| Konu: | TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 18.04.2013 |
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın 6'ncı maddesiyle ilgili söz almış bulunuyorum.
Bu kanunun başından sonuna kadar tek bir amacı vardır: Birçok kamu kurum ve kuruluşunda yapılmak istendiği gibi, bu kanunun altında da demir yollarının "serbestleşme" adı altında özelleştirilmesi ve özel sektörün tekeline verilmesi fikri yatmaktadır. Nitekim "serbestleşme" kelimesinin kullanılması da özelleştirmeden başka bir şey olmadığının en büyük kanıtıdır. Öncelikle, yasa hazırlanırkenki yöntem ve usulün yanlış olduğunu söylemek gerekir. En az kurum kadar personeli yakından ilgilendiren böylesi hayati bir yasa taslağı hazırlanırken sendikalar ve derneklerden görüş alınmaması düşündürücüdür.
TCDD'nin yeniden yapılandırılarak çağın gereklerine uygun bir hâle getirilmesi kuşkusuz gereklidir. Zira, uzun yıllardır demir yollarına yatırım yapılmadığı gibi, iyileştirme çalışmaları yapılmamıştır. TCDD'nin birçok seferi kaldırılmış, seferler aksatılmış, altyapı çağın gerisinde bırakılmıştır.
Yeni bir çalışma TCDD'nin kuruluş amacına uygun yapılmalıdır. TCDD, sermayeye değil, halka hizmet etmelidir. Yapılmak istenen, AB'ye uyum sağlayarak demir yolu ağını özel sektörün desteğiyle daha etkin hâle getirmek değildir. Yatırımların yalnızca yüksek hızlı tren projelerine kaydırılmasıyla geleneksel demir yolu taşımacılığı sekteye uğrayacak, demir yolu ağı yabancı ellere geçecek, hâlihazırda iş bilen, tecrübeli çalışanlar emekli edilip yerlerine güvencesiz çalışma sistemi olan taşeronlaşmanın işçileri getirilecektir. Daha önce 50 binden fazla çalışanı olan Devlet Demiryollarının 95'ten sonra çalışan sayısı, 4 bini taşeron olmak üzere 32 bine düşmüştür. TCDD'nin taşınmazları zamanla bir bir elden çıkarılacaktır çünkü bunların örneği AKP iktidarıyla tecrübe edilmiştir.
Bu yasa tasarısı, sadece bir buçuk asırlık demir yollarının tasfiyesi olmaktan ötedir. Tasarının yasalaşması hâlinde, hâlen geniş kesimler için alternatif ve önemli bir ulaşım ağı olan demir yolu ulaşımı pahalı hâle gelecektir. Uzun yıllardır bu işe emek veren çalışanların tasfiyesiyle yerlerine getirilecek kadroların tecrübesi de tartışılacağı için kazaların ve aksaklıkların yaşanması kaçınılmaz olacaktır.
Demir yollarında özelleştirme bugüne değin birçok ülkede denenmiş ancak başarılı olunamamıştır. İngiltere bunun en son örneklerinden biridir. İngiliz demir yolları büyük bir çöküş yaşamaktadır, sık sık kazalar meydana gelmektedir, ücretlerin yüksek olduğu en sık dile getirilen şikâyetler arasındadır.
Bu operasyonun planı önceden hazırlanmıştır. Haydarpaşa Garı iştahı kabartan rantçılar için organize bir operasyon ile adım adım devre dışı bırakılmıştır. Halk için çalıştığı yalanını söyleyen AKP, Haydarpaşa ile ilgili İstanbul'un Anadolu bağlantısını kesmiş, ucuz ve güvenli yolu seçen işçileri, memurları, öğrencileri mağdur etmiştir. Anadolu'ya gidecek olanlar, dar gelirliler Hükûmetin umurunda bile değildir. Halkın cebine giren parayı bilmeyen ve ilgilenmeyen AKP, kendi yandaşlarının cebini doldurmanın derdindedir. Haydarpaşa'yı işlevsiz bırakarak, halkın dikkatini dağıtarak yeni bir imar operasyonu için kollar sıvanmıştır. İstanbul'un bütün siluetini bozdukları yetmiyormuş gibi, şimdi de Haydarpaşa ve çevresini mahvetme planları yapılmaktadır.
Bugüne kadar Türkiye hariç hiçbir ülkede kültürel değerlerin yok edildiği görülmemiştir. Haydarpaşa yüz beş yıllık geçmişiyle herkesin nostaljisidir. Haydarpaşa sadece tarih değil, özlem, sevinç, gözyaşı kokar. Oraya dokunmak demek, tarihe ihanet, halka ihanet demektir. Oysaki İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin AKP'li üyelerince hazırlanan imar planında Haydarpaşa Garı'nın kültürel tesis, konaklama alanı olarak düzenlenmesi kararı verilmiştir. 1,5 milyon metrekare alanın 817 bin metrekaresi inşaata ayrılacaktır. İstanbul'un kamuda kalan son alanı yoğun bir yapılaşmaya açılacak, otel ve ticaret merkezi hâline gelecektir.
Mevcut imar planı, sadece dayanağı olduğu yasaya değil, imar planına da aykırıdır. Plana göre bölgede yüksek yapılaşma olacağı, nüfus yoğunluğu doğuracak gökdelenler yapılacağı ve kentin yapısına uymayan, ekolojik dengeyi tehdit eden yapılaşma olacağı aşikârdır.
İmar planındaki Haydarpaşa ve çevresiyle ilgili her gün yeni bir sürprizle karşılaşmaktayız. En son geçen hafta, 100 bin kişilik portatif stadyumdan bahsedilmiştir. Bu devasa yapının birilerine rant yaratmak ve denizin hafriyatla doldurulması amacıyla konulduğu bellidir.
Değerli milletvekilleri, ekonomi iyi söylemleri arasında hep özelleştirmeler var. Hâlâ hazırdan yiyerek ekonomiye "iyi" diyemezsiniz. Bütçe açık veriyor, hesabı çarşıya uyduramıyorsunuz, halkın kaynaklarına saldırıyorsunuz. Unutmayın, cumhuriyetin en önemli kurumları, ilk defa AKP döneminde özelleştirilmek suretiyle elden çıkarılmıştır. AKP bir gün o rayların altında kalacaktır. Demir yolları halkındır ve halkın kalmalıdır.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)