| Konu: | Başbuğ Alparslan Türkeş'in doğum gününün 107'nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 26.11.2024 |
AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
25 Kasım, ömrünü Türk milletine adamış, gösterdiği irade ve cesaretiyle Türk milletinin ve Türk dünyasının son Başbuğ'u olan babam Alparslan Türkeş'in doğumunun 107'nci yıl dönümü. Bu vesileyle, yüce Türkiye Büyük Millet Meclisinde 5 dönem görev yapmış Başbuğ Türkeş'in bu kürsüden yaptığı konuşmalardan oluşan bir derlemeyi okumak istiyorum. Bu konuşmanın, onun yolunda yürüyen bizlere rehber, şirazesini kaybederek yoldan şaşanlara ibret olmasını diliyorum.
Başbuğ diyor ki: "Büyük Meclisin muhterem milletvekilleri, televizyonları başında bizi seyretmekte olan kıymetli vatandaşlarım; konuşmama girişirken hepinize derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Bizleri bugünlere kavuşturan, bu vatan topraklarını emperyalist çizmelerinden kurtarmak, yeni bir devlet kurmak için cepheden cepheye koşan Millî Mücadele'nin bütün kahramanlarını, Kuvayımilliyenin bütün mücahitlerini, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve devletimizin kuruluşuna vesile olanları hayırla anıyor ve bu vesileyle, aziz hatıraları önünde saygıyla eğilerek kendilerini selamlıyorum.
Bizler, o iradenin ürünü olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin bugünkü üyeleriyiz, üniter Türkiye Cumhuriyeti devleti Meclisinin temsilcileriyiz; bu bakımdan, devletimizin üniter niteliğini bozmaya, eyalet sistemi veya federasyon gibi şeyleri dile getirmeye kalkışanlara karşı Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri olarak büyük görev ve sorumluluk taşımaktayız. Üyesi olmaktan şeref duyduğumuz bu yüce Meclis bizlere Millî Mücadele'nin ve bu mücadeleyi yürüten Kuvayımilliyecilerin hediyesidir. Onların hatıralarına saygılı olmak, onların iradelerini zedelememek hepimizin görevidir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin bugün de ciddi sosyal, siyasi ve ekonomik meseleleri vardır. Bu temel problemlerimizin başında vatanımızın bölünmez bütünlüğünü tehdit eden, birliğimizi ve beraberliğimizi bozmaya yönelik eylemler gerçekleştiren bölücü terör örgütü gelmektedir. Bölücü terörü ortadan kaldıracak tedbirleri de yine bu Meclis bulacak ve uygulamaya sokacaktır. PKK terörü uzun yıllar gündemimizde durmuş ve durmaya da devam etmektedir. PKK terör örgütüyle çoğunluğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşayan ve Kürtçe konuşan vatandaşlarımızı birbirinden ayırt etmemek büyük bir gaflettir. Biz, Kürtçe konuşan vatandaşlarımıza ne kadar yakınsak, onları ne kadar seviyorsak PKK terör örgütüne karşı da o kadar nefret doluyuz ve onlara şiddetle karşıyız. Bu ayrımı yapmadan hareket etmek gaflet olduğu kadar da ihanettir. Kürtçe konuşan kardeşlerimiz ne kadar Kürt'se biz de onlar kadar Kürt'üz, biz ne kadar Türk'sek onlar da bizim kadar Türk'tür.
Bugüne kadar bazı şeyleri hoş karşıladık. Bu kürsüye çıkıp masum üsluplar içinde Kürt halkı, Türk halkı ayrımlarını söyleyenleri dinledik. Sanılmasın ki ne yapılmak istendiğini anlamamışımdır. Herkes haddini bilmelidir. Burası Türkiye'dir. Bu kutsal vatanın adı köyümüz, kentimiz, bölgemiz ne olursa olsun Türkiye'dir. Türkiye'de yaşayan herkesin ailesi, sülalesi, aşireti, kabilesi, etnik kökeni ne olursa olsun müşterek adı Türk'tür. Bu gerçeği kabul etmeyenlerin, Türk gerçeğini kabul etmeyenlerin bu ülkede hiçbir hakları olamaz. Bu ülkede tek bayrak vardır, o da ay yıldızlı Türk Bayrağı'dır. Bu ülkenin resmî dili Türkçe'dir. Herkes evinde ve kendi arasında istediği lisanı kendi lehçesiyle konuşabilir ancak Türkiye'de eğitim Türkçe yapılır. Millî birliğimizin, vatanımızın bütünlüğünün korunmasının temeli resmî dilimiz olan Türkçe'ye dayanmaktadır, millî kültürümüzün temeli de Türkçe'mizdir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kalkınmanın, güçlü olmanın en önemli unsuru birlik ve beraberliktir. Millî birlik ve beraberlik her konuda aynı düşünmek, aynı hareket içinde olmak demek değildir ancak hepimizin Türkiye ve Türk milleti gerçeğinde beraber olmak mecburiyetimiz vardır. Her görüşün, her fikrin, her eylemin, her ideolojinin dayanağı Türkiye ve Türk milleti olmalıdır. Bu noktada hepimiz el ele verebilmeliyiz, dış meselelerimizde bir olmalıyız. Anayasa'mızın temel hükümlerinden hiçbir taviz vermemeliyiz. Demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına inanmalı, saygılı olmalıyız."
Sözlerimi burada tamamlarken Başbuğ Alparslan Türkeş'in liderliği ve öngörüsü milletin bekasına adanmış bir yol haritasıdır diyor, o yoldan sapmak yalnızca geçmişe değil, geleceğe de ihanet etmektir.
Ruhun şad olsun, Türk milleti ve Türk devleti sonsuza dek var olsun. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)