| Konu: | Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 20.11.2024 |
HÜSMEN KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 11'inci maddesi üzerine İYİ Parti Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
11'inci maddeyle silahı çalınan veya silahını kaybedenlere ilişkin düzenlemeler yapılmak isteniyor. Buna göre, ikinci kez silahı çalınan veya silahını ikinci kez kaybedenlere yeni silah müracaatlarında tek bir silah için taşıma veya bulundurma izni verilebilirken üçüncü kez silahı çalınan veya silahını üçüncü kez kaybedenlerin silah vesikası geri alınacağı ve bu kişilere fiil tarihinden itibaren beş yıl geçmedikçe silah bulundurma ve taşıma izni verilemeyeceği belirtiliyor.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun teklifi her ne kadar Dahiliye Memurları Kanunu'yla ilgili ise de gene bir torba kanunla karşı karşıyayız. Güvenlik, kamu düzeni, göç ve yerel yönetimlerle ilgili geniş bir yelpazeye sahip İçişleri Komisyonu bu dönemde ilk defa toplandı. Torbanın içerisine pek çok şey doldurulmuş ama asıl olması gereken düzenlemeler maalesef bu torbada yok. Daha geçen hafta 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nda değişiklik yapan kanun teklifini görüşmüşken ve Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'ndaki düzenleme 12 Haziranda kanunlaşmış iken bu iki kanunda değişiklik yapan maddelerin bu torbada yine ne işi var acaba? Bu kadar büyük öngörüsüzlük için mazeretiniz nedir? İşte, torba kanun tam da böyle bir şeydir. İleride yaşanacak sorunları zamanında düzeltmeyip aceleyle eksik ve hatalı işler yapıyorsunuz, sonra inat da ediyorsunuz ama bir müddet sonra yeniden değişiklik teklifiyle geliyorsunuz. Kanun yapmada bile ciddiyetsizlik ortada. Kanun teklifinin tali komisyon olarak Anayasa, Adalet, Millî Savunma ve Plan ve Bütçe Komisyonlarında görüşülmemesi komisyonlardan kaçırılması anlamına gelir ki bu da Anayasa'ya aykırılık iddialarına haklılık kazandırır; aynı zamanda, istişareden, fikir alışverişinden ve mutabakat aramaktan da kaçmak olur.
Muhalefet milletvekilleri olarak bizlerin milletin acil ihtiyaç duyduğu konularda verdiğimiz önergeleri ve kanun tekliflerini hiç incelemeden, faydalarına bakmadan reddederken -biraz önce sözümün başında da ifade ettiğim gibi- sizler her şeyi torba yasalar içine doldurarak getiriyorsunuz. Bizler elbette kapsamında nelerin olduğundan daha çok, teklifi getiren iradenin talimatının yerine getirilmesinin AK PARTİ için daha önemli olduğunun farkındayız. İşte, bu anlayış, yasama organına gölge düşürüyor. Torba kanunun uygulanmasına artık son verilmesini istiyoruz.
Değerli milletvekilleri, teklifte, Emniyet ve Jandarma teşkilatının personelinin haklarına, maaşlarına, çalışma şartlarına ve yaşadıkları mobbinglere ve sorunlara dair düzenlemelere yer verilmemiştir. Yakın zamanda yine Genel Kurulda görüşülmüştü, polislerimizin ikinci şark hizmetinin kaldırılması için de herhangi bir karar yok; oysa biz aile birliklerinin sağlanması açısından önemli görüyoruz.
Mühendislik, tarih, sosyoloji, halkla ilişkiler ve tanıtım ve psikoloji mezunlarına tezli yüksek lisans şartıyla kaymakam olma yolunu açıyorsunuz. Hangi gerekçeyle kaymakamlık için diğer fakülte mezunlarına ihtiyaç duyulmuştur? Kaymakamlık sınavlarını, yazılı sınavı kıl payı geçen adayların sözlüde en yüksek puanları alarak göreve atandığını biliyoruz.
Değerli milletvekilleri, sürem kısıtlı, toparlayacak olursam sakıncalı gördüğümüz maddelerdeki değişikliklerle nereye varılmak istenildiği konusunda haklı şüphelerimiz ve endişelerimiz var. Biz, teklifin tümüne karşı olmadığımızı, getirilen teklifte yapılması gereken bazı değişiklikleri makul gördüğümüzü ancak bazı maddelerin ileride yaşanacak ciddi sorunların habercisi olduğunu ve bugünden geri çekilmesinin doğru olacağını belirtiyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)