| Konu: | TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 18.04.2013 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Verdiğimiz önerge üzerinde tekrar söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Demin vakit yeterli olmadığı için konuyu tam da bitiremedik. Yani kardan dolayı Bingöl'e bir viyadük yapılmama gerekçesini kabul etmiyoruz. Sayın Bakan bunu en iyi kendi memleketinden bilir. Erzincan'daki viyadük sayısını bize söylerseniz Sayın Bakan? Eğer Erzincan'da viyadük yoksa, Erzurum'da viyadük yoksa biz o zaman kardan dolayı bir şehre viyadük yapılmıyor gerekçesini anlayabiliriz ama Erzincan'a yağan kar da aynıdır, Erzurum'a, Bingöl'e yağan kar da aynıdır. Erzincan'a ve Erzurum'a daha fazlasını yapmanızı talep ederiz, isteriz ama bir şehre bir viyadükle ilgili en azından bu görüşmeler yapılırken fikriniz, düşünceniz nedir, merak ediyoruz.
Diğer taraftan, tabii, bu çıkarılan yasaların çoğunun emekten yana olmadığını, emekçinin sürekli hak gaspına uğradığını biz ifade etmiştik. Yine Sayın Bakanın ilgi alanına girdiği için? Demin Sayın Çalışma Bakanı da buradaydı, gördüm, bilmiyorum burada mı, yine eğer buradaysa kendisi de lütfen bu konuyla ilgilensin. Bu Karayollarında işten atılan 10 bin işçinin dramı söz konusu. Ortada yüksek yargı kararları var, Yargıtay kararları var. Yüksek yargı kararı, bu işçilerin kadrolu olarak Karayolları işçisi sayılması gerektiğini belirtiyor ama Bakanlığın uygulaması, bunların çalıştıkları sahayı tamamen anahtar teslim şekilde taşerona bırakma şeklinde ilerliyor. Doğal olarak taşeron, esnek, ucuz, iş güvencesiz emek gücünü yaratmanın peşinde koşturuyor. Şu anda 10 bin işçi var. Yani bu işçilerin burada dile getirilmesi hususunu böyle bir sayı olarak almanız çok yanlış. 10 bin aileden bahsediyoruz, 10 bin ailenin yaşadığı dramdan bahsediyoruz. Benim seçim bölgem olan Bingöl'de 80 aile durmadan bizi arayıp ne yapacağını bilmez bir hâlde, geçimle ilgili, soysal sorunlarla ilgili bir çare üretilmesi talebini burada dile getirmemizi istiyor. Aynı şekilde, bakın, sadece Bingöl'de değil; Mardin'de, Batman'da, Trabzon'da, Diyarbakır'da, Kayseri'de, Samsun'da, Sivas'ta, Bursa'da, Erzurum'da, Konya'da, Şanlıurfa, İstanbul, Elâzığ ve daha birçok ilde bu Karayolları işçileri geleceğinin ne olacağının bir açıklanmasını bekliyorlar.
Diğer taraftan, siz burayı özelleştirirken, taşerona verirken devletin depolarında olan iş makineleri, teçhizatı, teknik teçhizatı çürümeye mi bırakacaksınız yani böyle bir uygulama var mı?
Buradaki en büyük sorun, eğer Türkiye bir hukuk devletiyse, en üst düzeyde verilmiş olan yüksek yargı kararını Hükûmet olarak uygulamanız. Kimse sizden herhangi bir hak verilmesini, bu anlamda kendi cebinizden bir hak verilmesini istemiyor. Mahkeme zaten karar vermiş, bu işçileri haklı görmüş. Bu işçilerin Karayollarında kadrolu işçi olarak bulunması gerektiğini zaten söylemiş. Size düşen tek şey, hukuk ülkesi olmanın gereğini yerine getirmek. Bu işçilerin mağduriyetiyle ilgili, bilmiyorum Bakanlığınız nasıl bir formül geliştirecek ya da Sayın Çalışma Bakanı bu konuyla ilgili hiç kafa yormuş mu? Bu 10 bin Karayolları işçisinin durumunun içerisinden nasıl çıkmayı düşünüyorsunuz? Ya mahkeme kararını çiğneyeceksiniz ya bu işçileri büyük bir sosyal problem olarak ne yapacağını bilmez bir hâlde ortaya atacaksınız ya da mantıklı bir formülle buraya gelip bir çözüm sunacaksınız; biz de rahatlayacağız, aileler de rahatlayacak. Beklentimiz budur.
Bununla ilgili mağduriyetin bir an önce düzeltilmesi gerektiğini belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.