetti." Maalesef bu haberleri sürekli duyarak, bu haberlerle beraber gündemi takip etmekte çok zorlanıyor ve acıyla birlikte bu haberleri işitiyoruz.
Tüm bu sayılan kazaların farklı nedenlerle gerçekleştiği düşünülse de temelde tek bir neden var, ülkemizin benimseyemediği ve benimsetemediği iş sağlığı ve güvenliği kültürü. İş sağlığı ve güvenliğinin tesisi ve düzenlenmesinin en önemli belirleyicisi ülkedeki ekonomik göstergelerdir. Bu ekonomik göstergeler içerisinde kişi başına düşen millî gelir, ülkedeki üretim sistemi, çalışanların bilinç düzeyleri, ekonomik gelişmeler bulunmaktadır. Göstergeler ülkemizin hemen her köşesinden farklı bir işletmeden duyduğumuz iş kazalarıyla gözler önüne serilmektedir. 2012 yılında iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin düzenlemeler için bir adım atılarak 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarıldı. On iki yıllık sürecin sonunda Avrupa Birliğinin resmî istatistik ofisi Eurostat'ın ve Sosyal Güvenlik Kurumunun verilerine göre Türkiye iş kazalarında en fazla insanın hayatını kaybettiği ülkeler sıralamasında maalesef 1'inci sırada yer alıyor. Bu gerçeği görmezden gelerek "İşletmedir, kaza olur." mantığıyla ilerlemeye devam ettiğiniz müddetçe üzülerek ifade ediyorum ki bu kazalar asla sonlanmayacaktır. Bu kazaların önüne geçmek için nedenlerinin doğru bir şekilde tanımlanması, farklı iş kollarına ait mevzuatlardaki boşlukların doldurulması gerekmektedir. İliç maden kazasında altın madeninde yaşananları hep beraber biliyoruz. İş kazalarının yüzde 97'sinin önlenebilir nitelikte olduğunu gösteren bazı verileri bütün kamuoyu net olarak fark ediyor ve ne ilginçtir ki en başarılı olduğunuz alan meslek hastalıkları. 36 milyon kişiden oluşan iş gücümüze karşılık senelik bin civarında meslek hastalığı bildiriliyor olması ironik değildir de nedir? Eğer meslek hastalığının önlenmesinde bu kadar başarılı olunduğu iddia ediliyorsa iş kazalarında neden aynı hassasiyet gösterilmiyor?
Tüm bunların yanında iş güvenliği uzmanları görevlerini icra ederken birçok problemle karşı karşıya kalmaktadır. Bu problemlerin bazıları iş güvenliği uzmanlarının yetkilerinin sınırlı olması, iş güvenliği uzmanlarının maaşlarının ortak sağlık ve güvenlik birimleri tarafından veya işverenler tarafından ödenmesi, iş güvenliği uzmanlarının çalıştığı kurumlardaki işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği konusunda yeterince bütçe ayırmamaları, meydana gelen iş kazalarında iş güvenliği uzmanlarının tek sorumlu kişi olarak gösterilmesi, kanun ve yasaları uygulamakta yaşanan zorluklar, denetim yapan müfettişlerin denetleme esnasında denetimle ilgili eksik yönlerinin bulunması. Bunların tabii birçoğu daha ileri noktada detaylandırılabilir, daha ileri noktada bunlar ortaya konulabilir.
İş güvenliği ve sağlığı birimlerinin işverene bağımlı çalışması bağımsız karar alma mekanizmalarını zayıflatmaktadır. Özellikle işverene bağlı çalışan iş güvenliği uzmanları işverenin baskısı altında kalmakta ve bu durum iş yerinde gerçek anlamda etkin önlemlerin alınmasını engellemektedir. Saygıdeğer milletvekilleri, iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının ücretlerinin bağımsız bir fondan veya sistemden alınması mutlaka sağlanmalıdır.
Sonuç olarak şunları ifade etmek istiyorum: İş sağlığı, işçi güvenliği; bütün bunlar her ne kadar işveren tarafından bir maliyet kalemi olarak görülse de son tahlilde işin özünde olan insandır. İnsana yapılan yatırım en önemli yatırımdır. Eğer bir iş yerinde iş sağlığıyla ilgili, güvenliğiyle ilgili endişe varsa emin olun, bu, hem üretimi hem bütün boyutları etkileyecektir.
Bu noktada, bu araştırma önergemize bütün parti grupları tarafından destek bekliyor, iş sağlığı ve işçi güvenliğinin mutlaka sağlanması adına Meclisimizin, Parlamentomuzun yapacağı önemli görevler olduğunu düşünüyor, bu araştırma önergemize bir kere daha desteğinizi bekliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)